İyi okumalar♥️"Kara kışın ortasında çiçekler açacağız. Yeminler çok sağlam."
....
Bazı acılar sessiz sedasız yaşanır sanardım hep. Sessizliğin içinde yankılandı çığlıklarım.Kimse duymadı.
Bu gün anlıyorum ki acılar sessiz sedasız değil; bağıra çağıra, hıçkıra hıçkıra ağlayarak atlatılır.
Bırakın güçsüz sansın dışardan bakanlar.
Acınız küçümsensin yabancılar tarafından, durmayın yine de bağırın. Sustuğunuz her şeyin nefretini kusun rüzgarların soğukluğunda.Ben bu gün veda ettim aylar sonra bu hırçın dalgaların, soğuk rüzgarların arasında Aniseye.
Kendime itiraf edemediğim her şey, dudaklarımdan çığlıklarıma karıştı.Canım yandı, kan damarlarımdan çekildi, yinede devam ettim feryatlarıma. Her cümlemin sonunda kesilir sandığım sesim, kesilmedi. vedam için şans tanıdı bu gökyüzü bana.
Kafamı kaldırdım üstüme çekilmiş pikenin altından. Gözlerimi gezdirdim aylar önce kendim için Aniseyle beraber düzenlediğimiz odada.
Yatağımın karşı duvarı tamamen mavi, üstünde küçük siyah bantlarla yapıştırılmış ve mandallarla iplere asılmış resimlerimiz vardı. Konserde şarkılara eşik ederken, deniz kenarında kumlara baş harferimizi yazarken, evimizin bahçesine çiçekler ekerken, kütüphane de otururken..
Benim için en özel anıları yerleştirmek istemiştim aylar önce bu duvarın üzerine.
Ölümden hep korkmuştum ama asla yakınımda birini bulucağını tahmin etmemiştim. O zamana kadar nasıl dayanır insanlar buna diye düşünürken bu gün kendimi bu acıya dayanmaya çalışırken buldum.
Anisenin solmuş bedenini banyonun soğuk fayanslarında kollarımın arasına aldığımda anlamıştım ölüm acısının en çok arkada kalanı bulduğunu.
Günlerce öldüğünü kabullenememiş, ölümünün nedenlerini araştırırken oyalamıştım kendimi. Böyle yaparak Kendimce kaçtığımı sandım bu acıdan, oysa yüzleşmezseniz kapanmaz hiç bi yara.
Günler sonra elime gelen otopsi raporunda ölüm nedeni "kafaya 1. Dereceden darbe alarak beyin kanaması" yazarken
Polisler tarafından tutulan tutanaklarda "banyo da kayıp başını yere çarpma" olarak tanımlanmıştı. El mahküm kabul etmiştim bu düşünceyi anisenin vedasını elime alana kadar.Anise ise bana ölmeden önce; düşmanlarımız olduğunun yükünü bırakıpta gitmişti. Hoş dertte etmedim, o yıllarca bunun yükünü taşırken ona ihanet olurdu bundan yorulmak.
Yavaşça gözlerimi duvardan ayırarak devam ettim günlerdir girmediğim odamı incelemeye.
Kapının kenarında uzun zamandır açmadığım gardırop, çaprazına konulmuş çekmeceler, yatağımın hemen kenarındaki ders masam.
Anise güzel değişikler yapmanın ruha iyi geldiğini sanarak her gün daha da güzelleştirmişti bu odayı.Aşağıdan gelen sesle gözlerimi incelediğim masadan çekip kapıya yönelttim. Yavaşça ayaklandırdım bedenimi. Lorini görmeyeli nerdeyse 3 gün olmuştu.
Aynada kendi bedenimi buldu gözlerim; üstümde siyah sweatşört altında krem rengi eşofmanım vardı. Lorinin değiştirdiğinin farkındaydım çünkü o asla evin içinde dışarda giydiğim kıyafetlerle durmama izin vermezdi.
Çekmecelerden birini açıp mor renkli fuları aldım ellerime. Önce takmakla takmamak arasında kalsam da yavaşça geçirdim ait olduğu yere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYE'M
Fiksi RemajaZifir Saye ağlamaklı gözleriyle ölen kadına bakarken; bi yıkımın tablosundan farksızdı gözleri. Ağladı ama belli etmedi.. . yıkıldı ama yıkılmasına izin vermedi sevdiği kadının...