Başlamgıç

20 0 0
                                    

10 yıl önce
Okuldan gelmiş 3yaşında olan kardeşim çağatayla oynarken annemle babamın sesini duyunca kulak kesildim. Annemle babam hiç kavga etmezlerdi. Çağatay'ın yanağından öpüp oyuncağını kucağına verip yerimden kalkarken sese doğru ilerledim. Annemlerin odasına. Kapı aralıktı. İlk kapı aralığından odaya baktım. "Sema adam bizi her gün tehtit ediyor artık bugün holdinge geldi 5e kadar davadan çekilmezsen 6da evde olacaklarını ve hepimizi öldüreceklerini söyledi...bırak artık şu davayı Sema çocuklarımız var bize bişey olursa onlara kim bakacak" annem eli ağzında etrafında dönüp dururken birden babama döndü. "Hayır Ekrem o şerefsiz karısını bu şekilde dövüp başkalarının masasına meze yaparken kadını yüz üstü bırakamam kadın hakları nerede asla bırakmam o kadını"
"Ya sema anlamıyor musun senin benim en önemlisi çocuklarımızın canı tehlikede...hepimizi öldürecek bu adam"
"Öldürmek bu kadar kolay mı sanıyorsun sen adalet var polis var"
"Sema güldürme beni adam mafya mafya polisler bile bu adamdan korkup arkasına saklanırken kim ceza evine sokar bu adamı"
"Umrumda değil mafya olması bana sökmez tehtit etmeleri aileme de dokunamaz anlıyor musun...o kadının hayatını kurtarıcam ve o şerefsizin bütün pisliklerini ortaya dökeceğiz"
"Sema..." Annem elini kaldırıp babamı durdurdu. "Ekrem lütfen" babam derin bi nefes alıp geri bırakırken onaylar anlamda kafa salladı. O sırada da bende odaya girdim. Annem ve babam bana bakarken gülümseyerek babamın kucağına koştum. "Babaaaa" babam beni hemen kucaklayıp sarılırken yanaklarımdan öptü. "Güzel kızım Rena'm" babama Kocaman gülümsediğim an dış kapı büyük bi gürültüyle kırılınca korktum. Annem ve babam bakışınca babam beni annemin kucağına verip "renayı sakla" babam odadan çıkarken annem beni kıyafet dolabının içine sokup elime telefonu verdi. "Rena sakın burdan çıkmıyorsun eğer ben seni 1saate kadar almaya gelmezsem polis amcaları arıyorsun Tamam mı...neydi polis amcaların numarası"
Korkuyla anneme bakarken söyledim. "1-5-5"
"Aferin güzel kızıma" annem anlımdan öpüp giderken dolabın kapağını da kapatmıştı. Çok korkuyordum. Hem karanlıktan hem anneme babama kardeşime birşey olmasından. Bi süre ses gelmedi. Daha sonra bi silah sesi ve annemin çığlığı korkup ağlarken ağzımı kapatıp ses çıkarmamaya çalıştım. Daha sonra Çağatay'ın ağlama sesi ve 2 silah sesi daha. Annem babam kardeşim. Ne olmuştu onlara. "Evi yakın arkada iz kalmasın" bi adam sesi duyunca ağzımı daha çok bastırdım. Beni bularsa ne olurdu. Beni de vururlar mıydı. Biraz daha bekledikten sonra duman kokuları gelince dolaptan çıkıp odaya baktım. Duman olmuştu heryer. Annemlerin odasından çıkıp salona baktım. Annem babam kardeşim öylece yatarken ağlayarak annemin yanına koştum. "Anne anne gözlerini aç anne bırakma beni" annemin yanında baya bi ağlayıp sarstım. "Rena..." babamın sesini duyunca babamın yanına geçtim. "Baba iyi misin...baba beni bırakma yalvarırım beni bırakma"
"Güzel kızım...intikamımızı al tamam mı...intikam..." babamın gözleri kapanınca hıçkıra hıçkıra ağladım. Çağataya kardeşime hiç bakamadım. Çünkü kafasından kanlar akıyordu. Annemin elime verdiği telefonu geri alıp polisleri aradım. Evi tarif ettim ve yangın çıktığını söyledim. Ben hemen Annemlerin odasına çıkarken dumandan gözlerim yanmaya başlamıştı. Hızlı bi şekilde annemden hatıra babamın anneme aldığı kolyesini aldım. Daha sonra odama geçip okul çantama Çağatay'ın bi tane oyuncağını ve kendi bebeğimi koyup odadan çıkacaktım ki yukarıdan bi odun parçası düşünce odamın en sonuna geçip oturdum. Hıçkıra hıçkıra ağlarken polisleri tekrar aradım. "Polis abi...çabuk gelin odamda kaldım çıkamıyorum yanmak istemiyorum" hıçkıra hıçkıra ağlarken polislerin sirenleri duyuldu. Belki de ben yanlış duydum çünkü iyi değildim her an bayılabilirdim. En sonunda dayanamayıp gözlerimi kapatınca derin bi nefes verdim.

