Bölüm 4-Skype

110 4 0
                                    

STEPHANIE'NİN AĞZINDAN

Sabah yoğun baş ağrımla uyandım.Olanları hatırlamak için zihnimi zorlamam gerekti.Ardından başımın ağrısı belki geçer diye kendimi sıcacık suyun içine bıraktım.Kısa bir duş aldıktan sonra üstüme bir şeyler geçirip saçımı basit bir topuz yaptıktan sonra aşağı doğru yavaş ve paytak adımlarla ilerledim.Britt hariç herkes oradaydı.Yani Ally ve Alex.Ve ellerinde çöp torbalarıyla ortalığı topluyorlardı.

-Günaydın kızlar,diyerek selamladım onları ama aldığım cevap sadece Allison'dan

-Günaydın,oldu(!)Anlaşılan Alex hala üzgündü.

-Ben Britt'i uyandırmaya çıkayım dedim ve tekrar merdivene adımladım.Britt'in odasına geldiğimde yavaşça içeri girdim ve Britt'e seslendim....ses yok.Bir daha.......ses yok!En son sinirlenmeye başladığımda aklıma gelen fikirle yavaşça odadan çıktım.Kızlara bir kovaya buzlu su doldurup getirmelerini söyledim.Birkaç dakikaya geldiler.İkisi de sırıtıyordu.Ben de sırıttım ve saydım,

-1!2!.............................3!!!!!! ve Britt'in küfürleri,

-Siktiğimin!Ahh!Dondum!Lanet olsun!Hepinizi öldüreceğim!Ahh,kafam! veee kafasını çarpı(!)

Alex'e baktığımda kahkahalarla kaçtığını gördüm ve peşlerinden koştum.Üçümüz de koşarak bahçeye çıktığımızda Britt de köpek gibi ıslak bir şekilde peşimizden bağırarak geliyordu.Bahçe kapısına giderken geniş ve güçlü bir gövdeye çarptım!Ah Tanrı'm,kafam!Ama neyse ki kurtarıcı sarı fahişemizi yolladın!

-Ah Tanrı'm James! diye ona sarıldım ve beynime yollanan sinyallerle onu kolundan çekip koşmaya başladım.

-Hey Steph,neler oluyor?Tanrı aşkına Britt'in hali ne öyle?Ben siz iyi misiniz diye kontrol etmeye gelmiştim! diye bağırıyordu James.

-Kapa çeneni ve koş James! diye cırladım.James sabır dilercesine gökyüzüne baktı ve koşmaya başladı.Bahçenin sonuna geldikten sonra nefesimin düzene girmesini bekledim.Oh!Siktir, sırtım!Britt?!

-Ah!

-Aman Tanrı'm Britt? dedi James ve tam o sırada gıdıklandığımı hissettim.Kahkahalarım arasında zar zor,

-Britt...Nefesim! diyebildim.Britt de üstümden kalkıp beni de kaldırdı ve,

-Ah!Yüca İsa!Lanet olsun,donuyorum!Hoşgeldin Sarı Fahişe,dedi.

-Hey,Alex ve Ally nerede? diye soru yönelttim ortaya.Britt piç gülümsemesini takındı ve beni kolumdan çekiştirdi.Eve girdiğimde sandalyede bağlı bir çift Alex ve Allison gördüm!!Tanrı aşkına bu kadar kısa sürede bunu nasıl yapabildi?Sessizliği Ally'nin çalan telefonu bozdu.Apar topar onu çözdük ve telefonunu açtı.

-Hey merhaba anne!Ah,gerçekten mi?Çok seviniriz,peki nerede?Bizde mi?Ah pekala.Mmm.....ben kapatmalıyım kızlarla bir şeyler hazırlayalım ve ortalığı toplayalım.Ben de öptüm,bekliyoruz! dedi ve kapattu.Hepimiz ona sorar bakışlarla bakıyorduk.O ise

-Anneler bize sabah kahvaltısına geliyorlarmış dedi ve hepimiz aynı tepkiyle James'i dışarıya itekledik.Tam kapıdan çıkaracakken Alex,

-Durun önce bizimle ortalığı toplasın,dedi.Alex'in fikrini onayladığımızda geride bıraktığımız çöp poşetlerini aldık ve temizliğe devam ettik.Briana'dan müzik açmasını istedim ama telefonunu alınca duraksadı ve

-Luke mesaj atmış,dedi soğuk bir sesle.Hadi ama sevinmesi gerekmiyor muydu?

-Tama bu güzel bir şey? dedim emin olmak istercesine.

Something BigHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin