dieciseis ¹⁶

1K 111 88
                                    

Bu bölüm için çok heyecanlıyım. Umarım Taehyung'u güzel bir şekilde ifade edebilmişimdir🥺
:
:
~Taehyung~

Soğuk ayazın rüzgarı gömleğimin içinden vücuduma çarptığında titremiştim. Aralık ayının sert rüzgarı içimdeki yangını söndürmüyordu. Neden? Neden böyle olmak zorunda? Kafamın içinde susmayan sorularla kollarımı dizlerime sardım.

Onu arkama bırakıp kapıya doğru yürüdüm hava soğuktu ama o an oradan uzaklaşmam gerekiyordu. Bir şeyler çok yanlıştı. Onun dudakları benim dudaklarımdayken evimdeymişim gibi hissettirmesi çok yanlıştı. Başkasını seviyorken onun bana söyledikleri çok yanlıştı.

Atkım odada çekmecede onunkinin yanında duruyordu. Unutmuştum almayı ve şu an boğazım soğuktan dolayı kurumuş ağrımaya başlamıştı.

Onun o tatlı mizahı ve benim dikkatli bakışlarım hep onun üzerindeydi. Ama ona farklı bir gözle bakmayı asla düşünmemiştim. O hisler bana uğradığında duygularımı kilitlemiştim. Bu yanlıştı, o benim en yakın arkadaşımken bu çok yanlıştı.

Buraya gelirken yolumuzu bilmeyip kaybolunca arabada şarkı söylemiştik. Ama şu an kurumuş sonbahar yapraklarının birer parçası gibiydik. Birbirimize dokunduğumuzda dağılmıştık.

Ancak tüm söylediklerinde sonra kafamda çizebiliyordum. Biliyordum, onu çok üzmüştüm, kafamda kurduğum büyülü kişi artık burada değildi. Tüm duygularım kilitlerini kırıp bana saldırmıştı. Her şey iyi gibi duruyordu ama ben öyle değilim...

Çünkü yine buradaydım, o küçük sokağın karanlık yerinde, rüzgar saçlarımı savururken,ben oradaydım,her şeyi çok iyi hatırlıyordum. Onunla olan her yakınlaşmamız beni mahvediyordu.

Fotoğraf albümüne bakıyorken yanakları kızarıyordu.İkili bir yatakta yan yana uzanıp değişik pozlar vererek eğleniyorduk. İlk yakınlaşmamız; kollarımı beline dolayıp birlikte uyumamızdı. O çok güzeldi ve beni büyülemişti. Sabah uyandığımda ise kendime gelmiştim. Ona böyle yaklaşmam, dokunmam yanlıştı. O beni yakın arkadaşı olarak görüyorken bu yanlıştı.

Annelerimiz küçüklük hikayelerimizi anlatıyorken onlara benden 'geleceğim' diye bahsettiğini unutamıyordum. O bana geçmişini anlatıyordu, geleceğinin ben olduğumu düşünerek...

Biliyorum,onu orada yalnız bırakmamalıydım ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu ve ona neden ihtiyacım olduğunu unutacak kadar uzun zamandır bu soğuk asfaltta oturuyordum.

Çünkü yine buradaydım, bu duyguların esiri olurken anılarımızı tekrar yaşıyordum. Gece yarısı mutfakta buzdolabının ışığında bir şeyler atıştırıyorduk. Yüzüne krema bulaştırmıştı ve dayanamayıp yanağını öpmüştüm. O an o kadar tatlıydı ki ne yaptığımı o yukarı kata kaçtığında anladım, her şeyi çok iyi hatırlıyorum.

Belki de birbirimizi anlarken kaybolmuştuk. Belki ben çok şey istemiştim. Belki de bu bizim eserimizdi.
Ben onu yok edene kadar...

Korkup kaçarken, bu hikayeyi mahveden belki de bendim.

Beni üzmek için tekrar aradı. Telefonu açıp tek kelime dahi edemeyecektim. Ona karşı o kadar mahçup hissediyordum ki onu kırdığım her an gözümde canlanıyordu.Ben burada yerdeki parçalanmış bir kağıt gibiydim.Çünkü her şeyi ama her şeyi mahvetmiştim.

Takılıp kalmışım gibi zaman geçmiyordu.Tekrar eski ben olmak istiyordum ama hala onu bulamıyordum. Eski ona aşık olan ben yok olmuştu. Çünkü artık başkasını seviyordum. Jungkook...kalbimin sızısı, onu nasıl unutabilirdim? Sıcak kollarını bana saran sevdiğimi nasıl unutabilirdim? Jimin'in yüzüne nasıl bakabilirdim?

Kareli gömleğimle ve tüm gerçekleri sahiplendikten sonra ona doğru yalnızca yürüyordum. Halledebilirdik. Aramızdaki bu konuyu halledebilirdik.

Telefonumu cebimden çıkarttığımda ekrandaki bildirimler ile kalbim sıkışmıştı. Telaşla mesajları okurken kalbim sızlıyordu. Onu kırdığım, onu ağlattığım, ona bunları yaşattığım her an için kalbim sızladı. Sondaki gidiyorum mesajı ile gücüm çekilmiş dizlerimin üzerine düşmüştüm.

Ne yapacağımı bilmediğimden ağlamaya başlamıştım. Beynim durmuştu.

Saatin bu kadar geçtiğini fark etmemiştim. Otele doğru koşarken ona ne diyeceğimi bilmiyordum bile. Ona gitme diyemezdim ki, onu daha fazla kıramazdım.

Otele odamıza ulaştığımda atkım olduğu yerde yoktu. Eşyaları yoktu, hiçbir şeyi yoktu, o yoktu...

Gitmişti.

Çünkü yine kırmıştım onu, bildiğim tek gerçek; onu çok sevdiğim halde kaybetmiştim. O gitmişti ama bu kadar acı verici olacağını düşünmemiştim.

:
:
Taehyung...umarım seni de anlamışlardır. Şu an Taehyung'un çaresizliğini umarım anlamışsınızdır.

Şunu da söylemek isterim ki kurgu bu bölümden itibaren Taylor Swift'in 'Back To December' şarkısıyla bir bütün olarak ilerleyecek. Heather ve Back To December birleşince birbiriyle o kadar güzel oldu ki, bu hikayeye o kadar güzel yakıştılar ki...diyecek kelimelerim tükendi. Şarkılar her zaman ilhamım olmuş ve yazma hevesimi arttırmıştır.

Heather -Jimin
Back To December - Taehyung

Heather -JiminBack To December - Taehyung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sweet night | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin