Bölüm 1: Su Hortlağına Yenilen Takım Chunin Sınavına Giriyor!

151 7 0
                                    

13 yıl sonra

"Ryuu Sensei!!! Ryuu Sensei... "

Güneş, beyaz kar kristallerinin üzerinde henüz ışıldamaya başlamışken ve hafif bir esinti karla kaplı beyaz ovaların üzerinde gezinirken kar köyünün buzdan yapılma yüksek ve keskin sarp kayalıklarından ince bir ses yankılandı. Henüz tüm yukigakure halkı uykudaydı. Öğleden önce kimse kolay kolay uyanmazdı. Diğer köylerin aksine burada katı kurallar yoktu. Köy halkı işini aksatmadığı gibi kimse dinlenmesinden ödün de vermezdi. Beyaz sokakları dolduran soğuk, güneşin ilk ışıklarını üşütecek kadar kendinden emindi. Yalnızca yeni yağmış karın üzerine basıldığında çıkan o bilindik hışırtı vardı sokaklarda. Açık tenli bir kız çocuğu soğuğu hiç bilmiyormuş gibi sokaklarda bilindik bir ismi çağırıp duruyordu. Bir kez daha tüm gücüyle "Ryuu Sensei! " diye bağırdıktan sonra nefes nefese kalmış bedenini tutmakta zorlandı ve elleriyle bacaklarından destek aldı. Hızlı hızlı soluk alırken göğsü patlayacakmış gibi yanıyordu. Olduğu yerde doğruldu ve bir nefes verdikten sonra bir kez daha bağırdı. Beyaz soluğunun izi, güzel bir manzarayı resmediyor gibi usulca soğuk havanın üzerinde asılı kalmıştı.

"Ryuu Senseiiiii! Misakiiii..."
Hâlâ ses yoktu. O sırada sesten ürkmüş olan bir kar tavşanı saklandığı karla kaplı oyuktan başını çıkardı ve gri gözleriyle Yukiko'ya baktı. Yukiko onu fark etmemiş gibiydi ve bir kez daha bağırdı. Sesi öncekinden daha bile güçlüydü.

"Senseeeeii!! "

Kar tavşanı iri gözlerini birkaç kez korkuyla kırpıştırdıktan sonra karın içinde tepindi ve büyük bir hızla orayı terk etti. Epey gürültüyle tepinmişti. Öyle ki karla kaplı oyuk büyük bir karmaşa çıkararak çökmüş, ortalık büyük bir kar fırtınası sonrası rengine bürünmüştü. Uçuşan ve havada savrulan karların arasından Yukiko hayretle baktı. Uçuşan kar kristalleri, koşmaktan dağılmış saçlarına yapışmıştı. Tamamen dağılmış görünüyordu. Bu haliyle çarpıcı bir görüntüsü vardı doğrusu. Gece yarısı ayın parlaklığını üzerine geçirmiş gibi ışıldayan gözleri ve kendiliğinden kırmızı dudaklarıyla bir tanrıçayı anımsatıyordu. Beyaz bir maske takmış gibi pürüzsüz görünen güzel yüzü şimdi bir parça soğukluğun izini taşırcasına hafif bir kızıllıkla kaplanmıştı.

"Neden aradığım zaman hiçbirinizi bulamıyorum." diye umutsuzca ve belli belirsiz bir öfkeyle kendine sordu.
Sesi soğuk hava tabakasının üzerinde asılı kalmıştı.

Kendi kendine bir şeyler mırıldanarak bir süre daha etrafta dolanmaya devam etti.Hâlâ hiçbir kıpırtı yoktu. Sinirden karın üzerinde bir süre tepindikten sonra da tüm bu arayışlar sonuç vermeyince yeniden kardan ve buzdan yapılma gölün kıyısına döndü.

Kar köyünde birden fazla buz gölü vardı.Ve sadece yılın son günü bu göllerde bir miktar çatlaklar meydana gelirdi. Onun dışında gölü kaplayan buzlar kimsenin göle girmesine geçit vermezdi. Üzerine bir ton ağırlıkla yüklensen bile buzun sertliği etkilenmezdi.Bu göllerin en büyüğü köyün ortasına dikilmiş olan buzdan heykelin yalnızca on mil uzağındaydı.
Hikari Gölü...
Efsaneler 300 yıl öncesinde merkez köylerden sayılan ve gölle aynı ismi taşıyan Hikari köyü adındaki antik bir köyün kuruluşuna kadar gidiyordu.

Hikari köyü gelmiş geçmiş en büyük zenginliklerin yurdu ve gücün temsili bir duruşa sahip olmuş köy olarak anılıyordu. Adının anlamı gibi yeryüzüne ışık saçan bir zarafeti vardı. Köyün ortasında görkemli bir salonu vardı ve sadece köyün kurucusunun bulunduğu saray bile o kadar büyüktü ki sadece saray ve köyü ayıran duvarın uzunluğu bile neredeyse bir başka köyün topraklarının sınırından bile fazlaydı. Söylenilenlere göre köy bu zengin kaynağını yüce Hikari Gölünden alıyordu. Hikari gölü köyün tek koruyucusu kabul edilmişti. Ne var ki sarayı bir köy büyüklüğünde olan bu köy tüm ihtişamıyla bir gece ansızın yeryüzünden silinip gitmişti. Tek bir şeyin varlığı dışında geride tek bir iz bile bırakmayarak üstelik...
Hikari köyünün neden ve kim tarafından yok edildiği bugün bile bilinmezliğini korumuştu.Birileri tarafından tüm kanıtlar çoktan yok edilmişti. Ne bir parşömen ne de heykeller bırakılmıştı geride... Hepsi hiçliğe karışmıştı.

Yukigakure Hiden: Kar Yağan Harita Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin