mori siteye giris yapti sonunda :( cok cok cok cok cok ozur diliyorum hayatimin asiri yogun oldugu donemlerinden geciyorum ve bu hafta finallerim varken bu bolumu yayimladim.... telafi edicem soz :(
bu arada bu bölüm son geçiş bölümü.. yani Dowoon'u artık tamamıyla tanıyacaksınız. herkese iyi okumalarr
-
JIMIN'DEN
"Benim birkaç işim var, istersen dönüşte en sevdiğin abur cuburları alabilirim?" Uzun aramalar sonucu dolabın üzerinden çıkardığım yünlü krem battaniyeyi Jungkook'un bacaklarını kapatacak şekilde yerleştirirken neşeli bir tavırla sordum. Güldü, gamzeleri görünmüş, birkaç şey mırıldanmış ve tahmin ettiğim gibi cevaplama zahmetine bile giremeden uykuya teslim etmişti zayıf bedenini.
Tam iki saat geçmişti. Yanımda mahvoluşunu izlememin, gözlerimin önünde neredeyse hıçkırarak ağlayacak duruma gelip, çaresizce sadece botlarını izleyişinin üzerinden iki saat geçmişti. Sadece kendini düşünen bencil Jungkook'un tek bir zayıf noktası vardı, o da Dowoon'du ve hangi cehennemden çıkıp geldiğini henüz bilmiyordum.
Henüz.
Jungkook'un hafif nemli saçlarında parmaklarımı bir süre gezdirmiş, ardından kapıyı çekip çıkmıştım. Elim siyah kaşe kabanımın iç gözünden sigara kutuma kayarken, Yoongi'nin yakmış olduğu araba farlarını fark ettim.
Yüzümde oluşmasına engel olamadığım bir gülümsemeyle adımlarım ona doğru kaydığında beni belimden tutup kendine çekmiş ve alnıma doğru bir öpücük bırakmıştı. Tam arabaya binecekken elimdeki sigarayı işaret ettim. "Ateşin var mı?"
Üzerindeki ceketin ceplerini yoklama zahmetine girmeden çıkardığı çakmağı yakıp ağzımda tuttuğum dalı tutuştururken sormuştu. "Jungkook nasıl?"
Bir nefes çekmiş, geri parmaklarımın arasına vermiştim. "Berbat halde. Anca sakinleştirdim, uyuyor."
"O şerefsiz gerçekten dönmüş mü yani?"
Elimdeki telefondan navigasyonda girdiğim konumla bulunduğumuz konumu eşlerken mırıldandım. "Öğreneceğiz."
—
Jungkook, hayatındaki her şeyi oluruna bırakmış alkolik piçin tekine dönüşürken tek istediği şey biraz olsun kafasını dağıtmaktı.
Lisede hep beraberdik; Taehyung, Dowoon, Yoongi ve ben. Jungkook ise bizden apayrı bir lisedeydi. Kendini tamamen sanata ayırmayı seçerek okulumuzun karşısındaki Güzel Sanatlar Lisesi'ne gidiyordu. Okul çıkışları görüşür, tatil günlerinde birbirimize yatıya giderdik ve tüm iletişimimiz bundan ibaretti.
Dowoon'la tanışması ise tamamen kaderin bir oyunuydu. Erkek yurdunda tanışmışlardı ve ne büyük bir tesadüftü ki aynı odayı paylaşıyorlardı. Dowoon da o dönemler fazlasıyla şerefsizdi. Eh, şu an için de pek bir şey değişmemiş olsa gerekti...
O dönemler bir de sevgilisi vardı. Dowoon ona bir adım gitse o ona on adım gidecek, onun için her şeyi göze alabilecek düzeyde gözü kararmış bir sevgilisi vardı.
Taehyung. Dünya ne kadar da küçük, değil mi?
Taehyung ile Dowoon ilişkisi tahmin edeceğiniz üzere uzun sürmemişti. Dowoon ile Jungkook'un tanışmasının ardından sonlanmıştı. Taehyung senelerce platonik bir aşk beslemiş, sonunda sahip oldum derken reddedilmişti ve Dowoon'un ona sunduğu sebep, Taehyung'dan sıkılmış olması olmuştu. Taehyung ise hayatına bir erkeğin girdiğine emindi. O kadar emindi ki, bunu her Dowoon'a söyleyişinde Dowoon'un bunu reddedişi onu daha da sinirlendiriyordu. Ya da böyle saçma bir sebep uğruna terk edilmeyi kendine yediremiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shiraz | taekook
Fanfiction"Belki hemen şimdi mahzene ineriz ve hangi şarap tenime daha iyi gider bana gösterirsin." @ahtaepot