{3. bölüm}

17 8 20
                                    

iyi okumalar 🌊

________________♡_________________

3. Bölüm: "gerçek arkadaş"

________________♡_________________

Bu kadar karmaşanın içinde kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Masal Aksoy. Önümüzdeki yıl 18 yaşıma gireceğim. Genelde insanlarla pek olumlu ilişkiler kurduğum söylenemez. Hayatımda arkadaşım diye tanımlayabileceğim tek kişi oldu, Seda. Seda'yla ilkokuldan tanışıyoruz. En yakın arkadaşım tabi onun en yakın arkadaşı olmam konusunda birçok şüphem var.

Yeni okulumun kapısından içeriye girip onun tarif ettiği şekilde müdürün odasına girdim. Onun derken kapıda karşılaştığım o garip çocuk. İnanın şu an onu düşünmekten daha önemli sorunlarım var. Müdürle kısa bir konuşmamız oldu. Daha sonra sınıfıma giderken müdür yardımcısı bana eşlik etti, 12/A . 12 yıllık öğrencilik hayatımda ilk kez A şubesinde olmuştum.

Genelde A şubeleri proje sınıfı ya da müdürün gözde sınıfı olarak bilinir. A sınıfındakilerle pek muhatap olmam, tabi normalde de insanlarla pek muhatap olmam ama konumuz şu an bu değil.

Sınıfa girdiğimde öğretmen önce müdür yardımcısına sonra bana doğru bakıp gülümsedi. Tahtada işlediği konuya bakılırsa edebiyat öğretmeni. 35-40 yaşlarında uzun boylu siyah göz siyah saç klasik bir edebiyat öğretmenine benziyordu. "buyrun?" diye müdür yardımcısına sorarken yanlış anlamadıysam şaşkındı, sanırım yeni bir öğrenci istemiyordu.

Müdür yardımcısı gözlerini sınıfta gezdirdi. "Yeni arkadaşınız Masal" dedi. Birinin benim ismimi başkalarına söylemesi hoşuma giden bir şey değil. Tamam insanlara onlardan nefret ediyor gibi bakıyor olabilirim ama aslında öyle değil benim yüzümün şekli öyle. Tamam insanlardan nefrer ediyorum ama dediğim gibi konumuz bu değil.

O sırada bende gözlerimi sınıfta gezdirdim. Amacım sınıftakilere bakmak değil boş yer aramaktı. Ama sınıfts boş yer yok- buldum. Cam kenarı en arka sıra boştu. İyi sıra arkadaşım da olmayacaktı. Müdür yardımcısı da sınıftan çıkınca en arka sıraya doğru yöneldim. "Benim ismim Ömer, Masalcığım tanıştığıma memnun oldum" diyen öğretmenimin sesiyle yerimde durdum. Arkamı dönüp bende anlamında kafamı salladım.

Tekrar en arka sıraya doğru ilerlemeye başlayacaktım ki yine soru sordu. Ahh neden bu kadar meraklı olmak zorundaydı ki?

"Kendini tanıtmak ister misin Masal?"

"Masal" dedim sınıfa doğru dönerek. "Masal Aksoy" hayır çok fazla gerilmiştim. Sırt çantamın iplerini sıkı sıkı tutuyordum. Bir an önce bu sorgudan kurtulup yerime oturmak istiyordum.

"Seni çok yormak istemiyorum ama son bir soru Masal, büyüyünce ne olmak istiyorsun?"

Küçükken öğretmen olmak isterdim. Sonra öğretmenlerim tarafından sürekli sınıfta dışlanınca bu mesleğe karşı soğudum. Daha sonra da kendime bir hayal edinmemiştim.

"Bir önemi var mı?"

"Ee...efendim?"

"Ne olmak istediğimin..gerçekten sizin için bir önemi var mı?"

"aa...şeey.." başka bir soru yöneltmeden en arka sıraya oturdum. Anında önümde oturan bir kız bana karşı döndü. "Hoşgeldin Masal. Ben Öykü yeni en yakın arkaşın."

Zorla gülümsemeye başladım Öykü'ye karşı. Bu kadar sevecen birine arkadaş edinmek istemiyorum demek ayıp olurdu. Öykü önüne dönünce dikkatimi kaldığı yerden derse devam eden Ömer hocaya verdim.

         🌊🌊🌊

Zil sesini de duyunca derin bir nefes bıraktım dışarıya. Okuldan çıkma vakti gelmisti. Eşyalarımı çantama koyup sıranın altına koyduğum ceketimi giydim.Çantamı da sırtıma taktım. Tam ayağa kalkmıştım ki Öykü bana doğru sarışın bi kızla yaklaştı. "Masal karşında okul birincimiz  Selin Demirel" dedi ve Seline bakarak göz kırptı. Selin onun aksine benim gibi konuşmayı sevmeyen birine benziyordu.

"merhaba" diyerek elini uzattı. Kıkırdadım, gülümsediğimin farkında bile değildim.

"Ne oldu?" diye soran Öykü'nün gözleri faltaşı gibi açılmış şaşkınca bana bakıyordu.

"Fazla resmi değil mi?" diye sorarak Selin'in elini sıktım. Bu sırada ikisi de gülümsedi.
"Ee okuldan sonra ne yapıyorsun?" bu sefer soru Selin'den gelmişti.

İnanın ne yapacağımı bende bilmiyordum. "Büyük ihtimalle oteler gidip valizlerimi eve götüreceğim."

"Aaa anladım. Demek yeni taşındınız?." gülümseyerek evet anlamında başımı salladım Selin'e.

"Sana yardım etmemizi ister misin?" Öykü'nün gözlerinin içi parıldıyordu. İyilik meleği mi acaba?

"Gerek yok ben halle-" sözüm kesildi.

"Ders çalışmam gerekiyor" Selin  bana yardım etmemek için bahane mi arıyordu. Belkide gerçekten ders çalışmalıdır. Sonuçta okul birincisiymiş.

"Hadi ama Selin birkaç saat ders çalışmasan ikinciliğe düşmezsin."

Selin Öykü'ye bakarak gülümsedi. "Deniz bilerek beni geçmiyor yoksa zaten şimdiye kadar hiç birinci olamazdım" gözlerini kısarak   Öykü'ye doğru baktı.

Sonra gözleri beni buldu. "Tamam arkadaşlığımızın ilk gününün şerefine sizinle gelebilirim."

"Tamamdır o zaman. Çağlayan sitesinin yanındaki otelde mi kaldınız Masal?"

"Evet ama gelmenize ger-"

Lafımı bitirmeden Öykü Selin'in koluna girerek kapıya yönelmişti bile. Neden yeni tanıştıkları birine karşı bu kadar iyilerdi ki?

Bilmiyorum ama hissettim. Yanımda birinin olduğunu, yanlız olmadığımı. Daha tanışalı bir gün bile olmayan Öykü ve Selin'in benim duvarlarımı aşabileceklerini. Bu duyguyu Seda yanımdayken hissetmiyordum. Alışık olduğum da söylenemezdi. Ama güzeldi. Nasıl tarif edilir bilmiyorum ama güzeldi.

__________________♡____________________

Öykü ve Selin'e ben bile ısındım. Aklınızda hâlâ kurguyu anlamaya çalışıyorsunuz değil mi löpşğçaşbs tamam gelecek bölümü biraz daha uzun yazmaya çalışacağım.

unutmadan aşağıdaki yıldıza basarsanız sevinirim.   😚💖

Limonata (devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin