Baekhyuna göre kendini ders çalışmak,konsey işleri ya da klüpler gibi bir düzine aktiviteye vermek kalbinin kırgınlığını onarmanın en iyi yoluydu.Öğle yemeği boyunca Chanyeolle karşılaşmak istemediğinden artık yemekhaneye gidemiyordu.Çatıya da gidemiyordu çünkü bu onun kalbini daha fazla acıtıyordu.Sığınağı olarak gördüğü yer artık onun sığınağı değildi.Bu yüzden,Baekhyun her gün okula öğle yemeği getirmeye karar vermişti,böylelikle sınıfta ya da öğrenci konseyinin odasında yemeğini yiyebilirdi.
Onlar ayrılalı tam bir hafta olmuştu ve Baekhyun birkaç gün önceki ağır tartışmalarından sonra eski erkek arkadaşını görmemişti.Baekhyun buna minnettar olmalıydı ama bunun yerine kendini onun yasını tutarken bulmuştu.Neşeli ve gürültücü figürü çok fazla özlemişti.
Baekhyun Chanyeolun koridorun sonunda onu karşılamasını ve beraber ya yemekhaneye ya da çatıya yönelmelerini özlemişti.Baekhyun Chanyeolun ona sayısızca komik hikayeler anlatıp onu gülümsetip, güldürmesini özlemişti.Baekhyun Chanyeolun geveze olup aynı zamanda da iyi bir dinleyici olmasını özlemişti.Baekhyunun hikayelerini büyük bir dikkatle dinlerdi ve onlara kendi görüşlerini beyan ederdi.Baekhyun her şeyden önce Chanyeolun her zaman onunla ilgilenmesini özlemişti.Baekhyun Chanyeolun ona ‘Baek’ ya da ‘Baekkie’ olarak seslenmesini özlemişti.Baekhyun Chanyeolun onu tutmasını,ona sarılmasını ve onu öpmesini özlemişti.
Fakat en çok,Baekhyun Chanyeolun onun oluşunu özlemişti.
Baekhyun günlerdir o kadar ağladıktan sonra gözyaşlarının hala tükenmemiş olmasını inanılmaz bulmuştu.Zombi gibi hissediyordu.Sanki resmi olarak ayrıldıkları an Baekhyun çatıyı terk ettiğinde Chanyeol onun kalbini ve ruhunuda beraberinde götürmüş gibiydi. Saniyeler geçtikçe,Baekhyun diğer eliyle bir parça kimbapı ağzına tıkarken , gözlerinin kenarındaki bir damla göz yaşını silmeye çalıştı.Sıklıkla herhangi bir anda ya da herhangi bir yerde izni olmadan gözyaşlarının gelmesinden nefret ediyordu.İstemeden her seferinde Chanyeolun aklına gelmesinden nefret ediyordu.
"Hyung,iyi misin?"
Baekhyun kimbap ve karpuz ve üzüm gibi bir kaç meyveyle dolu olan yemek kabından başını kaldırdı.Yardımcı başkanının endişeli yüzüyle önünde durduğunu gördü.Tao ne zamandan beri içerideydi?
"Oh"
Baekhyun mırıldandı.
"İçeri girdiğini duymadım,Tao.Üzgünüm."
Yemeğini yemeye devam eden başkanın yanına oturduğunda Taonun yüzündeki endişe hala kaybolmamıştı.
"İyi görünmüyorsun,hyung." diye belirtti Tao,gözlerini başkanın üzerinden ayırmamıştı.
"Aslında,uzun süredir iyi gözükmüyorsun."
Baekhyun acı bir şekilde kıkırdadı. "Biliyorum."
Kimsenin ona gerçeği söylemesine ihtiyacı yoktu.Zaten bunu kendide biliyordu. Herkes biliyordu.Herkes çoktan dönemin başında çok büyük bir olay yaratmayı başaran bir çift olan Chanyeol ve Baekhyunun ayrıldığını biliyordu.Herkes bunun hakkında konuşuyordu.Herkes Baekhyuna bilen bir bakış atıyordu.Herkes Baekhyun için üzgün hissediyormuş gibi görünüyordu. Doğrusu,Baekhyunda kendi için üzgün hissediyordu.
Baekhyun Taonun ayağa kalkıp bir dökumanı çekmeceye yerleştirmeden önce derince iç çektiğini duydu.Tao konuşmadan önce sadece bir saniyeliğine ona baktı.
"Biliyorsun,Hyung.Birbirini bu kadar çok seven iki insan birlikte olmalı."
Baekhyun dondu.Zitao Baekhyunun gözlerinin su musluğunu bir kez daha açmıştı ve Baekhyun yardımcı başkanla yüz yüze gelmek için başını kaldırmaya cesaret edememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Fortune-Teller Said That You're My Future Husband
Fanfic"Merhaba ben Park Chanyeol.Çok ani olduğunu biliyorum ve sen beni zerre kadar tanımıyorsun fakat...Ben senin gelecekteki kocanım" Çeviri bir hikayedir. Yazar: Otpismyoxygen Orjinal: http://www.asianfanfics.com/story/view/591693/the-fortune-teller-sa...