Giriş

58 15 9
                                    

"3 gün önce çıkan yangın sonucu ormanın içine gizlenmiş bir depo tespit edildi. Hızla olay yerine sevk edilen yetkililer ne yazık ki canlı kimseye ulaşmayı başaramadı. Mekanda bulunan cesetlerinse 4 ila 6 ay önce kaçırılan gençlere ait olduğu bildirildi. Depoda kaçırılan kişilerin bedenleri hariç herhangi birine rastlanamadı. Hükumetten olayın derhal araştırılması emri gelse de henüz ulaşılabilen bir şey yok. Gelişmeler oldukça sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.

Genç adam videoyu durdurup karşısında oturanlara baktı. Onlara güvenebileceğini bilmek istiyordu. Başka kimseye bu durumu anlatamazdı. Bu kumarı oynamak zorundaydı. 

"Bu haberi görmüş müydünüz?" Gençler birbirine bakıp başlarını salladılar. 2 ay önce yayınlanan bu haber tüm ülkeyi sarsmıştı. Ancak neden burada oldukları hakkında hala fikirleri yoktu.

"Eylül de o kaçırılan gençlerden biriydi." Gençlerin gözleri şokla açıldı. Hakan nasıl devam edeceğini bilemeden alnını ovdu. Onlara güvenmek zorundaydı.

"Eylül öldü mü?" Emre kendi ağzından çıkan kelimeleri idrak edemedi. Bir zamanlar canından çok sevdiği kız ölmüş olamazdı değil mi? Gözlerinden yaşlar akarken diğer gençlerde ondan farklı değildi. Hiç biri buna inanmak istemiyordu.

"Ölmedi. Polislerden biri onu ormanın içinde buldu. Ancak olayın ne olduğu bilinmediği için bu medyadan ve herkesten gizlendi. Bilen çok az kişi var." Önündeki suya uzanıp bir yudum aldı. "Bulunduğunda baygındı. Kol ve bacaklarında derin olmayan kesikler vardı. Ormandaki dallar yüzünden olduğu düşünülüyor. Ağır bir yarası yoktu ancak hastaneye geldiğinde uyanmadı. Bir kaç gün sonra ise komaya girdi. Yaklaşık 1 ay komada kaldı ve geçtiğimiz hafta uyandı." 

"Ne olduğunu anlattı mı?" Rüzgar dayanamayarak hepsinin aklındaki soruyu sormuştu. 

"Size bunları anlatma nedenim de bu zaten. Eylül uyandığından beri hiç bir şey hatırlamıyor. Doktorlar bunun geçici mi kalıcı mı olduğunu bilemiyor ama Eylül hatırlamak zorunda. Ondan başka elimizde hiçbir ipucu yok. Bu noktada sizin devreye girmenizi istiyorum. Eylüle en yakın olan sizdiniz. Birlikte büyümüştünüz ve o yalnızca size güveniyordu. Bu yüzden bende size güveniyorum çocuklar."

"Hatırlamaması daha iyi olmaz mı? Neler yaşadığını bilmiyoruz. Ya hatırladığında kaldıramazsa? Ya onu tekrar kaybedersek?" Demir inanmazcasına kafasını iki yana salladı. 

"Başka çaremiz yok. Bende onun daha fazla acı çekmesini istemiyorum. Ancak 24 çocuk öldü. Neden öldürüldüklerini öğrenmek zorundayız. Bunun altında daha büyük olaylar olmasından şüpheleniyorum. Aynı şeyler tekrarlanmadan çözmek zorundayız." 

"Ne zaman kaçırıldı? Orada ne kadar süre kaldı?" 

"7 ay önce. Orada 5 ay kaldığını düşünüyoruz." Ezgi dayanamayarak hıçkırdı. Buna inanmak istemiyordu. 

"Benim yüzümden." Ağlaması daha da arttı. Kendini kaybetmeye başlıyordu.

"O gün onu kurtarabilirdim. Hepsi benim suçum. O şekilde oradan dönmeseydim onu kurtarabilirdim. Lanet olsun sonradan kaçırıldığından bile haberim olmadı. Ben, ben ne yaptım?" Kuzey ezginin titreyen kolunu tuttu.

"Tek suçlu sen değilsin. Hepimiz suçluyuz. Hepimiz ona sırtımızı döndük. Ama bunun için kendini suçlayamazsın Ezgi. " Küfürler havada uçmaya başlayınca Hakan hepsini susturdu.

"Eylül 2 hafta sonra hastaneden taburcu olacak. Ona ve size yeni kimlikler vererek başka bir şehre yollayacağız. Şu an için Eylüle kaçırıldığını söylemeyeceğiz ve kendisinin hatırlamasını bekleyeceğiz. En doğrusu şu anlık bu yol gibi görünüyor. Gideceğiniz şehri benden başka kimse bilmeyecek. O yüzden lütfen sizde kimseye bahsetmeyin. 2 hafta sonrada *** hastanesine gelin. Size güveniyorum çocuklar. Lütfen ona iyi bakın."

Kızıl SilahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin