5.BÖLÜM| AŞK BU MU?

8 0 0
                                    

Vote ve yorum vermeyi unutmayın!
İyi okumalar:))


"Aşk bu mu?"

¤ ¤ ¤ ¤ ¤ ¤ ¤

Küçükken hep Bulut olmak isterdim. Eğer Bulut olursam kimseye zararımın olmayacağını, Hatta güzel beyaz pamuk şekerlere benzeyeceğimi düşünür sevinirdim. Fakat sonra vazgeçtim. çünkü babam, "Eğer bir bulut olursan Kimse Sana özel olduğunu söylemez. Hatta kimse gökyüzüne bakıp da ne kadar güzel bir bulut demez" dedi. İlk hayal kırıklığımı yaşamıştım o gün. Sonra bir gün cesaretimi toplayıp babamın karşısına yine çıktım.

"ben Yıldız olmaya karar verdim" dedim. yüzünde oluşan her zamanki aptal bakış hiç değişmemişti. "Bu sefer de hiçbir şey değişmeyecek" dedi. "gökyüzüne baksalar bile senden daha parlak bir yıldız görecekler" diyerek bitirdi sözlerini.
O günden sonra bir söz verdim kendime. Her gökyüzüne baktığımda en sönük yıldızı bulacak ve ona "ışığın sönük olsa bile Gökyüzünde bir yere sahipsin, mutlu ol" diyecektim.

Aklıma gelenler ile başımı önüme eğip gülümsedim. Dışardan biri görse aklıma güzel birşeyin geldiğini düşünebilirdi. fakat bu acı bir gülümsemeydi. Çünkü Benim için en güzel anı babamın gerçekleri yüzüme vurup tatlı hayaller kurmamı engellediği gündü. Ona Teşşekür edeceğim bir günün gelmesini not ederek, evimizin sokağına girdim.

İzgi'nin saatlerce ağlaması sonucu, uyuya kalışıyla eve gitmek için ayaklandım. Nerdeyse Bir gündür teyzemi görmüyordum. Öncelikle kısa bir sorguya çekilir, ardından sıkıca kolları ile beni saracağını bilerek evin demir kapısını araladım.

Akşam güneşinin odamı vurduğunu bilmek beni mutlu ederken. Gün batımını kaçırmamak adına hızımı artırıp, kapının göbeğine anahtarı yerleştirip çevirdim.
Açtığım gibi kapıyı kapatıp ayakkabılarımın fermuarını indirdim.

"Kimse yok mu?!" Diye içeriye doğru seslenip, teyzemin "mutfağa gel canım!" Sesiyle ikinci ayakkabımı da çıkarıp kenarıya itekledim.

Küçük koridoru da aşıp mutfağa girdiğimde beni hiç beklemediğim bir manzara karşıladı. Bütün mutfağı saran karemelize elma kokusuyla mest olurken, Fırında üstü kızarmaya başlamış turta hamurunu görmek içimde kelebek etkisi yaratmıştı.

Kocaman açılan gözlerimi teyzeme çevirip sulanan ağzımla "sen bir kraliçesin turta kraliçesi." Der demez sıkıca kollarımı boynuna doladım.  Bir an koluma giren sancıyla gözlerimi kapattıp geçmesini bekledim. Geçmemişti fakat dayanacağım bir acıydı.
Neşeyle bıraktığı kahkası kulağıma iliştiğinde gülümsedim yüzümdeki acıyı silmeye çalışırken.

"Ee nasılsın gül kurusu görüşmeyeli?" Sesindeki ima ortadaydı, alınmıştı.
Dirseklerimi dayadığım orta tezgahtan, nemli tabakları bulaşık makinasına yerleştirmesini izliyordum.

"Sıradandı işte teyze pek değişen birşey olmadı kendi kendimize takıldık" diyerek geçiştirdim.

Teyzeme ilk defa ciddi ciddi yalan söylerken utanıyordum.

Huzursuz olduğumu anlayacak korkusu ile en iyisi kaçmak olduğunu düşünüp "ben bir duş alsam iyi olur" dedim.
"Tamam hayatım akşam yemeğini ben hazırlarım sen biraz dinlen" diyerek gülümsedi.

Yanına gidip yanağına sulu bir öpücük bırakıp koşar adım daha doğrusu kaçar adım çıktım mutfaktan.
merdivenleri de aynı hızla çıkıp odama attım kendimi.

Küçük dünyama giriş yaptığım gibi kendimi yatağıma bıraktım koluma dikkat ederek. acıyor olsa da dayanılmaz bir acı değildi.
Bir anda gözlerim tavanımda asılı olan yıldızlara kayarken dün olanları düşünmeye başladım.  Herşey bir anda olmuştu.
Kavgaya girişim, sonrasında aldığım darbe, karanın inadı ve onun yatağında uyanmam.

Psikolojik Sorunu ; Sır (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin