Demir
Rüzgar düşen yüzüyle odaya girdi. Hepimiz ondan iyi bir haber gelmesini bekliyorduk ancak bakışları durumun ne kadar kötü olduğunu belli ediyordu.
"Eylül henüz uyanmadı. Hakana da ulaşamadım. Sanırım bir süre daha burada kalmamız gerekecek." Kafasını tutup tekli koltuğa oturdu. Kuzey sinirle yerinden kalkıp oturduğu koltuğa bir tekme savurdu.
"Lanet olsun daha fazla buna devam etmek istemiyorum. Lan biz daha kaç yaşındayız da uğraştığımız şeylere bak. Bizim şu an üniversiteye gitmemiz gerekiyordu birilerinden kaçmamız değil. Ezgi nin haline bak!" Eliyle Ezgiyi işaret edince Ezgi rahatsızca yerinde kıpırdandı." Orada ölebilirdi. Hemde Eylül için mi? Çocukluk arkadaşım ve başına gelenler biz gittikten sonra olduğu için bunları kabul ettim ama yapamıyorum daha fazla. Olmuyor işte! O kıza her baktığımda yaptıkları aklıma gelirken olmuyor." Kimseden ses çıkmadı. Hepimiz içten içe haklı olduğunu biliyorduk. İçimden kalkıp Kuzey i durdurmak gelse de yapamazdım. Diğerlerinin de onun gibi düşünmediğini umdum."Söylesenize hanginiz Eylül 15 yaşına girdikten sonra onu gerçekten arkadaşınız gibi hissettiniz? Değildi. O her zaman lanet bir kraliçeydi. Bizse onun etrafındaki işçi arılardan başka bir şey değildik. Bizi her zaman kullanmadı mı? Kendisi de zaten bunu söyledi. O zaman neden hala canımızı tehlikeye atıyoruz? Hepimizin aileleri var. Bize bir şey olursa üzülecek insanlar var ve biz onlara bile yalan söylüyoruz. Akıl karı mı bu? Bunları söylediğim için kötü olan ben oluyorsam kötüyüm tamam. Ama daha fazla yapamıyorum. Sizi kaybetmek istemiyorum. Ölmek istemiyorum!" Gözleri doldu. Bunu gizlemek adına arkasını döndü ama ağladığı böyle bile belli oluyordu.
Onu anlayabiliyordum.Belki de en çok yara alan oydu. Üstelik sevdiği kişi neredeyse ölüyordu da. Eylülü ne kadar severse sevsin sahip olduğu şeyler onun için sırt çeviremeyeceği kadar değerliydi.Benimde kaybedebileceğim çok şeyim vardı. En başta da Ezgi. Onun asla bu işin içinde olmasını istemiyordum ve ona zarar gelirse ne yapardım bilemiyordum. Ama Eylülü bırakamazdım da. Ona ne ara bu kadar bağlanmıştım bilmiyordum ama onu kurtarmak için her şeyi feda edebilirdim. Ne kadar acınası diye mırıldandım. Kendi gözlerimle gördüğüm şeylere bile inanmak istemiyordum. Beni asla sevmeyecek birine onun için tüm hayatımı feda edebilecek kadar çok aşık olmuştum.
"Onu o insanlara götürüp kendi hayatlarımıza bakalım. Aynı 3 ay öncesi gibi."
"Saçmalama!" Yerinden kalkan Ezgiye daha büyük şaşkınlık ve sinirle baktı Kuzey.
"Ne saçmalaması Ezgi. O kız seni her zaman kullandı ve bu günde onun yüzünden ölüyordun. Daha ne? 15 yaşından önce Eylül arkadaşımız olabilirdi ama sonrasında değildi. Hepinizin bunu düşündüğünü biliyorum. Gerçek bu çünkü. Ve ben sevdiğim insanların daha fazla onun yüzünden zarar görmesini istemiyorum." Sözünü bitirdiği anda yüzüne gelen yumrukla kalktığı koltuğa düştü Kuzey.
"Dalga geçiyor olmalısın Emre! Hala onu mu seviyorsun? Bu kadar olaydan sonra nasıl hala onu sevebiliyorsun? O kızın hiç bir zaman gerçek bir kalbi olmadı. Olmayacakta. Sense seni sevmesini mi bekliyorsun? Hala daha hepimizi kullanıyor görmüyor musunuz?" Emre Kuzeyin yakasına yapışınca kalkıp Emreyi sırtından yakalayıp geriye çektim.
"Hiç bir bok bildiğiniz yok! " Sinirle bağırıp kollarımdan kurtuldu ve odada yürümeye başladı. Kaşlarımı çatarak Emreye baktım.
"Neyi bilmiyoruz?"
"Onun yaşadıklarını. Bize belli etmemek için elinden geleni yaptı ve siz hiç biriniz onu umursamadınız. Onu her gece ben gördüm lan. Annesinin onunla yaptığı konuşmaları ona dayattıklarını ben gördüm. Her zaman nefret edilerek büyüdü o. Belkide yanındaki eve taşınmasaydım asla bilemeyecektim ama annesinin nefret dolu bakışlarını gördüm. Kaç kere ona sırf kilo aldığı için kızılmasını dinledim. Kaç kere bizimle görüşememekle tehdit edildi biliyor musunuz siz? Hiç bir şey yapamadım . Tamam her zaman doğru şeyleri yapmadı ve annesinin nefretini başkalarından çıkardı. Onun yaptığı tüm o şeylerde haklı olduğunu savunmuyorum ama tüm suç onun değildi. O sadece ailesinin dayattıkları altında ezilen bir kızdı. Hiç biriniz onu görmediniz. Ben görsem de yardım edemedim. Ama artık böyle devam etmek istemiyorum. Onu bırakamam. Bu aşk ya da başka bir şeyle alakalı değil Kuzey. O hep benim yanımda oldu. İyi zamanda da kötü zamanda da. Bense ilk kez onun benim için yaptığı her şeyi geri ödeyebilirim. " Sakinleşen sesiyle Kuzey in yakasını bırakıp geri çekildi. " O ne olursa olsun bizim yanımda olmuştu. Dışarıya ne kadar kötü görünürse görünsün başkalarına nasıl davranırsa davransın bizi hep korudu. O olaylarında açıklaması olduğuna eminim. Belki sadece bizi korumak istedi? Bilmiyorum ama umurumda da değil. O gün onu bıraktığımız için çok fazla utanıyorum. Bu utancı tekrarlamaya da niyetim yok. İsteyen şimdi çıkıp gidebilir. Ama bu konuşmayı tekrar yapmak istemiyorum." Arkasını dönüp merdivenlere ilerlerdi. "Biraz uzanmam lazım çok yorgun hissediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Silah
Science FictionBüyük bir deney. Deney uğrunda harcanan tonlarca genç ve kaçabilen tek kişi. Sevdiklerin için ne kadar ileri gidebilirsin? *** "O yerde canlı bulunan tek kişi Eylül. Ama büyük bir sorunumuz var. Eylül hiçbir şey hatırlamıyor. Bu yüzden buradasınız...