2.Bölüm

616 66 19
                                    

Onu bırakalı tam iki yıl oldu. Ruhumu, ümidimi, benliğimi yitireli koskoca iki yıl.

Her defasında unutmaya çalıştığım ama bir türlü unutamadığım güçlü bir bağlılık bu...

Ruhumu kaybetmekten korktuğum için yenildiğim bir savaş aslında, galibi ise kader.

Değişmeli artık bu sistem. İnsan kendi kaderini kendisi yazmalı, başkalarının emir ve isteklerine uymadan doluca. Aslında her şeyin sebebi kaderimizi kendimiz belirleyemediğimiz için değil midir? Belirleyebilseydik eğer şimdi bu konumda olmazdım, olamazdık.

İki yıldır, her fırsat bulduğumda dünyaya gittim. Sırf onun yüzünü görebilmek için.

Her uyuduğunda odasını en karanlık köşesinden onu izledim ama yanına yaklaşamadım, yüzüne dokunamadım. Uyanır da eğer dövmesinin parıldadığını görürse ona yeniden açıklayamam. Unutturduğum her anı, her saniyeyi, her hatırayı yeniden ona anlatamam.

Şimdi ise kader benimle yeni bir oyun oynuyor. Hemde dilek balonunu açtığım andan itibaren.

Abel... Şu an kalbim atıyorsa, nefes alıyorsam hepsi onun sayesinde. Tam anlamıyla benliğime ve Abel'a kavuşmak için son oyun. Ama bu sefer kazanan kader olmayacak. Sonucunda ruhumu kaybedecek olsam bile, bu sefer korkaklık edip vazgeçmeyeceğim. Dilek balonun yanında duran kağıt ve resimi elime alıp izlemeye başladım. El yazısını nasılda tanıyamadım bu kadar mı koptum ondan yoksa sadece onu görmek için hiçbir şeye mi dikkat etmedim. Ikinci seçenek daha ağır basıyor. Ya sevgilisi varsa iki sene oldu sonuçta, beni hatırlamadığı iki sene. Peki "Siyah Kuğunun" sırrını nasıl anlatacaktım. Kafam allak bullak olmuştu. Yavaş adımlarla yatağıma yatıp, gözlerimi kapattım. Düşüncelerimle boğuşmadan önce uyumak en iyisiydi.


Siyah KuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin