Sabah uyandığımda güneş öylesine vuruyordu ki odama sanki gece olan her şeyi silmek istermiş gibiydi.Belki sabah uyandığımda hafızamın silinmesini isterdim ama hayır.Dün gece tüm çıplaklığı ile aklıma kazınmıştı.Gecenin o saatinde ne olduğunu bilmediğim bir güç içimde parladı.Damarlarıma hükmeden bir enerji,gökyüzünde parlayan şimşeklerle bana eşlik etti.Gök gürültüsü...tam beynimin içindeydi.Kendimi dışarıda bulmuştum öylesine.O karışıklıkta fark ettiğim damarlarımdan parlayarak çıkan şimşekler ve onlarca yıldırımdı.Hepsi benden çıkıyordu teker teker.
Ailem yanıma geldi korkulu gözlerle.Bende bütün bu tuhaflıklara karşı korkmuştum elbet.Sonrasını zaten biliyorsunuz,gözüme batan güneş ve yeni bir sabah.
Kaç dakika yatakta öylesine yattım bilmiyorum.Ama kapının çalınmasıyla kendime geldim.Babam o her zaman ki gülümsemesiyle bana bakıyordu.Dün olanlardan sonra farklı bir karşılama beklerdim ama her şey son derece normal gözüküyordu.
"Elini yüzünü yıka ve aşağı gel.Seni bekliyor olacağız."dedi babam
Kafa sallamak ile yetindim sadece.Çünkü bu pozitiflik beni daha da germişti.Belki de bu evdeki herkesin-ben hariç- mükemmel olmasından kaynaklanıyordu.Fakat bunu şuan kafaya takamazdım.Bende üzerimi giyinip odadan çıktım.Kolidorda devrilmiş vazolara baktım.Bunları benim kırmadığımı varsayıp merdivenlerden aşağı indim.Ne kadar korkarak insem de, salonda bütün aile beni büyük bir gülümseme ile karşıladı.Bende onlara selam verip annemin yanına oturdum.
"Anne.cidden çok..."sözümü tamamlayamadan annem konuşmaya başladı.
"Sorun değil tatlım."dedi.Bunu gerçekten beklemiyordum.Ne oluyor bunlara böyle?
"Nasıl yani?"diye sordum yavaşça.
"Biz...biraz araştırdık.Bence sen...Fantastik Akademi'ye gitmelisin."dedi babam.
İşte beynim bana oyunlar oynuyor olmalıydı.Fantastik Akademi'ye gitmek...bu çılgınlıktı.Abim yüzümde ki tuaf bakışı görmüş olacak ki söze atladı;
"Evet! Bu çok havalı olacak."dedi yanıma otururken."Biliyoruz zor.Ama oraya ait olduğun apaçık ortada.Ki zaten oraya gittiğinde muazzam bir yer olduğunu sen de göreceksin."
Bir takım güçler...bir grup tuhaf insan...ve muazzam.Bunları aynı kefeye koymak biraz zordu bence.Fakat kabul etmekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu.Bazen istemediğiniz taktirde hayat size yeni şeyler verirdi.İşte benim içinse bu Fantastik Akademi'ye gitmekti.Bir fantastik olma düşüncesi...tüylerimi diken diken ediyordu.
***
İşte yeni bir okul sabahı.Babam sevmediği mimarlık şirketine gitmek için hazırlanıyor,abim yakınlarımızda ki üniversitesine gitmek için arabaya biniyor,annem anaokulunda ki öğrencilerinin ödevlerine bakıyor ve ben ise damarlarımda ki hala alışamadığım bu karıncalanma ile mısır gevreği yiyorum.Günlük rutinimiz yine aynı.
