3
Selam 🥳
Bölüm şarkısını açmayı unutmayın
Oy ve yorum butonları kullanılmak için vardır♥️ satır aralarında buluşalımmYüreğimi beyaza emanet eden, Ruhuma saflığı yakıştıran, kalbime iyiliği layık gören kağıda damladı gözyaşlarım birer birer.
En güçlü acı; sessiz sedasız olandır. Bağıramadım. Ortalığı kırıp dökemedim. İçimdeki bu yangın sekiz köyü yakmaya yeterdi ama ben hıçkıra hıçkıra çaresizce ağladım.
Bu gün öğrendim ki benim bağırışlarım belli belirsiz hıçkırıklarımmış. İçimdeki yangın dışarıya değil beyaza yakıştırdıkları yüreğimeymiş. Kırıp döktüklerim başkası değil iyilik görmeyen, siyaha yüz tutmuş kalbimmiş.
Çaresizliğim en çok kendimeymiş.
Yavaşça katlayıp koydum acıyı bi kere daha hatırlatan kağıdı ceplerime. Bana kalan son hatırayı sakladım kendimce.
Ben ona vedamda gökyüzümün karardığını bedenimin siyaha bulandığını anlatmışken,
O vedasında bana beyazı miras bırakmıştı. Elimde tuttuğum vedanın bu sonu değiştirmiceğini söylemişti.Bizim Sonumuz buydu. Anise gitmiş ben kalmıştım. O nefes alamazken ben almaya hak kazanmıştım. O buraya yazdığı acıları benden habersiz göğüslerken ben kendi hayatımın yüklerinden bahsetmiştim ona.
Bedenimi tutan kollara çevirdim bakışlarımı, zifirin elleri destek vermek ister gibi tutmuştu kollarımı. "Ağlayan insana acır onu tutmak isterler"diye geçirdim içimden.
Yüreğime ferahlık getirir sandığım veda daha da öldürmüştü duygularımı.
Burda böylece durmak anlamsız hissettirmeye başladığında topladım kendimi yavaşça.
Bakışlarım önce barını buldu merak duygusu kaplamıştı yüzünü, yavaşça noluyo der gibi kaldırdı ellerini. Cevaplamadım öylece sustum. "bu bana yazılmış vedaymış, benim sandığım hayatın arkasında Anise bi hayat daha yüklenmiş sırtına" diyemedim.Ardından ölümden korkan arele çevirdim gözlerimi, söylemek isterdim ona "ölüm tüm dünyanın ortak acısı" diye. Söylemedim, yine sustum.
Bazı şeyler yaşanılmadan imkansız gelirdi herkese. Tecrübe etmeden mantıksız gelirdi bunları söylemem.
Çenemi kaldırıp, Zifirin gözlerine diktim bakışlarımı.
Okumuş olmalıydı bu kağıdı bana getirmeden önce.Siyahın bir parçası olan gözlerinde duyduğu üzüntü belirdi.
"Bazıları hissetmediği duyguları bile gözlerine aktarmayı başarırlar" diye bi yazı okumuştum daha önce. İmkansız gibi gelmişti kulağıma bu cümle Şahit olucağımdan habersizce "insan hissetmediği hiç bişeyi ifadeleriyle belirtemez" diye geçirmiştim o zaman içimden.Şimdi tam karşımda oyunculuğunu sergileyen zifir sayesinde onayladım bu düşünceyi.
Yavaşça nefes aldım, Geri soktum düşünceleri geldiği yere. Burda daha fazla durmak işkenceden başka bişey değildi kendime. Kollarımı tutan ellerden kurtuldum sakince. Önce bedenimi sonra Adımlarımı tekrar kapıya yönelttim.
Zifir anlamış olucak ki kafasını salladı hafifçe, bu sefer önüme durmak yerine geçmek için yol vermişti.
Kapıdan çıktığımda yangından kaçar gibi hızlandırdım adımlarımı. Kalbimin atışlarını duymaya başlamıştım. Burdan çıktıktan sonra içine düşüceğim o büyük yangını hissetmişti kalbim "Asıl yıkım, fırtına olurken değil, arkasında bıraktıklarına bakarken yaşanırdı ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYE'M
Teen FictionZifir Saye ağlamaklı gözleriyle ölen kadına bakarken; bi yıkımın tablosundan farksızdı gözleri. Ağladı ama belli etmedi.. . yıkıldı ama yıkılmasına izin vermedi sevdiği kadının...