İçeri girmeye çekindim ama yinede girdim. Yavaş adımlarla kapıdan geçtim, yine o fısıltıları duymaya başladım. Fısıltı seslerinin geldigi yöne dogru gittim.
Bu sesler odamdan geliyordu. Odamın kapısını terettüt ederek açtım ama oda da kimse yoktu ve ses kesilmişti. Odamın kapısını yavaşca kapatarak yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladım.
Annemi gördüm. Yemek yapıyordu. Bende bahçeye çıktım.
Çimenlerin rengi dikkatimi çekmişti, çimenlere doğru eğildim, elimi çimeni ellemek için uzattım, yumuşaktı ve pürüzsüzdü, kısa bir süreligine tüm her şeyi unuttuyordu, hava kararmaya başladı, bir kaç şimşek gökyüzünü, aydınlatmaya yetiyordu, ayağa kalktım, sanki hisizleşmişim gibi bı halim vardı, arkamı döndüm, yavaş adımlarla içeri girdim, kapıyı kapattım, çürük merdivenlere doğru yürümeye başladım, hiç bir yeri sağlam olmamasına rağmen beni taşıyordu... Odamın kapısının önünde durdum, içeri girip girmemekte kararsızdım, en son girmeye karar verdim...
Akşama kadar çıkmadım sonra annem beni çagırdı, annemin yanına gittim ve karşımda bi pasta vardı üstünde ise "Happy birthday" yazıyordu. Tabi ya bugün benim dogum günüm.
Odama çıktım saat baya geç olmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANON
Mystery / ThrillerDaha çok küçüktüm ama yeterince küçük değildim. Hayat zordur, hele şizofrensen, herkes deli olduğumu söylüyor, inkar etmiyorum, şizofren olduğumu da kabul etmiyorum. Etrafımda ki herkes benden korkar, belki de katil olduğumdan, insanları öldürmeyi s...