son randevu

2K 206 237
                                    

Sarı saçlar, şekerli parfüm kokusu.

Çatılı kaşlar.

"Merhaba," dedi iğneleyici bir ses tonuyla sarı saçlı olan. "Sanırım baya yoğunsunuz?"

Siyah saçlı olan yutkunmuş ve kızıl saçlı doktora göz ucuyla bakmıştı. Yüzü normalde olduğu gibiydi; yansıtmıyordu, içinde ne olup bittiğini anlayamıyordu Jaehyun. İçten içe korkmasını tetikliyordu bu konu.

"Ne yaptığınızı sorabilir miyim?" dedi bu sefer Jungwoo.

Gittikçe gerginleşen ortama karşılık Jaehyun dudaklarını açtı ancak geri kapattı. Ne söyleyebilirdi ki? Hem burayı Jungwoo nasıl bulmuştu? Sorular gittikçe çoğalıyordu.

"Tıp etiğinde hasta ile doktor arasındaki mahremiyet hakkı denen bir yasa vardır." dedi doktor pürüzsüz bir sesle. "Bilgi sahibi değil gibi gözüküyorsunuz."

Jaehyun'un kalbi ağzında atıyordu şimdi.

"Hah!" Jungwoo kaşlarını çattı. "O benim nişanlım. Kıytırık bir doktorun bildiği şeyleri ben mi bilemeyeceğim?"

Taeyong gözlerini hafifçe kısıp ellerini önlüğünün cebine koydu.

"Gördüğünüz gibi. Demek ki nişanlınız için kıytırık bir doktora gitmek size söylemekten daha kolaymış." pişkin bir şekilde gülümsedi.

Jungwoo'nun ağzı açık kalırken ağzından bir şeyler homurdanmış ama pek anlaşılır olmamıştı. Jaehyun bunu yaptığını biliyordu, Jungwoo ne zaman öfkelense hep böyle ağzından konuşurdu.

"Jaehyun bir şeyler söylesene!" dedi homurdanarak Jungwoo. Gururu incinmişti ve patlamaya hazır bir bomba gibi davranıyordu.

Jaehyun ensesini kaşıdı. "Imm..." ekledi. "Bence Doktor Lee haklı. Hem... Böyle bir sorunu senle konuşmak istemedim çünkü utanıyordum. Biliyorsun önümüze çıkan engel gibi bir şeydi." sondaki cümleyi neden kurduğunu bilmiyordu Jaehyun ama doğruları söylerken bulmuştu kendini.  Hem Jungwoo'yu kandırmak istemiyordu, onu sevmediğini belki de şu anda dile getirmeliydi.

"Ben," dedi Jaehyun Jungwoo'nun ellerini tutarak. "Artık sana karşı... Bir şey hissetmiyorum Woo. Üzgünüm, belki de başından beri yoktu ve kendimi kandırdım. Çünkü bu kadar kolay vazgeçebileceğim bir şey olmazdı. Sevgi bu kadar hızlı vazgeçebileceğim bir şey olmamalı, değil."

Yavaşça doktora baktı Jaehyun. "Çünkü artık bu hissi biliyorum. Bu tanıdık his iç yakıcı ve bir o kadar da güzel."

İçindekileri birbir dökmek rahatlamasına sebebiyet veriyordu, her şey yerli yerine oturuyordu. Sıkıntı yoktu. Jungwoo anlayışlı biriydi ve onu anlayacaktı.

"Bu yüzden başından beri kesişmemiş olan yollarımızı ayırmak istiyoru..."

Dudaklarındaki ani baskı onu susturmuştu.

Jungwoo kollarını Jaehyun'a sarmış ve onu kendine çekmişti. Dudakları Jaehyun'u durmaksızın öperken Jaehyun fal taşı gibi açılmış gözlerle olanların şokunu atlatmaya çalışıyordu.

Doktorun varlığını yok sayarak öpüşmüşler ve doktorun kaskatı olmuş bedenini yok saymışlardı.

Jungwoo devam edecekken Jaehyun dudaklarını ayırmış ve sormuştu. "N-Ne yapıyorsun Woo?"

"İlk defa öpüşmüşüz gibi davranma." öfkeli bir biçimde konuştu. "Bunun daha ilerisini de yapacağız. Şimdi eve gidiyoruz!"

Jaehyun'un elini kavramış ve çekiştirmişti.

"Jaehyun buraya bir daha gelmeyecek." kapıyı kapatırken Jungwoo doktora tısladı. "Bu konuyu Jaehyun ile kendi aramızda başbaşa halledeceğiz. Size ihtiyacı yok. Zaten hiç olmamıştı."

Doktor ellerini birleştirdi masasında. Gayet sakin gözüken suratıyla onayladı sarışın olanı. "Bay Jung zaten buraya bir daha gelmeyecek."

Jaehyun kullandığı formalite karşısında neye uğradığını şaşırdı. Midesi kasıldı sonrasında; doktor ona koyu alev alev olmuş gözlerle bakıyordu.

Doktor son kelimesini vurguladı. "Çünkü bu son randevusuydu."

_______
yorumlarınızı okurken aynı böyleyim; evet, genelde ayakta oluyorum sevinçten 😿

_______yorumlarınızı okurken aynı böyleyim; evet, genelde ayakta oluyorum sevinçten 😿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
doctor lee // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin