Ya daha bugün girmiş hayatıma asırlık varmış gibi haraketler sergiliyordu ya. Sinir krizi geçirecektim birazdan. Şimdi de bi eczaneye gitmiş geliyordu. Salak mıydı bu adam. Arabaya yerleşince bana döndü. "Gel dudağını temizleyelim" dediği şeye göz devirdim. "Yapma şu salak haraketleri sinirlerimi bozuyorsun" dediğine sinirle güldüm. "Bence senin sinirlerin komple bozuk...ya sen ruh hastası mısın be adam" dora yine dediğime cevap vermezken batikonu sargı bezine döküp bana baktı "yaklaş" derin bi nefes alıp dediğini yaptım dora da yaklaşıp ensemi kavrayınca bi gerildim. Dudağıma batikonu dokundurunca canım çok yandı ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Biraz daha yaparsa bunu ağlayabilirdim. "Tamam" gözlerimi açtığım an dorayla göz göze geldim. Başka bi sargı beziyle kan olan yerleri silerken dudağıma bakması beni çok rahatsız etmişti. Böyle içim içime sığmıyordu sanki. Temizleme işini de yaptıktan sonra ensemi bırakıp arkasına yaslandı. Bende çantamdan sigara paketini çıkarıp doraya uzattım. Bi dal alınca ben kendime de alıp dudaklarımın arasına koydum. Dora da sigaramı yakınca kendisininkini de yakıp derin nefes verdi. "Sen salak mısın adama dikleniyorsun" dediği şeyle sigaramdan çektiğim nefesi geri verip "altta mı kalacaktım sırf erkek diye" dora gözlerime bakıp "Rena saçmalamayı bırak adam sana Tokat attı ya orda seni tekme Tokat dövseydi kim kurtaracaktı seni"
"Şu zamana kadar nasıl kendi başımın çaresine baktıysam o zamanda bakardım altta kalmazdım merak etme" dora sigarasından derin bi nefes daha alıp verdi. "Rena anlamıyorsun...." doranın sözünü kestim. "Hayır sen anlamıyorsun dora biz kadınlar kendi başımızın çaresine bakabiliriz bi erkek olmadan haddini bilmeyenlere hadlerini öğretebiliriz ama siz öyle bi kafasınız ki bi kadın asla erkeksiz yapamaz edemez erkekler üstün...sizin erkek kafanızı si...neyse" dora ilk sırıttı. "Sen nasıl bişeysin ya dıştan bakınca hanım hanımcık ama tanıyınca tam bi serseri" alayla sırıttım. "Sen ilk kendine bak da konuş" dora kendini düzeltip bana döndü. "Benim neyim varmış" Bende doranın yaptığını yapıp doraya döndüm. "Dıştan bakınca beyfendi tanıyınca tam bi kıro" şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı dora. "Ne kıroluğumu gördün"
"Sadece onu değil öküzlüğünü psikopatlığını agrasifliğini serseriliğini" sigaramdan son kez çekip dışarı üfledim daha sonra camı aralayıp aşağı attım. "Ayrıca tanışalı gün bile olmadı sen her tanıdığın kızı böyle arabana mı alırsın...ben söyliyim hiç haz etmem zorbalığı da sevmem üstünlüğü hiç sevmem...şimdi dora bey öfkeniz geçtiyse bana müsade" arabanın kapısını açıp aşağı indim benim peşime de dora inince hemen önümde durdu. "Her tanıdığım kızı arabama almam sözüm geçmezse zorbalığı severim ve üstünlük de yapmam üstün görürler ayrıca nereye gidiyorsun bu saatte"
"Evime gidiyorum bi sorun mu vardı"
"Ben bırakırım gece gece tek başına gitme" sırıttım. "Daha bugün tanıştığım birisine güvenip evime bıraktırmam kendimi...nerden bileyim senin sapık olmadığını"
"Ordan bakınca sapık birine mi benziyorum" şöyle bi süzdüm dorayı benzemiyordu daha çok karizmatik cool birine benziyordu. "Dıştan bakmakla yetinmem ben önce içini görmem lazım" dora sırıtıp kafa salladı. "Peki o zaman kıvırcık kız git bakalım evine" gülümsedim. "Teşekkür ederim zorba bey" dorayı geçip evime gitmek için taksi durağına adımladım. İçim içime neden sığmıyordu benim anlayamıyordum.Dün eve 1de eve gelmiş ve bi duş aldıktan sonra uyumuştum. Şimdi de 7de kalkmış okula gitmek için hazırlanıyordum. O sungur denen adamın oğlunu bulmalıydım artık. Ama bulunca ne yapacaktım hiç bilmiyordum. Nasıl bi intikam alacaktım. Sadece intikam diyerek yanıp tutuşurken şimdi ne yapacağımı bilmiyordum. Derin bi nefes alıp giydiğim okul formasının üstüne siyah bi ceket giyip ayağıma yine postallarımı geçirdim. Saçlarımı öylece bırakıp bi rimel sürdükten sonra çantamı ders programına göre ayarlamıştım. Çantayı omzuma atıp bi mutfağa girdim ve dolaptan meyve suyu şişesini alıp kafaya diktim. 3-4yudum aldıktan sonra kapağını kapatıp mutfaktan da çıktım. Elime evin anahtarlarını da alıp evden çıktım.