10 yıl sonra
O günden sonra beni hiç görmediğim babamın babası yani dedem alınca hayatım kısmen kurtulmuştu ama dedem ben 16yaşında vefat edince yetimhaneye göndermişlerdi beni. Şimdi ise 18yaşıma gelmiş ve dedemle kaldığımız eve taşınmıştım barda da Part time bi iş bulmuştum. Tek başımaydım ama kaybedecek bişeyim de yoktu. İntikam soğuk yenen bir yemekti. İntikam almak için tam tamına 10yıl beklemiştim. Kardeşimin annemin babamın intikamını o sungur bey denen şerefsiz adamdan alacaktım. O yüzden sürekli çalışmış ve oğlunun parayla gittiği o okula burslu olarak geçiş yapmıştım ve yarın benim için intikamımın ilk günü olacaktı. Ama biraz da endişe doluydum. Sonuçta şuan o okulda herkes birbirini tanıyordu okullar başlayalı 2hafta olmuştu ve ben o 2hafta içersinde yetimhaneden çıkış eve yerleşme ve düzenimi kurma aşamasındaydım. Şuan babamın bütün mal varlığı benim üzerimde değildi. Çünkü herkes beni öldü biliyordu. O yangından sağ çıkmadığımı. İntikamımı aldıktan sonra babamın mal varlıklarının başında duracak ve Kaya soyadını taşıyacaktım. Şimdi ise sabah erkenden kalkmış ve okula gitmek için hazırlanıyordum. Okul forması bu neydi böyle ya. Etek böyle kare şeklinde ince çizgileri olan koyu lacivert bi etekti. Üstü de beyaz bi gömlek ve lacivert bi kravattı. Ayağıma biraz uzun çorap giyip yazlık postal giyindim. Üstüme de deri ceket aldım. Sarı saçlarım uzundu ve kıvırcıktı. Kıvırcık olmak çok zor ve dikkat çekiciydi. Allahtan böyle bonus değildi. Tatlı bi kıvırcıktı. Aynadan kendime bakarken yüzüme hafif bi makyaj yaptım.  Bi rimel ve nude tonlarında bi ruj. Olmuştum işte. Çantama bi kaç defter koyup omzuma taktıktan sonra telefonu ceketin cebine sokup odamdan çıktım. Kahvaltı etmeyi fazla sevmezdim. Hatta yemek de yemezdim fazla sigara açlığımı bastırırdı çoğu zaman. Evin anahtarlarını alıp evden de çıkınca derin bi nefes alıp okula gitmek için taksi durağına adımladım.

Okulun tam karşısında durmuş okula bakarken etrafta ses Seda yoktu sanırım herkes dersteydi ve geç kalkıştım.Elim boynumdaki kolyeye gitti. Bunu başarabilirdim. Büyük ve hızlı adımlarla okula giriş yaparken güvenliğe müdürün odasını sormuştum bile. Hızlı bi şekilde müdürün kapısına geçip kapıyı tıklattım ve içeri girdim. "Merhaba hocam"  müdür koltuğundan kalkıp "merhaba" diyerek eliyle masasının önündeki sandalyeyi gösterip yerine oturunca bende gösterdiği yere oturdum. "Hocam ben burs kazanarak gelen öğrenciyim...Rena Kaya"
"Ahh evet...yetimhanedeki hocanızla konuşmuştum bugün geleceğini söylemişti" onaylar anlamda kafa salladım. "Hangi sınıfta olduğumu öğrenmek için gelmiştim ben" müdür gülümseyip "hemen bakalım" değince bilgisayara döndü. Müdür iyi biri gibiydi. Orta yaşlarında hafif göbekli saçlarına beyazlar düşmüş bi adamdı. "Evet Rena sınıfın 12/B" onaylar anlamda kafa salladım. "Teşekkür ederim hocam" ayağa kalkarken müdür de kalkınca ona baktım. "Bende Sana eşlik edeyim" onaylar anlamda kafa sallayınca müdürle beraber odadan çıktık. Bi kat üste çıkıp sağdan 2.kapıya gelince müdür kapıyı tıklatıp içeri girdi. "İyi dersler hocam ve sevgili öğrenciler" müdür bana dönüp "gel Rena" değince içeri adımladım. Bütün bakışlar bana dönünce sınıfa şöyle bi göz attım. Erkekler aralarında fısıldamaya başlarken kızlar bana kötü kötü bakmaya başlamışlardı bile. Evet inkar etmiyorum güzeldim ve bu yüzden de kızlar beni sevmezdi çünkü erkeklerin gözü hep benim üzerimde olurdu. "Hocam bu yeni öğrencimiz Rena...listede ismi vardı zaten biliyorsunuzdur" kadın hoca bana bi bakış atıp "evet hocam yeni kızımızı duymayan kalmadı...dedikodular sayesinde" hoca isyan edermiş gibi sıradaki öğrencilere bakarken müdür sözü eline aldı. "O zaman ben çıkayım siz de yeni arkadaşınızla tanışın çocuklar, hocam iyi dersler" müdür omzuma dokunup sınıftan çıkarken bende hocanın yanına adımladım. "Merhaba Rena...ben fizik öğretmeni kadriye Şengül...sen kimsin anlat bakalım"
"Rena Kaya" büyük bi isteksizle kendimi tanıtınca hoca bi dona kaldı bu kadar kısa ve öz konuşmamı beklemiyordu sanırım. "Evet başka" hoca ümitle kendimi tanıtmamı beklerken sınıfa döndüm. "Burslu geldim" kadriye hoca gülümseyip "anladım Rena...şimdilik Doranın yanına geç daha sonra istediğin yere yerleşirsin" hocanın parmakla gösterdiği yere dönüp baktım. Elinde kalemi sallayıp duran çocuk üfff fazlasıyla yakışıklı ve çekici duruyordu. Hocaya onaylar anlamda kafa sallayıp gösterdiği yere geçerken bakışlarını benden ayırmayınca ben ayırıp önüme baktım. Ve yanına oturup çantamı masanın üzerine bıraktım. Yan gözle çocuğa bakış atıp arkama yaslandım ve hocanın anlattığı konuyu dinlemeye çalıştım. Ama yanımdaki varlığıyla beni nedense çok germişti. Hadi hayırlısıydı bakalım.

Şeytan intikamıWhere stories live. Discover now