üçüncü perde

164 21 7
                                    


keyifli okumalar!🐸💧
paragraf arası yorumdan çekinmeyin lütfen!

     kütüphaneye girdiğimde seokjin hyung arkamdan kapıyı kapamıştı. sırtını kapıya yaslarken kaşlarını hafifçe çatmış, gözlerini kısmıştı. ne düşündüğünü bakışlarından anlamaya çalışıyordum. ders zili çalmış olmasına rağmen beni kolumdan kaptığı gibi buraya getirmişti. kollarını birbirine bağladı. bir süre daha konuşmayınca derin bir nefes verdim. "ne diyeceksen acele etmelisin." seokjin hyung aynı benim gibi nefes verdi. "tiyatro kulübü, ha?"

     kaşlarını keskin bir biçimde çatarak bakışlarını bana çevirdi. "katılıyoruz, iyi hoş ama... oranın neden kapalı olduğunu biliyor musun?" dediği şeyle tek kaşımı havalandırmıştım. ne demek istiyordu? bu onun bildiği anlamına mı geliyordu? seokjin hyung ile aramızda olan sınıf farkı bir olmasına rağmen, yaş farkı ikiydi. o, yine bu okulda hazırlık okuduğu için benden iki sene önce gelmişti bu okula. doğru ya.. biliyor olma olasılığı vardı. ama daha önce aramızda bunun konusu açılmamıştı. "bundan hiç kimseye bahsetmedim namjoon dışında. ama ne olduğunu biliyorum."

"benim okula geldiğim yıl, yani beş sene önce yaşandı asıl olay aslında.. tiyatro kulübünün hazırladığı gösteriyi izlemek için salona inmiştik. ama birden, sahneden başlayarak tüm salon alevler içinde yanmaya başladı. bu bir kaza değildi, birileri tarafından planlanmıştı."

     dediği şey, beni hayretler içerisinde bırakırken kaşlarımı çatmama engel olamamıştım. bunu kim yapardı ki? bir şey demedim, cevaplamadım dediklerini. diyecek bir şeyim de yoktu zaten. aklımda fazlaca soru işareti vardı, ama şaşkındım. düşüncelerimi toparlayamıyordum. seokjin hyung'un bu endişesi, bunu onca seneden sonra anlatması ne anlama geliyordu? aynı şeyin bizim başımıza gelebileceğini mi ima ediyordu? bundan mı korkuyordu?

     "ama kim, neden böyle bir şey yapsın?"seokjin hyung soruma hemen yanıt vermezken etrafa bakındı. şu an derste olmamız gerektiğinden kimse yoktu kütüphanede. dersi bizim gibi ekenler de kütüphaneye gelmemişti. "onlar bunu yaptıktan sonra planlanmış olduğunu anlamadılar. senin okula geldiğin sene tiyatro kulübündeki yeni üyeler provalardayken etrafta benzin, kibrit gibi şeyler bulmuşlar. okul müdürlüğü tekrar yaşanmasından korktuğu için kilitledi orayı.

     "kimin yaptığını biliyorum, hoseok. ama kimseye söylemedim."

     "söyleyemedim."

     "ne?" kafam allak bullak olmuştu. sorularımı cevaplamasına rağmen, her cevapladığımda aklımda cevaplandıramadığım şeyler çoğalıyordu. "tehdit edildim. bunu şimdi uzun uzadıya anlatmayacağım. demek istediğim şey.. bunu yapanlar hâlâ okuldalar."

     "yani bizim başımıza geleceğinden korkuyorsun." seokjin hyung başını sallayarak dediğimi onaylayınca birkaç adım geri gittim. seokjin hyung, okul öğrenci komitesinde yer alıyordu bir sene önceye kadar. okulda yaşananlardan haberi olmasına şaşırmamıştım.

     "geçmiş geçmişte kaldı. tekrar yapacaklarını sanmıyorum." dediğimle sert bakışlarını yerden ayırıp bana çevirmişti. "herhangi bir risk alamam jung hoseok. alamayız. hem o kulübe girmeyi neden bu kadar istiyorsun ki?"

     neden o kulübe girmeyi bu kadar istiyorum?

