Aradan geçen saatlerde Demir fizikken iyiye gidiyordu. kimseyle konuşmuyordu içindeki duygular alınmışta sanki kabuğu kalmış gibiydi soranlara başım ağrıyor deyip geçiştiriyordu zoraki yapıyordu. Her şeyi Kaan, babası, annesi, elinden geldiğince destek oluyorlardı. Psikolojik destek almasını istediler ama. Demir ısrarla kabul etmiyordu. Onun bu durumunu bir tek Fidan anlıyordu. Demir aşk acısı çekiyordu...
Kaan Esra'yı aradı Esra telefonda Kaan'ın aradığını görünce heyecanla açtı...
'' Alo Kaan ne oldu? iyi de ne olur beni apar topar gönderdin kötü bir şey olmadı de korkuyorum''
Hiç durmadan konuşan sesinde bile korkusu endişesi belli olan kıza...
''Dur dur sakin ol Demir uyandı iyi.''
Esra elini göğsünün üzerine koyup
''İyi dimi başka bir sorun yok dimi çok şükür Allah'ım o iyi olsun. Tamam Kaan aradın için sağ ol''.
Kaan'ın telkiniyle rahatladı Esra derin bir nefes alıp odasının penceresinden gece karanlığında mücevher gibi parlayan şehre bakıp gözünden akan yaşla
''İyi ol Demir sevmesen de istemesen de sen iyi ol da ben seni görmesem de olur iyi ol''
2 GÜN SONRA
Demir koridorda Esra'nın sesini duyunca özlediği ses tatlı bir melodi gibi geldi kulağına, Esra'yı görmeliydi özlemişti. Demir kaldığı odanın kapısını açıp telefonla konuşan Esra'yı görünce etrafa bakıp kimsenin etraf da olmadığını görünce kolundan tutup odasına çekti kapıyı kapatıp...
Esra'yı kapanan kapıyla arasına alıp ellerini iki yanına koydu şok olan kızın yüzüne özlemle baktı. Esra ne diyeceğini şaşırmıştı sanki dilini yutmuşta kelimeler kifayetsizdi yeşil gözleri kocaman oldu " n ne yapıyorsun?!" Demir özlediği kokusu hala burunda duran kadına eğilip saçlarının arasına burnunu sürtüp derin derin nefes aldı. İlk defa nefes aldığını hissetti kulağına eğilip fısıldadı "Kokun aynı Esra'mm'' şaşkınlığı arttı gözlerini daha ne?...
Kadar şaşkınlıktan açabilirdi ki kalbi sudan yeni çıkmış balık gibi çırpınıyordu yaşam bulduğu denize ulaşmak ister gibi o da Demir'de sarılıp koklamak istiyordu hayattasın ya çok şükür sen iyi ol da ben seni bir ömür uzaktan da severim demek istiyordu, şoku üstünden yavaş yavaş atmaya başlayınca bir dakika ne oluyordu böyle? bulundukları durumda neyin nesiydi Esra tam kendine gelip Demir'den uzaklaşacağı sırada Demir'in bakışların da özlem vardı. Acı vardı. Duyduklarıyla olduğu yere çivilendi ...
"Esra'm karım seni öyle seviyorum kurban olduğum geldin çok şükür kalbim uyandığımda dünya karardı sen yoktun gelmeyeceksin diye öyle kortum ki''...
Esra sanki dilini yutmuştu duyan kulakları sağır konuşan dili lal olmuştu bunları iki buçuk yıl önce duysa sevinçten ölürdü ama şimdi ona haram olan ama halâ kalbinin tek sahibi olan adam çok geç kalmıştı...
"Demir sen büyük bir kaza geçirdin ben geçmiş olsun'a geldim benim ben sevmediğin istemediğin Esra'yım ben lütfen rahat bırak beni biri gelmeden''.
Sesi titremeden konuştuğu için boğazında oluşan yumru avuç avuç su içse geçer miydi ki. Tam Demir konuşacağı sırada dışardan gelen seslerle istemese de kalbiden ayrıldı. Sonra konuşacaktı. Kapı açıldı içeri Fidan girdi. Esra'nın eli ayağı birbirine dolandı kendini suçlu hissetti ihanet eden evli bir adamla fingirdeyen kadın duruma düştüğünü düşünüp utandı.
Halbuki sabah şirkete giderken babası
''Kızım Demir uyanmış işe geçmeden Ahmet amcana bir geçmiş olsun deyip geçelim''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı
General FictionDemir kibri ve bencilliği yüzünden bir ömür mutsuzluğa mahkum etti kendini