Chaeyoung
"Sonra ne oldu peki?" dedi Jennie heyecanla. Hikayenin burada bitmemesini ummuştu.
"Sonrası yok, buradayız işte." Chaeyoung hafifçe içini çekti, gözlerini arkadaşının acımayla bakan gözlerinden kaçırdı. Sitemkar bir ses tonuyla devam etti.
"Bana acıma Jen. Birilerinin bana acımasından nefret ediyorum."
Jennie gülümseyerek başını iki yana salladı.
"Sana acımıyorum Chae. Sadece böyle bitmesi garip geldi. Bu kadar yıldan sonra birden seni geri istemesi daha da garip. Mantıklı bir açıklaması da yok gibi."
"Ya da var ama henüz benim haberim yok."
Jennie soran bakışlarını arkadaşına çevirince sarışın kız omzunu silkerek devam etti.
"Baksana hala hasta olduğunu bile yeni öğreniyorum."
Jennie düşünceli bir ifadeyle başını salladı. Chaeyoung'ın neden Lisa'ya karşı bu kadar öfke dolu olduğunu öğrenebilmişti sonunda. Arkadaşına hak veriyordu. Bu, onun başına gelse o da aynı tepkileri verirdi muhtemelen. Ama yine de Chaeyoung'ı yumuşatan bir şeyler vardı. Ne kadar istese de içten içe Lisa'ya kızamıyor gibiydi. Ya da Jennie'ye öyle geliyordu.
"Chaeyoung. Yanlış anlama sadece meraktan soruyorum. Acaba içinde hala bitmeyen bir şeyler olabilir mi? Yani demek istediğim..."
Chaeyoung aniden ayağa kalkınca Jennie meraklı bakışlarını arkadaşının yüzünde gezdirdi.
"Hayır Jen. Hayır tabii ki, saçmalama. Bundan sonra en fazla iki eski tanıdık olabiliriz Lisa ve ben. Hiçbir şey hissetmiyorum ona karşı."
Jennie omzunu silkti. Chaeyoung'ın şiddetle karşı çıkışı bile iddiasını kanıtlar nitelikteydi ama şimdilik bu konuyla ilgili bir şey söylememeye karar verdi.
Her ne kadar sığ bir insan gibi görünse de Jennie aslında iyi bir gözlemciydi.
"Peki şimdi ne yapacaksın Chae? Proje eşim oldu diyorsun uzak da duramazsın. Bir yandan da suçlu hissediyorsun kendini."
Chaeyoung bakışlarını yukarı çevirip derin bir nefes verdi. Onun da kendine sorduğu ve henüz bir cevap alamadığı sorulardı bunlar. Elini ensesine atıp gözleriyle odayı taradı bir süre. En sonunda arkadaşının yüzüne çevirdi kararsız bakışlarını.
"Bilmiyorum. Proje bitsin, öyle düşüneceğim. Ama yine de Jennie, dediğim gibi, ben onu affetsem bile Lisa öyle bir kırdı ki beni... Parçalarımı toplamaya ömrünü adasa yine yetmez."
4 YIL ÖNCE
Chaeyoung
Genç kız ağzına gelen kan tadıyla yüzünü buruşturup dudaklarını ısırmayı bıraktı. Telefonundan saate bakıp etrafı kontrol etti. Geç kalmıştı.
Bir yandan Lisa'yı beklerken bir yandan da içindeki sesle savaşı sürüyordu. Söylememeli miydi? Aynı hatayı kaç kez daha yapacaktı? Cesur davranmak yanlış mıydı? Chaeyoung delireceğini düşünerek başını hızlıca iki yana salladı.
Düşüncelerini bölen duyduğu sakin ses olmuştu. Sakin ve temkinli ses.
"Chaeyoung."
Chaeyoung hızlıca ayağa kalkıp umut dolu bakışlarını karşısındaki kıza yöneltti. Gergince gülümsedi.
"Lisa. Bir an gelmeyeceksin sandım."
Karşısındaki kız cevap vermek yerine bakışlarını ayakkabılarına çevirdi. Ne söylemek istediğini biliyor fakat nasıl söyleyeceğini bilemiyor gibiydi.
Chaeyoung, kalbinin sıkıştığını hissetti. Karşısındaki kızdan birkaç cümle duymak istedi. O lanet ayakkabılarda bu kadar incelenecek ne vardı?
Gözlerindeki yaşları geri gönderip neşeyle gülümsedi.
"Lisa, bir sorun mu var?"
Lisa gözlerini yerden kaldırıp mahcup bir ifadeyle baktı Chaeyoung'a.
"Hayır, bir sorun yok." dedi güven veren bir sesle. Ardından uzanıp karşısındaki kızın elini elleri arasına aldı.
Chaeyoung, nefes alamadığını hissetti. Az sonra, Lisa ya onu dünyanın en mutlu insanı yapacaktı ya da geri dönüşü olmayan bir şekilde kıracaktı. Cesaretini toplayıp fısıldarcasına konuştu.
"Okudun mu gönderdiğim mesajı?"
Lisa yavaşça başını salladı. Sonra derin bir nefes verdi.
"Chaeyoung, bu konuşmayı yapmak çok zor benim için ama...olmaz. Yani... Lütfen beni yanlış anlama tamam mı? Seni çok seviyorum, tahmin bile edemeyeceğin kadar. Ama..."
"Ama ne?"
"Ama...arkadaşım olarak."
Chaeyoung tuttuğu nefesini yavaşça dışarı verdi. Bir an için, sadece bir an için bir umut olabileceğini düşünmüştü. Elini Lisa'nın elleri arasından çekip arkasını döndü. Hızla yürümeye başladı.
"Chaeyoung."
Arkasından gelen ayak seslerini umursamadan devam etti yürümeye. O ayak seslerinin sahibi kollarını ona sarsa da devam etmeye çalıştı.
"Chaeyoung, lütfen."
En sonunda yere çöktü. Gözlerinden akan yaşları silmek için uğraşmadı, hıçkırıklarını bastırmak için de. Gücü tükenene kadar hıçkıra hıçkıra ağladı. Lisa'nın ona son kez sarıldığını bilse belki de hiç susmazdı.
Yazması en zor hikayem bu benim için. Genel anlamda kurgu olsa da yazarken kendi yaşadıklarımdan ilham aldığım kısımlar var. O anları hatırlıyor, yeniden yaşıyor gibi oluyorum.
Umarım hikaye hoşunuza gidiyordur, yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Sizi seviyorum.
💖
