Sadık Bir D(o/u)st

352 12 0
                                    

Yağmurda Öylece Yürürken sırılsıklam olduğumu farkettim ve ilk gördüğüm mağazaya daldım. hemen mor bir kazağı Gözüme kestirdim ve bir de siyah dar paça pantolon. onları üzerime geçirip Islak kıyafetlerimden kurtuldum. yağmur yağmasına rağmen hava soğuk değildi. zaten burda yılın 365 günü yağmur yağardı.mağazadan ayrıldım ve yürümeye devam ettim. nereye gideceğimi bilmiyordum bu Yüzden ayaklarım beni nereye götürürse oraya gittim. tabii ya ayaklarım beni direk Tangerina teyzeme getirmişti. üzgünken onunla Konuşmak beni rahatlatırdı. kapıyı ilk çalışımda açardı her zaman. benim geleceğimi Yada Başıma bişey geldiğinde kötü olduğumu hissederdi. telefonumdan mesaj sesi gelince cebimden çıkardım ve baktım Tangerina teyzemdendi. "üzgünüm Nesa ama şuan evde Değilim ama bir sorunun var bu Yüzden istersen gelebilirim". hemen "sorun yok , gelme hiç" diye yanıtladım. koskoca kadını bi aptal okul sorunu Yüzünden işinden edemezdim ya bende yürümeye devam ettim. Zaten sinirlerim bozuktu ve şu yağan Yağmurda hiç yardımcı olmuyordu. bi an keşke "yağmur yağmasaydı diye düşündüm" ve yağmur saniyeler sonra azaldı ve bitti. bu iyi olmuştu gerçekten. saatime baktım ve Çoktan 13.00 olmuştu. okulumdan anneme mesaj gitmiştir tabi onca işinin Arasında telefona bakmayı akıl edebilirse öğrenirdi. karnımdan bir guruldama Yükseldi ve burnuma leziz bir pizza kokusu geldi. Tam Yanımda levis'in pizzalarının olduğunu daha yeni fark etmiştim. içeri girdim ve önce içinde orkestraların çaldığı midemi doyurdum. hava inanılmaz bir şekilde Güneş açmıştı. az önce yağan o kadar yağmurdan sonra bunu bi rüya sanırdınız. Orda burda biraz daha dolaştıktan sonra Güneş'in batma zamanı gelmişti. hava hafif turuncumsuydu. bir bank bulup oturdum. Eve gitmek için biraz daha beklemem gerekirdi. ben Öylece otururken tüy yumağı Ufacık bir şey bacağıma doğru koştu. o kadar tüylüydü ki sanki gri bir bulut yerlerde yuvarlanıyor. bacağımın yanına gelince durdu, mırlamaya başladı. o an içime bariz bir şekilde Doğan tek şey bu kedinin benim olması gerektiğiydi. kediyi kucağıma aldım görünürde bir tasması yoktu. kedi de bana alışmıştı sanki. yıllardır berabermişiz gibi rahattı. "bundan sonra benim kedimsin Ufaklık ve ismin de Dust olsun". sanki kabul etmiş gibi bir mırlamayla cevap verdi. Yada ben tamamen Kafayı yiyordum. "hadi artık eve gidelim Dust"dememle Dust'un kucağımdan atlayıp telaşla karanlık ara sokaklara dalması bir oldu. ben de peşinden koştum. hiç bir şey görünmüyordu. ama o küçük ayaklarından çıkan adım sesleri tüm sokakta yankılanıyordu. sadece sese kulak verip devam ettim. az sonra Dust'ı görebilir hale gelmiştim ve sırtından tuttuğum gibi kucağımda sarmalamam bir saniye sürdü. Dust gerilmişti. nedenini merak ediyordum ki arkama dönünce asıl sebebini anladım. gerilmemek elde miydi ki? Gerçi bu karanlıkta o canavarın sadece kırmızı kırmızı parlayan gözleri Görünür haldeydi. Dust tıslamaya o -mutasyon geçirmiş- köpek Yada Köpekler demeliyim çünkü çift Başlı her neyse köpek de hırlamaya başladı. ben de bir refleks hareketiyle var gücümle koşmaya başladım. hemen arkamda olduğu bana çarpan pis nefesi Yüzünden hissediyordum. ben az önce kendimi berbat mı hissediyordum, şuan ki durumumum yanında masum bir Gülümseme gibi kalırdı. koşuyordum ama sokaklar labirent gibiydi bi ana yolu bulabilseydim derken çıkmaz bir yol ve benim aşamayacağım kadar yükseklikte duvardan başka bir şey yoktu. yani yolun sonuna gelmiştik nokta...

Anka ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin