Obliviate | Jikook

1-

Bu bölüm düzenlenmiştir.

"Hey Jimiin!"

Öğrenci kalabalığı arasında binaya girmeye çalışan Jimin adının seslenilmesiyle etrafına bakmaya başladı. Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda 5. yılı bugün itibariyle başlıyordu. Sonunda arkadaşı Yoongi ve yanındaki tanımadığı çocuğu gördüğünde yanlarına ilerledi ve sarılırken yaz tatili boyunca sadece bir kez mektup yazan arkadaşına söylenmeye başladı.

"Sana bir daha mektup yok Min Yoongi. Koca yaz bir tane yazdığına inanamıyorum!"

Yoongi gülerek arkadaşını kendinden uzaklaştırdı çünkü Jimin sarılırken yumruk yaptığı ellerini sırtına geçirmeye başlamıştı. "Hey hey sakin ol, biliyorsun her zaman yazmak biraz zor oluyor benim içim."

Bir an anne babasının sert tutumunu unuttuğu için kendine kızdı Jimin. Yoongi okulda Slytherin binasında olan ve anlaşabildiği tek kişi olabilirdi. Kaldı ki Yoongi bir Slytherin olamayacak kadar iyi biriydi. Bazı zamanlar ani çıkışları oluyordu elbette. İlk senelerinde bina seçimi sırasında o binaya gittiğine şaşırmış ve trende tanışıp arkadaş olacağını düşündüğü bu çocuğu kaybettiğini sanmıştı ancak Yoongi onu yanıltmıştı. Şimdi ise beraber 5. Senelerini okuyacaklardı. Sonunda atışmaları bittiğinde  yanındaki sarı saçlı ve kendinden uzun çocuğa baktı. Burada daha önce gördüğünü hatırlamıyordu Jimin.

"Ah kusura bakma Yoongi'e laf atacağım diye seni fark edemedim, ben Jimin." Elini uzattı, dost canlısı birine benziyordu güldüğünde gamzesi ortaya çıktı. Aman tanrım dedi Jimin içinden. Bu çocuk çok güzel gülüyordu.

"Merhaba ben Kim Namjoon." Namjoon gülerek elini sıktı. Jimin her zaman ki gibi düşük çenesini tutamadı ve hızlı hızlı konuşmaya başladı.

"Seni daha önce görmemiştim ,memnun oldum Namjoon. Yoongi ve ben 1. Sınıfta arkadaş olduk, sen kaçıncı sınıfsın? Gamzelerin çok güzel yanlış anlama tabii." dedi, Yoongi "Nefes almadan konuşmak gibi bir özelliği var kusura bakma." dedi, Jimin dirseğini karnına geçirdiğinde Namjoon ikiliye bir gülümseme verdi.

"Çok konuşan insanları severim sorun değil, ve evet görmemen oldukça normal, sanırım 6. Sınıfta okula geri dönen tek öğrenci olabilirim. Bazı sebeplerden dolayı bırakmak zorunda kalmıştım."

Jimin "O zaman tekrar hoş geldin. İnsanların gözünde bina meraklısı biri gibi görünmek istemem ama...hangi binadasın?" dedi çünkü incelediği kadarıyla üzerinde bir amblem görmemişti. "Ravenclaw, ailem gibi. Ya sen?"

"Vay canına harika, bende Ravenclaw binasındayım, seni arkadaşlarımla tanıştırmam sorun olur mu?" Meraklı ve heyecanlı bir şekilde yüzüne baktı, bu çocukla iyi anlaşacaklardı bunu hissetmişti Jimin.

"Aksine, memnun olurum eğer tahmin ettiğim gibi seninle aynı zamanda gelmişler ise onlarla karşılaşmış olmalıyım." Jimin tam cevap vereceği sırada Profesör McGonagall'ın okula yayılan gür sesi duyuldu.

Kısa olan ikisine dönüp hadi işareti yaparak hızlı adımlarla binaya doğru ilerlemeye başladı. Bu yıl okulları geçen senelere göre biraz daha kalabalık olacaktı çünkü beş senede bir yapılan 3 Büyücü Turnuvası için bu yıl ev sahipliğini Hogwarts üstleniyordu.

Ortak salona giriş yaptıklarında 1. sınıfların ayakta beklediğini gördü Jimin, onlara gülümseyerek baktıktan sonra arkasındaki arkadaşıyla vedalaşıp Namjoon ile masasına yürümeye başladı. Taehyung ve Hoseok ile görüşmeden oturduğu için ikisinden sağlam bir azar yiyeceği arkadaşlarının bakışlarından anlaşılıyordu, ikisine el sallayıp oturdu ve müdür Profesör Dumbledore'un konuşma yapmak için ayağa kalkmasını izledi. Bu adama gerçekten hayrandı Jimin, onun sözlerini kendine ilke edindiğini söylese fazla ileri gitmezdi.