Okul bahçesine giriş yaparken önümü birden o Ezgi denen kız kesince koluma da durunun dediği Ezgi'nin yancısı Nil girdi. Sabah sabah ne gibi bi kaşıntıları vardı acaba bunların. "Görülecek bi hesabımız vardı sanırım" Ezgi'nin dediği şeyle gözlerimi devirdim. "Wallaha ben seni görülecek hesap kadar değerli görmüyorum ama senin öyle bakıyorum" Ezgi gür bi kahkaha atınca etrafa bakıp alkış tutmaya başladı. "Evet millet herkes buraya odaklanabilir mi lütfen" Ezgi'nin yapmaya çalıştığı ergence hareketleri merakla izlerken dorayla göz göze gelince oturduğu yerde bacak bacak üstüne atıp izlemeye başladı. Dün verdiğim öğütler geldi aklıma. Kesin aklında altından kalkar mıyım kalkamaz mıyım geçiyordu. Dilim dudağıma gitti. Ve doraya bakarak sırıttım. Bak gör dercesine. "Bu ezik bana dün kafa tutmuştu...ama şimdi o kafayı ezme vakti" Ezgi birden saçımı tutup aşağı doğru indirince ağzımdan inilti çıktı. Ardından Nil kolumdan çıkıp ayağıma çelme takınca yere düştüm. İşte bu olmamıştı. Yere düşünce saçlarım Ezgi'nin elinden çekilince yerde uzanıp kıkırdamaya başladım. Ayrıca saçlarıma dokunulmasından da nefret ederdim. Herkes bana rahatsızmışım gibi bakarken birden ciddileşip ayaklarımı kafamın üstüne getirerek dizlerimin üzerine geldim ve kalkıp ilk Nil'in sonra Ezgi'nin saçından tutup kafalarını sert bi şekilde tokuşturmaya başladım. "Bana bakın sürtükler sizi 2ye katlar 4e bölerim anlıyor musunuz" Nil'in saçını salıp karnına sert bi tekme attıktan sonra yere düşünce Ezgi'nin kafasını kaldırıp yüzüne Tokat attım. Daha sonra kafasını eğip karnına diz atınca yere düştü. Ezgi'nin hemen üstüne oturup saçlarını kavradım. "Eski okulumda saçıma dokunan kızı ne yapmıştım biliyor musun..." Ezgi korkuyla gözümün içine bakıp "ne" değince ceketimin cebinden küçük cezası olmayan bi bıçak çıkardım. "Saçlarını kesmiştim" Ezgi birden altımda debelenip ağlamaya başlayınca bıçak olan elimi tutmaya çalıştı. "Yapma...yalvarırım yapma söz veriyorum daha bulaşmayacağım sana yapma lütfen" tam Ezgi'nin saçını kavrayıp kesecektim ki biri beni kucağına alınca debelenmeye başladım ardından da yere bırakınca yanlışlıkla elimdeki bıçak beni kaldıran çocuğun kolunu kesince şaşkınlıkla kalakaldım. Çocuk kolunu tutup mavi boncuk gözlerini bana çevirdi. "Ya sen manyak mısın kızım" elimdeki bıçağı atıp çocuğun yanına geçtim ve kolunu kavradım. "Manyak olan sensin hiç kavga edenlerin arasına girilir mi...ara dayak diye birşey duymadın mı" çocuk birden sırıtınca mal gibi çocuğa baktım. "Ya sen tam bi manyaksın sormam hataydı" dediğine göz devirip koluna baktım. Fazla bişeyi yok gibiydi. Gömleğinin kesilen yerinden gömleği yırtıp baktım. Sadece derisi kesilmişti ama uzun bi çizikti. Dikişe gerek yoktu yani. Hemen yerde duran çantamın içinden kırmızı bandanamı çıkarıp çocuğun koluna bağladım. "Hem keserim hem sararım kafası...sevdim" bandanayı iyice sıktırdıktan sonra ellerimi çektim. "Kes sesini de git bi pansuman falan yaptır mikrop kapmasın" çocuk kafasını sallayıp "emredersin güzellik" değince dediğini umursamayarak yerden çantamı ve bıçağı aldım. O sırada elimden bıçağımı alınca çocuk başlığını kapatıp cebine soktu. "Çocuklara böyle şeyler verilmemeli...o yüzden el koyuyorum" dediğine gözlerimi kapatıp derin bi nefes aldım. Arkamı dönüp tam gidecektim ki kolumu tutunca geri dönmek zorunda kaldım. "Ben barış...sen"
"Rena" barış onaylar anlamda kafa salladı. "Yeni geldin sanırım" kafamı salladım. "Şimdi salarsan okula geçicem" barış elini kolumdan çekip ellerini kaldırdı. "Tamam güzellik sakin" sırıtışına göz devirip arkamı döndüm ve büyük adımlarla okula ilerledim. O sırada dorayla tekrar göz göze gelince bana sinirle baktığını farkettim. Ne olmuştu acaba yine. Okula girdikten sonra hemen bi lavaboya girdim. Çantamı lavaboya bırakıp suyu açtım ve ellerimi yıkamaya başladım. O sırada tuvalete biri girince aynadan baktım duruydu. "Kızım sen ne yaptın bahçede öyle" dediğine omuz silkip ellerime döndüm. Kanı çıkardıktan sonra suyu kapatıp ellerimi üstüme sürdüm kurulamak için. "Onlar kaşındı tamam mı geldiler bana büyük benim olayı yaptılar bende haklarını verdim"
"Ya onu mu diyorum ben iyi yaptın onlara az bile...ya barışı yaraladın barış barış" kaçlarımı çattım. "Barış kim...okulun 2.korkulan çocuğu falan mı" duru dediğime kıkırdadı. "Tam üstüne bastın güzelim" güldüm. "Ya biz okumaya mı geliyoruz film çekmeye mi bune herkesin bi imajı var" duruyla beraber gülerken elimi anlıma vurdum. İşim işti vallahi.
YOU ARE READING
Şeytan intikamı
Genç Kız EdebiyatıKüçüklüğümü çalan adamın,veliahtını çalacak intikamımla beraber onları da yakacaktım.