Merhabalarr efendiiim yeniden ben geldim. Bu bölümde kızımızla tanışıyorsunuz. Bir sonraki bölümden itibaren hikayeye tam anlamıyla geçiş yapmış olacağız.Medya: Tom Odell- Sirens
İyi okumalar dilerim🥳🥳🥳
***
-Doğa'nın ağzından
***
"Arkadaşlar işlerinizi bitirip lütfen odama gelin konuşmamız gerekenler var." Metin Bey'in söyledikleri üzerine hemen başımla onu onayladım ve elimdeki bezle önümdeki masayı bir çırpıda sildim. Söyleyeceklerini merak etmiştim. Normalde odasına girilmesine izin vermeyen biriydi demek ki önemli bir konu konuşacaktı.Garsonlar, aşçılar ve temizlik görevlileri olarak hepimiz işlerimizi bitirdikten sonra Metin Bey'in odasına girdik. Zaten çok kalabalık değildik, sekiz kişi kadardık. Hepimizin yüzünde meraklı bir ifade vardı çünkü Metin Bey hala konuşmaya başlamamıştı. Onun bu suskunluğu beni meraklandırmış ve korkutmuştu. Kötü bir şey söyleyecek gibi hissediyordum.
"Öncelikle sizi buraya çağırma sebebimi söyleyeyim arkadaşlar. Farkındasınızdır kafemiz artık ne yazık ki hiç iş yapmıyor. Kar elde etmeyi geçtim zarara girmeden geçiremiyoruz artık aylarımızı. Hepinize üzülerekten kafemizi bir hafta içerisinde kapatacağımı ve devredeceğimi belirtmek isterim. Bu zamana kadar bana yardımcı olduğunuz için çok teşekkürler, eğer yeni iş bulmakta zorlanırsanız elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım."
Metin Bey'in söyledikleriyle kan beynime sıçramıştı. Şaka yapıyor olamazdı herhalde bu kadar ciddi bi konu hakkında. Herkes birbirine bakıyordu hepimiz çaresiz kalmıştık. Ne benim ne de çalışan arkadaşlarımın durumu iyi değildi. Gökhan ile göz göze geldim. O da bana üzülmüş şekilde bakıyordu. Bu işe girmek için ikimiz de çok yer gezmiştik ve işe alınmak kolay olmamıştı. Hem benim hem de onun bu işe ihtiyacımız vardı.
Bir şey söylemeden Metin Bey'in odasından çıktım ve personel odasındaki tuvelete girdim. Ellerimi lavabonun kenarlarına yaslayıp başımı eğdim. Ne yapacağım hakkında en ufak fikrim yoktu. Geçindirmem gereken bir ev vardı. Gerçi 'geçindirmem gereken ev' benim sorumluluğumda olmaması gerekiyordu ancak maalesef yengem ve dayıma ben bakıyordum.
Biraz klişe ancak annem beni doğururken ölmüş, babam ise buna dayanamayıp kaçıp gitmiş. Ben de mecburen bebek yaşta dayım ve yengemin eline kalmıştım. Dayımla yengem korkunç insanlar değillerdi ama yine de bana çok baskı yapıyorlardı. Dayım çalışmıyordu, yengem ise evlere temizlik yapmaya gidiyordu ve parasını öyle kazanıyordu. Ben de onlara para yetiştirmeye çalışıyordum bir süredir. Ne zaman paramın olmadığını söylesem beni nankörlükle suçlarlar ve onlara borçlu olduğumu hatırlatırlardı.
Bu iş benim için çok önemliydi. Onlara işimin bittiğini söyleyemezdim bana çok kızarlardı. Benim suçumun olmadığını bilseler bile. Ellerimi suya daldırdım ve hızlı hızlı yüzümü yıkayıp kuruladım. Odadan çıkıp işime geri döndüm. Saat öğlen olmasına rağmen müşteri sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Kafenin iş yapamadığının biz de farkındaydık ama suçlu olan biz de değildik.
***
Akşam saati geldiğinde iş yerinden Gökhan ile birlikte çıktık. Gökhan ve ben aynı mahallede oturan çocukluk arkadaşlarıyız. Ne zaman ihtiyacım olsa bana koşar ve yardım ederdi, tabi ben de ona. Birlikte mahalleye girerken hiç konuşmadığımızı fark ettim ve söze girdim.
"Gökhan ne yapacağız biz böyle olmaz. Bir haftada nasıl hemen iş bulalım bu işi bir ayda anca bulduk." Dedim.
"Doğa ne sen sor ne ben söyleyeyim. Çok kötü oldu işin sonlanması tam da düzene giriyordu. Ne yapıcaz valla ben de bilmiyorum. Babamla konuşurum akşam arkadaşlarını arar sorar bizim işin bir iş var mı diye ben de sana haber veririm." Dedi o da. Söyledikleri az da olsa içimi rahatlatmıştı. Acilen bir iş bulmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
General FictionKarısının oğluyla kendisini yalnızca bir mektupla terk etmesini üstünden atamayan bir baba. Poyraz. Zar zor kendisini geçindiren, elinde olan yarım yamalak işin de alınmasıyla işsiz kalmış ve acilen iş arayan bir kadın, Doğa. Yolları kesişsin o zama...