jeongguk bulunduğu ara sokağın duvarına sırtını dayayıp yere oturmuştu. yerler ıslak, çamurlu ve oldukça soğuktu. fakat yine de kalabalıktan kaçmak için bulabildiği ilk çıkmaz sokağın sonunda patronunun kendisini bulmasını beklemeye koyulmuştu.aldığı son mesajlardan ötürü durgundu ifadesi, mimiksizce yoldan geçen arabaları izliyordu. saçları yağmurdan dolayı birbirine karışmış, gözündeki seyrek koyu far ıslandığından dolayı dağılmıştı.
kovulmak istemiyordu. evet bu işe ihtiyacı yoktu, okuduğu bölümü zaten müzikti. parası vardı ve mesleğini de yeteri kadar okulunda öğrenmişti. okuduğu bölüm ve bilgi seviyesini insanlara sunduktan sonra, kabul edilmeyeceği hiçbir yer yoktu aslında.
ancak o, fakültesinin hemen karşısındaki bu plak mağazasının sahibine aşık olmuştu.
her ders çıkışını iple çekiyor, sırf onu birkaç saniye görebilmek adına okuldan çıkarken koşuşturuyordu. genelde mağazanın sahibi dışarıda sigara içiyor, camları siliyor, dükkanı toparlıyor ya da telefonuyla ilgileniyordu. jeongguk ise sadece bunları birkaç dakika izleyebilmek için bir yerlerde gizleniyordu.
anıları gözleri önünde tekrardan canlandığında gülümsedi jeongguk. sadece adını öğrenebilmek için yaptıklarını ve sayısız çabasına rağmen bir türlü dikkatini çekemediği o gizli gizli seyrettiği suratından ciddiyet akan adamı düşündü.
onca zaman onu izlemiş olmasına rağmen sürekli kaşlarının çatık olması, bir kere bile gülümseyişini görememesi onun hakkında daha da meraklandırmıştı jeongguk'u.
kim taehyung.
bir anda girivermişti hayatına, yerinden memnunmuş gibi de uzun bir süre ayrılmamıştı hiçbir yere. jeongguk'un ruhunun tamamına birden sahip olmuş, ardındansa zihnine kadar sıçramıştı.
jeongguk ise artık daha fazla dayanamamış ve ona biraz da olsa yaklaşabilmek adına, cesaretini topladıktan sonra bir gün mağazaya gidip çalışmak istediği üzerine birkaç tane bahane uydurmuştu. reddedilmesinin ardındansa, taehyung'u ikna edebilmek için elinden ne geliyorsa yapmıştı.
bunları düşündükçe daha da dolmuştu genç adamın gözleri. eğer ki bir de bu zar zor elde ettiği şansı kaybederse, kendini asla affedemezdi. ona yakın olabilmek için tek fırsatı buydu ve kendi aptallığı yüzünden de bu fırsatı kaçırmak istemiyordu.
gözlerinden inen yaşlardan rahatsız olarak kollarıyla yüzünü silmiş, dizlerini karnına çekmişti. iç çamaşırına kadar hissettiği ıslaklık yüzünü buruşturmasına neden olmuş, gözlerini kapamıştı.
kollarını dizlerine sarmış ve gözlerini usulca açıp, yukarı bakmıştı. telefonunun şarjı bitmişti, bu yüzden de saati bilmiyordu. ne kadardır burada taehyung'u beklediğini de bilmiyordu ancak hava gitgide kararıyordu ve bu onu ürkütüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouvaille
Hayran Kurgukararmış plaklarını çiçeklerle süsleyeceğim. - ilk 191120, son ?