"yani, girebileceğimiz başka bir kulüp yok gibi duruyor zaten."

"eğer yoongi ve jungkook'un hatırı için olmasaydı girmezdim ben." seokjin hyung'un yüzündeki sert ifade, endişeli ve hüzünlü bir ifade olmak üzere değişmişti. birkaç adım atıp bana yaklaştıktan sonra omzuma elini attı. "ben başımıza bir şey gelsin istemiyorum. bu çok tehlikeli.. unutma, sen ben ve namjoon biliyoruz sadece. diğerlerine söylersen çok paniklerler. şimdiden bu kulübü benimsemiş gibi duruyorlar. hayal kırıklığına uğrasınlar istemiyorum. lütfen dikkatli olalım, olur mu?"

derin bir nefes verip yutkunduktan sonra dediklerini başımla onayladım.

-

"ta-da! evimize hoş geldiniz!" jungkook evlerinin kapısını açıp içeriye ilk adımını attığı sırada konuşmuştu. hepimiz içeri geçtiğimizde göz ucuyla etrafa bakındım. adımlarım yoongi ve jungkook'un adımlarını takip ediyordu. evin içi oldukça sade, bir o kadar da estetikti. kahve ve beyaz tonları ağırlıklı olarak yer alıyordu.

koltuklardaki yerimizi aldığımızda yoongi elindeki kağıtları rastgele bir şekilde bize verip artan iki tanesini kucağına bırakmıştı. birkaç sayfadan oluşan senaryo ellerimde duruyordu. göz gezdirerek senaryoyu şöyle bir okurken bunu yoongi'nin yazdığına sık sık şaşırıyordum. bana onun duyguları sadece sinirli ve utangaç olmaktan oluşuyor gibi gelmişti şahsen. ama bu senaryoda, neredeyse tüm duygular harika bir şekilde anlatılmıştı.

benim elimde olan senaryo, halkın kabul etmediği eşcinsel iki prensi anlatıyordu. yazdığına göre halk en sonunda tüm krallığı ateşe verip prenslerden birisini ölüme terk ediyordu.

son cümleleri okudum içimden.

'oyuncu x, oyuncu y'nin yanağını okşarken bitkin bir şekilde son sözlerini mırıldanır.
— tekrardan aşkı bulacağına söz ver'

cümleler yutkunmama sebep olmuştu. diğerleri elindeki senaryoyu överken elimdeki kağıttan gözlerimi ayırmadan konuştum. "bunu- bana kalırsa bunu yapmalıyız."

elimdeki kağıdı yanımda oturan taehyung'a uzattım. o sırada diğerleri de onun yanına toplanıp okumaya başlamışlardı. "ama ya tepki alırsak? ondan bu yüzden emin değilim." dedi yoongi bana bakarken. dedikleri kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. "izlemek istemeyen gelmez.

     "size bir şey söyleyeyim mi, bu cidden mükemmel!" dedi taehyung gözleri ışıltıyla parlarken. jimin yüzündeki tebessümle onu onaylarken jungkook ise sevinçle ellerini çırpmıştı. "tüm anlamı ana karakterlere yükleyip yan karakterleri boş yapmaman güzel olmuş. yani, onların da kişisel hayatlarına dair şeyler yazmışsın." dedi namjoon. yoongi gözlerini kırpıştırdı. hepimizin beğenmesini beklemiyormuş gibi bir hâli vardı. "bu sayede de bir tiyatro oyunundan çıkarılabilecek pek çok şey oluyor." jimin heyecanlı bir şekilde konuşurken gözlerini yoongi'den ayırmıyordu.

     "kimin kimi oynayacağını nereden belirleyeceğiz?" seokjin hyung'un sorusuyla bakışlarımız kulübün başkanı olan yoongi'ye dönmüştü. "hepiniz çıkan her rolü oynayabileceğinizi düşünüyorsanız eğer, kura çekelim."

     "tamamdır!"

okuduğunuz için teşekkürler!
eğer hoşunuza gittiyse oy verin ve sabırla
yeni bölümü bekleyin lütfen!

theatre club ★ sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin