Koşma dürtüsü neredeyse katlanılmazdı.Chanyeol hem yalnızca birkaç metre önünde olan erkek arkadaşına doğru koşmamak hemde soyunma odasına geri dönmemek için büyük çaba sarf etmişti.Peki,aslında Baekhyunu kavramak ve onu kucağına çekmek için koluna biraz uzatması yeterli olduğundan koşmaya gerek yoktu.
Baekhyunun ona bu kadar yakın olmasının üzerinden kaç gün geçmişti?İki?Evet,yalnızca iki gün olmuştu,şu anda hayal kırıklığı onu çoktan ele geçirmişti.
Erkek arkadaşını çok özlemişti,fakat çok utandığından onunla yüz yüze gelmek için kendini toparlayamıyordu.Baekhyun üniversiteye asıl giriş sınavını bırak daha barajı bile geçemeyen Chanyeolden utanıyor olmalıydı.Muhtemelen Baekhyun onun erkek arkadaşı olduğuna pişmandı,diye düşünüyordu Chanyeol.
Şimdi kısa olan adam önündeydi,Chanyeol onun ifadesini gerçekten çözemiyordu.Vücut dilini anlamakta hiçbir zaman gerçekten iyi olamamıştı,bu yüzden Baekhyunun gözlerinin ...özlemle yandığını düşündüğünden lütfen ona merhamet gösterin.Fakat Chanyeol buna çok fazla umut bağlamak istemedi.
"Herkes hazır mı?" Öğretmenleri bağırdı.
Chanyeol yutkundu.
"Selam,Baek." Kısık sesle söyledi.Bu cesaretin nereden geldiğini gerçekten bilmiyordu ama yinede bunu söylemişti.Ona böyle seslenmeyi özlemişti.
Erkek arkadaşına karşı olduğundan yapamayacağına neredeyse emin olmasına rağmen oyuna odaklanmaya karar verdi.Fakat en azından odaklanmayı denemesi gerekiyordu.
Ama,tabikide Baekhyun ona izin vermemişti.Baekhyunun söylediği sonraki şey Chanyeolun oyuna odaklanma girişimlerinin hepsini yıkmayı başarmıştı.
"Selam,Yeol.Seni özledim."
Baekhyunun kelimeleri öğretmen düdüğü çaldıktan sonra bile kısa boyuna rağmen Baekhyunun önce zıplayıp topu almasıyla sonuçlanacak şekilde Chanyeolun hareket etmesini zorlaştırdığından ona felçliymiş gibi hissettirmişti.
"Oh." Baekhyun anında sayı kazanmayı hedefleyerek sahanın onların olan tarafına girmek için onu geçerek koştuğunda Chanyeol mırıldandı.Baekhyun kısa olabilirdi,fakat gerçekten hızlıydı ve kolaylıkla Chanyeolun tüm takım arkadaşlarını geçerek topu sürmüştü ve oyun başladıktan sonra yalnızca on saniye içinde sayı kazanmıştı.
"Ne oluyor,dostum?" Kris Chanyeolu azarladı.
"Hey,Park" Bu sefer onu azarlayan arkadaşı Hyunwooydu.
"Erkek arkadaşının güzel olduğunu biliyorum,ama ona oyundan sonra hayran hayran bakabilirsin,tamam mı?"
"Üzgünüm." Chanyeol bu sefer topu kendi takımı aldığından tekrardan koşarken arkadaşlarına özür dileyerek söyledi.
Baekhyuna bir bakış attı ve diğeri Chanyeolun karnında kelebeklerin uçuşmasına neden olacak şekilde ona gülümsedi.LANET OLSUN,PARK CHANYEOL.KENDİNİ TOPLA.
İki takımda hepsi topa odaklanmış bir şekilde sahanın ortasına koşuyordu.Chanyeolun takımından Jaehyun Krise pas attı.Kris bir süre topu sürdükten sonra,Chanyeola pas attı.Tekrardan başarısız olmak istemeyen Chanyeol hızla topu sürdü.Fakat tıpkı son seferde olduğu gibi,Baekhyun onun önünü kesmişti.
Chanyeol hemen pas atmayı ya da Baekhyundan kaçmaya çalışmayı düşünürken yolunda durdu.Nefesleri hızlıydı ve terin yüzüne aktığını hissetmeye başlamıştı.
"Neden benden kaçıyorsun?"
Baekhyun tarafından sorulan soruyla Chanyeolun gözleri genişledi.Baekhyunun geçtiğimiz iki gündeki davranışlardan bahsettiğini biliyordu.Fakat Chanyeol hızla konsantrasyonunu geri kazandı ve yan tarafa koştu,böylece Baekhyun onu yakalayamamıştı.Pota savunmasız olduğundan şanslıydı,bu yüzden topu attı ve takıma sayı kazandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Fortune-Teller Said That You're My Future Husband
Fanfiction"Merhaba ben Park Chanyeol.Çok ani olduğunu biliyorum ve sen beni zerre kadar tanımıyorsun fakat...Ben senin gelecekteki kocanım" Çeviri bir hikayedir. Yazar: Otpismyoxygen Orjinal: http://www.asianfanfics.com/story/view/591693/the-fortune-teller-sa...