Evden en son ben çıkıyorum.Bu yüzden gayet rahatım.Herkes evden çıktıktan sonra sarı renkli ayakkabımı ayağıma geçirdim ve o çok uğraştığım tarih ödevini çantaya tıkıştırdım.Genellikle okula en yakın arkadaşım Zehra ile giderim.Fakat bu aralar biraz aramız bozuk.Bende kaykayımı alıp bir şimşek gibi kaldırımlarda onu sürdüm.Kaykay da çok iyiyim.Bu yüzden hemen okulda oluyorum.
İlk ders kimyaydı.Bende direkt dolabıma yöneldim.Kalabalık koridorda öğrencilerin arasında mücadele verip ilerledim.Karşımda bugün görmek isteyeceğim son kişi vardı.Zehra...Fakat aldırmamayı öğrendim.Büyük arkadaş grupların arasından hiç kimseyle takılmadan sınıfa girdim.Koridorlarda gezmeyi sevmeyen biriyim.Bu yüzden ilk ben gelirim sınıfa.Her tarafta deney tüpleri ve farklı renkte kimyassallar var.Buranın kraliçesiyim.
Ders saati bittikten ve bir yığın ödevdens sonra hızlıca kafeteryaya indim.Her zaman kendi yemeğini kendi getiren biri olduğum için çantamda ki sandviçi çıkardım.Cam kenarında bir yer buldum ve herkesten uzak kalarak yemeğimi afiyetle yemeye başladım.Okulumuzun manzarası bir anıt orman.Bu yüzden yeşilliği bol bir yer.Sessiz sakin yemeğimi yerken yanıma Zehra geldi.Ona bakmadım bile.Ne zaman anlayacaktı hatasını?
"Bugün matematik dersinde fırtınalar estirdim."dedi neşeli havasıyla."Tam yirmi beş soruyu on altı dakika da çözdüm.Hey! Sen beni dinlemiyor musun?"
"Nihayet anladığına sevindim."dedim sandviçimden büyük bir ısırık alarak."Bak,ne diyeceğim.Bence boşver."
"Sana yine ne oldu?"diye sordu.Ben ise sadece çarpık bir gülümsemeyle ona baktım.
"Belki bu soruyu sormadan önce tüm sırrımı sınıfa açıp gülmemeliydin.Ama umrumda değil.Pazartesi okuldan ayrılıyorum zaten.O yüzden ne yapacaksan ben gittikten sonra yaparsın."dedim."Yani seni affediyorum.Ne kadar çok herkesi öylece affeden bir tip olmak istemesem de."
"Ne?Nereye? Ne zaman?..."diye ardı ardına yığdı soruları.Gözümü devirdim.
"Sırasıyla gitsek."dedim.Aslında ona tekrar bir şey anlatmak aptallık olurdu.
"Ah! Üzgünüm.Pekala,öncelikle nereye?"
"Bunu sana söyleyip söylememekte kararsızım ama...Fantastik Akademi'ye"dedim.Sesim adeta bir fısıltı şeklindeydi.Fakat aynı şeyi Zehra için söyleyemeyeceğim.Öyle bir bağırdı ki kafeteryadakiler dönüp bize baktı.
"Cidden mi Zehra? Sessiz ol!Herkes ben gittikten sonra öğrensin istiyorum."dedim kolundan tutarken.
"Pekala ama seni özleyeceğim."dedi.Galiba olan her şeye rağmen bende onu özleyecektim.
O öğleden sonra okulda ki son üç saatimdi.Ama hiç kimseye veda etmedim.Veda edecek kimsem olmadığı için değil tabii.Sadece vedalar benim için çok zordu.Belki de böylesi daha iyiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fantastik Akademi "Yıldırım Çeken" -1 -ARA VERİLDİ- Devam Edecek...
FantasiaBurası Gök Atlas Krallığı. Fantastiklerin yaşadığı on bir krallıktan sadece biri. Ben ise yıldırım çeken olduğunu henüz yeni öğrenmiş bir genç kız. Hayatımın normal olacağını düşünürken kendimi Fantastik Akademide buldum. Ve sadece bununla da kalmad...