{1. bölüm}

44 9 15
                                    

iyi okumalar 🧚🏼‍♀

_____________♡________________

1.BÖLÜM: "Yine Yeniden"

_____________♡_______________

  Bi yandan gözlerimdeki yaşları silip bi yandan kamyonete yüklenen eşyalarımıza bakıyordum. Gözlerim kolumdaki saate kaydı. 14.39 olmuş yani bu üç buçuk saattir eşyaları kamyonete yüklemekle uğraşıyoruz demek. Kendi kendime "Neden?" diye geçirdim içimden ve derin bir iç çektim. Annemle İstanbul'un diğer ucuna gidiyoruz, babamı burda tek başına bırakıp.. Daha önce de kavgaları olmuştu evet ama evleri ayırmak ciddi bi' problem olduğunun göstergesiydi.

bahar: "Az kaldı anneciğim, yarım saat sınra yola çıkarız. Arkadaşlarınla vedalaş istersen." dedi annem.

Sadece kafamı tamam anlamında sallayıp ayağa kalkmak için doğruldum. Sonbahar mevsimindeyiz, üzerimdeki ince beyaz tişört yüzünden titrediğimi fark edip belime bağladığım kırmızı kareli hırkamı giydim. Apartmanımızın, yani artık eski apartmanımız oluyor, merdivenlerinden çıktım. Beşinci zile bastım. Yukarıdan otomatiğe basılınca kapının açılmasıyla beraber bu sefer de 3. kata doğru yürüdüm. Melek abla gülümseyerek açtı kapıyı.

Melek: "Masalcığım üzgünüm ama Seda dershaneden gelmedi daha. Biliyosun bu seneler çok önemli seneye üniversite sınavına gireceksiniz."

Ben: "Yarım saat önce aradım ama açmadı Melek abla. Neyse artık telefondan haberleşiriz." diyebildim zar zor çıkan sesimle.

Gözlerim yine dolmuştu. Bu aralar sık sık ağlıyordum ama sessiz sessiz. Genelde gece uyumadan önce yorganımın altında. Hıçkıra hıçkıra ağlarken anne ve baban uyanmasın diye nefesinizi tutmak nedir bilir misiniz?

Merdivenleri inip kapıya çıktım. Annem eliyle ona doğru gelmemi istediği işareti yaptı. Adım atmak için hazırlanırken babamın sesiyle dona kaldım.

Soner: "En kısa zamanda gelip seni alacağım Prensesim."

Dolan gözlerimi sildim. Eğer arkama bakarsam hüngür hüngür ağlayacağımı bildiğimden öylece yerimde durdum. Peki anlamında başımı salladım. Burnumu çekip anneme doğru yürümeye başladım. Annem sürücü koltuğuna bindi. Bende yanına oturdum. Arabanın aynasından el sallayan babamın görünce kalbimin üstüne tır geçmiş gibi hissettim. Annem bu tarz durumlarda daha soğuk kanlıdır. Ona benzemesini istediğim tek özelliğim bu. Eğer seçme şansım olsaydı babamla kalmak isterdim ama bana seçme şansı tanınmadı bile. Gözlerimi arabanın aynasından çekip yola çevirdim. Dümdüz baktım yola. Ne annem konuştu ne ben.

İki buçuk saat sonra annemle taşındığımız evin bulunduğu sitenin önünde durduk. Eğer İstanbul'da yaşıyorsanız size bir saatlik yol bile kısa mesafeymiş gibi gelir. Kamyon diğer köprüden geçmek zorunda kaldığı için evimizin içi boştu. Sitenin hemen önündeki Restorana girdik, annem iskender sipariş etti ben hamburger. Yemek yerken bile konuşmadık. Konuşacak o kadar şeyimiz olmasına rağmen sadece susup yemeğimizi yedik. Yemekten sonra garsona limonata alabilir miyim diye sordum. "Yok" dedi. Yokmuş... limonata yokmuş...

___________♡_______________

  selamlaaar💙
devamı için iki senaryo var aklımda bakalım kafama göre devam edicem. yazım hatalarım olabilir şimdiden söylüyorum görmezden gelirseniz sevinirim. o zaman yeni bölümde görüşmek üzeree..oy vermeyi unutmayın.
🥰😚💖

Limonata (devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin