Bölüm 2 : İlk Adım

49 4 23
                                    

Giriş işlemlerimizi yaptıktan sonra müdüre hanım bizi odamızın olduğu 6. kata çıkarttı. Biz terasın olduğu katta yani en üstteydik. İlk üç katta erkekler, diğer katlarda ise kızların odası vardı. 106 Numaralı odaya geldiğimizde kapıyı çaldık. İçeride toplam 4 tane ranza vardı. Kapıdan içeriye girince sağ tarafta üç tane ranza, kapının tam karşısında ise bir tane ranza vardı. Odanın boş kalan kısmında altı tane birleşik çalışma masası vardı ve içeride bir kapı daha vardı. Orası da sanırım banyoydu. Oda oldukça genişti. Kapıyı açar açmaz beş tatlı kız bize bakmaya başladı. Hatta hepsi bir anda ayağa kalkıp yanımıza geldiler.

"Merhaba kızlar. Yeni oda arkadaşımızsınız sanırım. Sıla ben." Diyerek yanımıza gelen tatlı, sarışın kız elini tanışmak için uzattığında, bende aynı sıcakkanlılıkla elini tuttum.

"Ezgi Aksoy bende, memnun oldum." Ardından Elçin'de elini uzattı.

"Elçin. Memnun oldum."

"Benim ismimde Begüm kızlar. Memnun oldum."

"İrem bende."

"Sudenaz ama siz Sude diyebilirsiniz."

"Almira bende."

"Çok memnun olduk." İlk tanıştığımız kız sanırım Sıla'ydı, bizi yatağımıza yönlendirdi. Kapıdan girince sağdaki, altlı üstlü ikinci ranzaydı. Gayet temiz bir odaydı. Aynı zamanda kızlara şimdiden kanım kaynamıştı bile. Oda tamamen dolu değildi sadece bir kişilik boş yer vardı. Tayt, tişört giyerek ranzanın üst katına yani Elçin'in yanına çıktım.

"Kuzum nasıl beğendin mi?" Sorularımı yöneltmeye başlamıştım. "Çok beğendim. Ama galiba evimi aratacak burası. Bak baştan söylüyorum bu koca şehirde birbirimizden ayrılmayacağız. Ben hangi partiye sen o partiye güzelim, okey?"

"Okey." Diyerek fındık kadar küçük olan burnunu sıktığımda havuç kafa gülümsemeye başlamıştı.

"Kızlar yarın sabah 08.00 ve 10.00 arası kahvaltı saati. Okul 12.00'da başlıyor. 07.00'de bitiyor. Ders saatleri haricinde okulun dışına rahatça çıkabilirsiniz. Eğer dersten kaçacaksanız da üçüncü katta yani erkeklerin odalarının olduğu katta, koridorun sonunda acil çıkış kapısı var. Orası genelde kitli oluyor ve anahtarı da Bulut'ta oluyor. Ona göre ayarlarsınız kendiniz." Dediği sırada söylediği onca şeyden kafama takılan tek şey Bulut demesiydi.

"Teşekkürler. Bulut dedin az önce hangi Bulut bu?" Diye sordum meraklı tavırlarla ve ranzanın üst katından aşağıya indim. Elçin benim inmemle birlikte kafasını yastığa koyup çoktan uyumuştu bile.

"Bulut Aras. Hani şu okulun gözdesi olan Bulut Aras."

"Onun yurtta ne işi var ki?" Diyerek yatağıma oturdum.

"Ailesiyle pek anlaşamaz o yüzden Uzayla beraber burada kalmayı tercih ettiler. Çok yakın arkadaşım bu arada kendileri. Gıcık falan gibi görünür ama özünde iyi çocuktur. Anahtarı ilk istediğinde ters davranabilir, hatta hiç vermeyebilir. O zaman benim adımı ver ya da beni çağır. Ben hallederim."

"Tamam canım. Bu arada seninle iyi anlaşacağız gibi görünüyor. Çok sevdim seni, hepinizi." Diyerek düzelttiğim sırada oda sevgi yumağı gibi olmuştu. Herkes birbirine sarılıyor ve gülümsüyordu.

                                                                                      ✈

Sabah okulun zil sesi olduğunu varsaydığımız bir sesle bütün oda uyandı. Sanırım kahvaltı saati olduğunu hatırlatmak için çalan bir alarmdı bu. Kalkıp mavi açık renk kot pantolon ve beyaz bir gömlek giydim. Yakamıza ise okuldan olduğumuzu belli eden okul amblemi olan küçük, yuvarlak bir kolye takıyorduk. Erkekler de aynı şekilde serbest geliyordu. Kahvaltımızı bitirdikten sonra ağır adımlarla okulun yolunu tuttuk. Zaten okul, kampüsün tam karşısındaydı o yüzden oyalanarak ve sohbet ederek gidiyorduk.

NOT DEFTERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin