" Dersleri çok iyidir benim kardeşimin. Ama benim daha iyi. Değil mi Hyejin?"
Ne? Ağabeyimin bana ilk defa iltifat ettiğini görüyorum. Genelde bir şey isteyecek olursa "köle" diye seslenirdi. Ama pek ağırıma gitmez. Çünkü ben de ona "köpek" diye seslenirdim. Evde bu kavgalarımız yüzünden annem bizi kapının önüne bile koymuştu. Ama 1 hafta ev temizliğinin karşılığında içeri alındık. O 1 hafta işkence gibi geçmişti.
Şimdi görürsün öküz!!!
"Akıllı olduğun için mi 6. sınıfta kalmıştın "Soo Bin"?"
Soo Bin' e ağabey demediğim için çok kötü olacak ama umrumda değil. Ben ondan daha zeki ve çalışkanım. ( Geçmiş bölümde annesi aburcuburları Soo Bin'e veririm diyordu ya hani, işte Soo Bin ağabeyi oluyor.)
"Bir kere...... şeyyy..... Benim resim ve müzikle aram olmadığı için kaldım. Yoksa bütün derslerim çok iyi."
"Ondan mı sesin çok güzel ve bir resim atölyen var Soo Bin?"
Ağabeyimin yüzü kızarmaya başlamıştı. Bu görüntüsü çok tatlı. Hyejin, amacından sapma.
"Hey bana Soo Bin demeyi kes!" dediğinde Min Sung ;
"E adın Soo Bin değil mi zaten? Diyebilir bence." diyerek konuya atladığında ağabeyime kimsenin göremeyeceği şekilde sırıttım.
Aferin lan sana!!! İlk defa işe yaradın. Tosunum ya.
Ağabeyim diyecek laf bulamadı ve ben de o anın verdiği keyifle yemeğimi yemeye başladım.
Şu an nasıl keyifliyim anlatamam!
Babama baktığımda gülerek bizi izliyordu.
"Sizin bu kavganızı nasıl özlemişim bir bilseniz."
"Keşke benim de bir kardeşim olsa. Bende o şans yok." deyip dudak büzmüştü Min Sung.
Ah Min Sung üzümlü kekim.
" Hiç üzülme. Bundan sonra ben senin kardeşinim." deyip omzunu arkadaşça sıkmıştım.
Ağabeyime baktığımda sinirlendiğini görmüştüm.
Kızsın köpek!
Bu sefer Min Sung'a baktığımda sanki biraz sinirliydi ve kendi kendine dişlerinin arasından bir şeyler fısıldayıp bana döndü.
"O zaman ne mutlu bana!" deyip sahte bir biçimde gülümsedi.
Ama dediğimden niye hoşlanmadı ki.
Anneme baktığımda ben ile Min Sung'u gülerek izliyordu.
Hayır anne! Olamaz ya. (Evet olamaz daha Wheein gelmedi sen de niye acele ediyon. Elinde olsa evlendircek kızını aq.)
Annemden bakışlarımı hızlıca keserek yemeğimi yemeye başlamıştım. Ağabeyim, babam ve Min Sung da askerlikle ilgili bir şeyler anlatıyorlardı. Ve ağabeyim de olmazsa olmaz askerlik anılarını anlatmaya çalışıyordu. Bu hali nedense çok şirin geldi.
Tamam kavga ediyoruz da o benim canımın içi!!!
Yemeğimi bitirdim ve anneme yemek için teşekkür ettim. Kalkıp odama gitmeyi planlıyorum çünkü çok uykum var.
"Hey kızım nereye gidiyorsun?" diyen anneme baktım.
Beni bir salın amk.
" Biraz uykum var yatmaya gidiyorum. Yarın okul var erken yatmam lazım." demiştim.
"Benim de birkaç işim var. Zaten rahatınızı bozdum. Hepinize iyi akşamlar." deyip ayaklanmıştı Min Sung.
Şükürler olsun gidiyor. Doğru düzgün babamla vakit geçiremedim.
Hepimiz Min Sung'u kapıdan geçirdik. Ben de hiç kimseye bir şey demeden koşarak odama gittim. Pijamalarımı giyip yatağıma yattım ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARIA
FanfictionKusura bakmayın doğru düzgün açıklama bulamadım djoıfkmafıaofj. Bence okursanız anlarsınız. Wheesa real amk.