/12/

87 47 19
                                    

Medya: Hamza

İyi okumalar...

Abimin "Burak!" diye bağırdığı sadece hatırladığım buydu. Şimdi ne olmuştu? Neredeydim? Yaşıyor muydum? Hiç bir şeyi bilmiyordum. Ölmüş müydüm ya da ben bunları yaşayacak ne yapmıştım? Ne günah işlemiştim de şimdi bu ceza neydi? Neden ben? Neden başkası değil de ben? Bugün ne olmuştu? Ege nin Fransa ya gideceğini öğrenmiştim. Şimdi diyebilirsiniz sadece bir hafta gidecek neden bu kadar üzdü seni diyorsunuz değil mi? Evet bu sene sadece bir hafta kalacak ama seneye tüm sene orada okuyacak nasıl üzülmeyeyim? Gidenin Ege olması önemli değil aslında Meriç te bu şekilde karşıma çıksaydı aynı tepkiyi verirdim emin olun çünkü biz Ege ve Meriç ile hiç ayrılmamıştık her yere beraber gidiyorduk. Peki ben Emir i ne kadar çabuk benimsedin diyorsunuz emin olun bunun cevabını ben de henüz bilmiyordum ta ki Emir in Hastane ye kaldırılmasına kadar. Emin olmuştum işte o şok üstüne şok yaşadığım gün. Kendimi kandırmayı sevmem bu yüzden direk hissettiklerime gireyim. BEN EMİR E AŞIK OLDUM. Belki onu ilk gördüğüm gün aşık olmuştum ama o zamanlar anonim in o olduğunu bilmiyordum. Öğrendikten sonra da O BENİ SEVİYOR ONU KIRMAK İSTEMİYORUM diye düşünüyordum. Ama işte öyle değilmiş. Peki şuan bana ne olmuştu o zaman öğrenelim.

Biri arkamdan "Su" diye seslendiğini duydum ama asıl garip olan bu Meriç, Ege ya da buradakilerin bir sesi değildi. Bir tarafım bu sesi çok iyi tanıyor diğer tarafım ise tanımıyor gibiydi. Korkarak arkamı döndüm döndüğüm anda yüzüm buz kesilmişti, bembeyaz olmuştu...

Uyandığımda kendimi bir odada kolumda serum takılıyken bulmuştum. Gözlerimi açmıştım ama kimse beni fark etmemişti Ada ve Yankı odada yoktu. İpek, Ece ve Gizem uyuyorlardı. Hamza koltuğa oturmuş elini alnına götürmüştü galiba başı ağrıyor diye düşündüm. Meriç ve Ege ise konuşuyorlardı kısa bir süre onları dinledim. Meriç, Ege ye Fransa ya gideceğini neden onlara söylemediğini sordu sonra yumruk attığı için özür dilemişti. Ege de aynı şekilde Özür dilemişti Meriç ten. Onları böyle görmek beni kısa bir süre olsa da mutlu etmişti.

Kolumdaki serum u bir hışımda çıkardım aklımda deli sorular vardı. Saat kaçtı? Abim neredeydi? Burak neden buraya gelmişti ve burada olduğumuzu nereden biliyordu? Abim Burak ı nereden tanıyordu? çünkü biz sevgili olduğumuzda abim e söylememiştik sevgili olduğumuzu dışarıda veya okulda gizli gizli buluşuyorduk.

Telefonumu elime alarak oturduğum yataktan kalktım tam o sırada odaya Yankı ve Ada geldi elinde kahvelerle. Beni ayakta görünce hemen bana doğru koştu ve o saçma soruyu sordu.

"Sen uyandın mı?" diye sorduğunda ciddiyetle.

"Yok Ada uyanmadım bak şuan uyuyorum" diye cevap verdiğimde göz devirdi.

Yankı "Sen ne zaman uyandın yen-"diyecekken Hamza boğazını temizledi. "Yani ne zaman uyandın Su?" diye düzeltti cümlesini Hamza nın uyarısıyla.

"Daha yeni uyandım." dedim ve telefonun kilidini açmadan sadece saate baktım saat 4:43 idi ne ara sabah olmuştu? dedim kendi kendime. Ege ve Meriç benim uyandığımı daha yeni fark ediyorlardı ve gözleri mosmordu. Ağlamaktan mı yoksa uykusuzluktan mı bu haldeler anlamadım.

"Emir nasıl?" diye sorduğumda Yankı neşeyle "Hayati tehlikeyi atlatmış ama..."dedi ve susmayı tercih etti. "Ama?" dedim devam etmesini isterken. Ama onlar cevap vermeyince "Tamam size her şeyi anlatacağım ama Meriç, Ada, Ege, İpek ve Ece hepiniz eve gideceksiniz" dediğimde "Meriç, Ada ve Ege omuz silkti "Biz hiç bir yere gitmiyoruz" dediler aynı anda. 

"Bak seni çok üzdüğümüzün farkındayız ama biz birbirimizden özür diledik ve birbirimizi affettik. Hastaneye geldiğimde zaten üzgündüm Emir için. Sonra sen de siz gidin diyince öfkelendim ve Ege ye patladım" diye konuştu Meriç üzgün bir sesle.

343 Kafe/Texting (DÜZENLENİYOR!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin