Bu gün aksiyonlu bir sabaha uyanmıştım.
Berkay: Günaydın.
Ben: Günaydın. Bu gün bebeğim veya sevgilim kelimesini duymadım.
Berkay: Sen kızıyorsun diye söylemiyorum. Yoksa bana kalsa..
Ben: Tamam. Sana kalmicak emin ol.
Berkay: Hiçmi şansım yok?
Ben: Zamanı değil.
Berkay: Bu gün dışarda kahvaltı etmek ister misin?
Ben: Çok iyi fikir hatta bulaşık yıkamaktan kurtulmuş olurum.
Dışarı çıktık. Yolda Berkay bana bi kaç anısını anlattı. Benim gibi değilmiş zamanın tadını çıkarıyormış. Ben evde asosyal olmuştum resmen.
Berkay: Betül sanırım çüzdanımı düşürdüm. Ben bi yakınlara bakıp geliyorum sen burda kal.
Ben: Tamam.
Orada bir banka oturdum ve yanıma benden 40-45 yaş büyük bir adam geldi. İkidebir bana bakıyordu ve artık rahatsız olmaya başladım. Adam birden elini mememe dokundurdu ve ben bağarmaya başladım. Arkadan Berkayın geldiğini gördüm. Bu bi kabustu sanırım. Berkay birden adama saldırdı ve adamın yüzü gözü mosmor olmuştu. Ama iyi oldu. Hemen polisi aradık. Keşke aramasydık günümüzün tamamı karakolda geçti.
Polis: Bu adamı tanıyormusunuz?
Ben: Hayır. Arkadaşım cüzdanını düşürmüştü. Bende bir banka oturdum. Yanıma geldi sapık gibi bakıyordu ilk önce aldırmadım. Ama sonra bi yerlerine dokununca çığlık attım ve arkadaşım geldi birden bi kavga çıktı.
Polis: Tamam sağolun. Siz gidebilirsiniz. gerisini biz hallederiz.
Ben: Tamam. İyi günler.
Berkay: iyisin dimi?
Ben: İyiyim Berkay. Sen olmasaydın kim bilir o adam bana ne yapıcaktı.
Berkay: Tamam geçti, üzülme artık.
Ben: Berkay sen çok iyi bir insansın. Keşke hep burda kalsan.
Berkay: bende çok isterim seninle burda kalmak ama bu imkansız.
Ben: Berkay seni seviyorum.
Berkay: Bunu biliyorum ama sen kendin bize bir şans vermiyorsun.
Ben: Çok özür dilerim ama biliyorsun işte Berkay bu olamaz.
Yolda yürürken az kalsın düşücektim, Berkay kenidini bana doğru çekti ve beni öptü. Ona karşı hislerim arkadaştan öteydi ama şuanlık istemiyorum dedim ya işte...