'
'
'
'Karanlık gökyüzüne tezat parlak ışıkların göz aldığı, renkli barlar sokağında her zamanki gibi bir curcuna hakimdi. Birbirinden abartılı makyajlarıyla yarı çıplak bedenlerini sergileyen omega ve betaların açık açık kuyruk salladığı güç gösterisi yapan gotik tipler, yamuk yumuk gülümsüyorlardı. Neon renkler, elmas takılara çarparak kırılıyor, her köşede kıkırdayıp duranların ve birbirlerinin boynuna sanki hayat suyu oradaymışçasına gömülmüş diğer kurtların yüzlerini gizliyordu.
Bu karmaşık uzun yolun başında duran ve tanıdık olmayan uzun boylu bir kişi, gri mullet saçları; büyük kaslarla bezendiği apaçık belli olan kollarını saran siyah deri ceketi; davetkâr güçlü bacaklarını gözler önüne seren koyu mavi kot pantolonu; büyük siyah postalları; eski ama onun üzerinde bu haliyle havalı görünen harley davidson motorcu tişörtü ve boynundan sarkan kalın zincirleriyle, sokağa daha tam olarak girmemiş olmasına rağmen dikkatleri üzerine topluyordu.
Bir alfa olduğu yoğun kokusundan ve kuvvetli aurasından çabucak seçiliyordu. Sokağı feromonlarıyla boğan bütün omegalar, bu kişinin her adımına göz kenarlarından dikkat kesiliyor; tav edip edemeyeceklerini anlamak için burunlarını hafifçe kıpraştırıp havayı kokluyorlardı.
Alfanın adımları hükmetmek istercesine bütün sokakta ilerledi. Diğer alfalar, onun bir lider alfa olduğunu kalın boynunu titreştiren sessiz hırlamasından anlayıp içgüdüsel olarak başlarını aşağıya eğerek ona yol verirken bu güçlü kişiyi fark edemeyen bir başkası kendisinin iki katı olan bedene aniden çarpıverdi.
Göz ucuyla olayı takip edenler, dikkati dağınık omeganın bunu bilerek yaptığını düşünüp onun şansını denemesini heyecanla izlemeye koyulmuşlardı bile. Bu sırada gözünün önündeki devasa adamı göremeyen omega çarpmanın şiddetiyle yere yığılmıştı.
Alfa olan bir santim bile sarsılmamasına rağmen oldukça şaşırmış gibiydi. Sert görüntüsünün aksine kadife gibi yumuşacık çıkan sesiyle omegaya doğru eğildi "Hey, sen iyi misin?"
Esmer elini, başını tutan zayıf bedene doğru uzattı ama tam o saniye ters giden bir şeyleri fark ettiğinden duraksadı. Omeganın peşinden geldikleri hemen fark edilen bir grup erkek tam önünde durduğunda kaşlarını çattı. Omega ise dar omuzları şiddetli nefesleri yüzünden deli gibi sarsılırken başını tutmuş, gözlerini sımsıkı kapatmış ve bacaklarını olabildiğince kendisine çekmiş bir şekilde öylece oturuyordu.
Anlam vermesi pek zor bir manzara değildi bu Namjoon için. İçgüdüleri ona fısıldamaya başlamıştı bile.
İki alfa ve iki betadan oluşan gruptan bir kişi, omeganın arkasından yaklaşarak Namjoon'un önünde durdu ve onu baştan aşağıya süzdü.
Kaşlarını daha çok çatan Namjoon iğrenç alkol kokusuna karışan zevk suyu kokusunu aldığında kusmamak için dişlerini sıktı. "Neden önümde dikiliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VODKA à la PêCHE -jikook-
Fanfiction... Bacakları birbirine dolanıp bedenleri bir bütün haline geliyor, tutkulu öpücüklerine devam ettikleri sırada bir kelebek cümbüşü kalpleri arasında yol alıyor; mor renkli elektrik dalgaları Jimin'in korsesini aşıp çıplak teniyle buluşan alfanın pa...