29.Bölüm

6K 525 413
                                    

Baekhyun sakince nefes almada sorun yaşıyordu.Göğsü kontrolsüzce kalkıp iniyordu.Kanının etrafında var olan diğer sesleri bloke ederek kulaklarından aktığını duyabiliyordu.Boynu büküktü.Adımları kararsız ve istikrarsızdı.Evine yürümek çok uzun sürmüştü.Hissettiği ani yorgunluk sebebiyle eve erken gelmişti.Gözleri okulda ağladığı için çok kızarmış ve ağırlaşmıştı.Eve doğru olan yolculuğu boyunca gözyaşlarını tuttuğundan boğazı gerçekten acıyordu.

Şimdi Baekhyun tüm yorgunuluğunu üzerinden atmak ve bugün olan her şeyi unutup,her şeyin bir rüya olmasını ummak için sadece uyumak istiyordu.Annesi hala işteydi  ve Baekhyun bu durumda annesiyle yüzleşmek zorunda olmadığı için gerçekten minnettardı.Kıyafetlerini değiştirme zahmetine girmemişti,ve yalnızca vücudunu yatak yerine  çelik bir tahtaymış gibi hissettiren yatağına atmıştı.

Her şey acıtıyordu ve o anda,Baekhyun birinin kalbini göğsünden ayırmasını dilemişti,böylece bu dayanılmaz acıyı hissetmezdi.

Baekhyun acıyan gözlerini kapadı ve zorla gözyaşlarını tekrardan akmaması için tutarken derin bir nefes aldı.Fakat Baekhyun gözlerini kapattığında yalnızca acı verici anılar aklına gelmişti.

Orada,okulda,ona seslenen bay Heechulun görüntüsü ‘Byun Baekhyun,seninle görüşmek isteyen biri var.Bir ünlüyle yakın olduğunu bilmiyordum.’  dediğinde Baekhyun alçak sesle küfretti.

O anda,Baekhyun ilk önce şaşırmıştı.Ünlü biri?Hangi ünlü?Fakat bahsedilen ünlü kişinin onu beklediği yer olan öğrenci konseyi odasına girdiğinde Baekhyun onu tanımıştı,oh tabikide Chanyeolun babası ünlü biri olarak kabul ediliyordu.Önceden bir şarkıcıydı ve şimdide ünlü bir müzik yapımcısı ve büyük bir şirketin CEO suydu.

“Bay Park.Oh,üzgünüm,iyi günler Bay Park.” Baekhyun ondan daha büyük olan adamın önünde eğildi.

Diğeri tıpkı bir hafta önce Baekhyunla görüştüğü son seferki gibiydi.Yüzü hala her zamanki gibi sertti ve gözleri  boş bakıyordu fakat orada nefretin bir parıltısı vardı,ya da bu iğrenme miydi?

Büyük olan adam Baekhyunun selamlamasına karşılık vermedi ve sadece öğrenci konseyi başkanı olarak Baekhyuna ait olan büyük sandalyeden  kalktı.Bay Park ona doğru yürüdü,yaklaştıkça boyu dahada uzuyordu.Boyu Chanyeolunkiyle aynıydı ve aralarındaki tek fark Chanyeol ondan daha uzunken Baekhyun asla korkmamıştı.

“Doğrudan neden seninle görüşmek için buraya geldiğimi söyleyeceğim,Baekhyun”  Büyük Park konuştu,sesi oğlunun sesinden biraz daha derindi.Odada kimse yoktu,bu yüzden Baekhyun Chanyeolun babasının bir saniye sonra ne dediğini açıkça duyabilmişti.

“Chanyeolden ayrılmak zorundasın.”

Baekhyun bunun geleceğini tahmin etmediğini söyleyemezdi.Görüşecekleri diğer günler için kendisini en kötüsüne hazırlamıştı.Fakat Chanyeolun ebeveynleri son buluşmada gayet sakin görünüyorlardı,ve Baekhyun problemsiz geçen bir haftanın sonunda onların onayladığını düşünmüştü.

Her şey doğru olmak için fazla iyiydi ve Baekhyun bunu en başından anlamalıydı.

Fakat her ne kadar Baekhyun bunu bir şekilde tahmin etsede,evet,bunu inkar edemezdi,büyük olanın ağzından bu ültimatomun (uyulması gereken kuralları kesin ve mutlak bir lisan ile anlatmaya da ültimatom deniyormuş fjdjhgh) çıktığını duyduğunda kalbinin doğrudan yere çarptığını hissetmişti.

Baekhyun boğazındaki yumruyu yutkunarak,konuşmaya çalıştı.”Nedeni öğrenebilir miyim,efendim?”

“Chanyeol bir erkekle çıkamaz.” Bay Park ifadesizce söyledi

The Fortune-Teller Said That You're My Future HusbandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin