"Bir insan ne kadar gergin olabilirse, şu anda o kadar gerginim Darlene." Dedim telefonun diğer ucundaki Darlene'a.
"Sakin ol, dürüst olarak iyi bir şey yapıyorsun. Ben Ethan'ın anlayış göstereceğinden eminim. Austin kesinlikle göstermezdi. O çocuğu bir güzel pataklardı. Geçen eğlenmeye gittiğimiz barda bana bakan çocuğa dövmeye yürüdü ve zor engel oldum. Az daha başımız belaya giriyordu. Daha reşit bile değiliz!"
"Gerçekten kötü olmuş."
"Evet, üstelik benim gücüm kuvvetim ne ki, sabah akşam spor yapan birini tutmayı başarabileyim? Neyse ki geldi geçti."
"Ona ne diyeceğim?"
"Kime?" Diye sordu Darlene.
"Kime olacak? Tabii ki Ethan'a."
"Ha o konuya geri dönersek," deyip bir süreliğine sessizliğe gömüldü Darlene. "Bence içtenlikle konuş. Seni kurtaracaksa içtenlik kurtaracak."
Karşı taraftan bana doğru gelen Ethan'ı görünce anlık panikledim ve "Ethan geliyor. Kapatmam gerek. Görüşürüz." Dedim ve seri bir şekilde telefonu kapayıp masamın üstüne koydum.
Gergince gülümsedim, "hoşgeldin bebeğim."
"Hoşbulduk," deyip dudaklarını dudaklarıma bastırıp kısa bir öpücük kondurduktan sonra karşımdaki yerini aldı Ethan. "Bir şeyler sipariş ettin mi?"
Kafamı iki yana salladım. "Hayır, ne zaman geleceğini tahmin edemediğim için daha sipariş vermedim."
Ethan kafasını usulca sallayıp garsona işaret verdi. Bizi gören garson yanımıza geldi. "Ben dondurmalı meyve tabağı alayım. Sen ne alırsın Betty?"
"Ben de aynısından alayım."
Garson yanımızdan uzaklaşırken parmaklarımı masanın üstüne vurup ritim yapıyordum. Ethan tüm ilgisini bana verdi. "Gerçekten oldukça gergin görünüyorsun ve surat ifaden ölümüne ciddi. Umarım aklıma gelen şey olmuyordur." Diye fikrini belirtti.
"Aklına gelen şey?" Diye sordum onu anlamayarak.
Ethan derin bir nefes verdi ve sordu, "benden ayrılıyor musun?"
Sorduğu soruyla gözlerim irileşirken, "ne? Hayır, öyle bir şey yok. Senle konuşmam gereken başka bir şey var." Diyerek konuya açıklık getirdim.
"Tamam," derken rahatlamış gözüküyordu Ethan. "O zaman benimle ne konuşmak istiyordun?"
"Geçen gün parktayken biriyle karşılaştım. Eski bir dost... bunu söylemek bu kadar zor olmamalıydı. Lanet olsun!" Derken resmen Ethan'ın önünde kendimle iç savaş yaşıyordum.
"Daha açık olur musun Betty? Dediklerinden hiçbir şey anlamadım. Kiminle karşılaştım dedin?"
Dudaklarımı yaladım. "James ile."
Kaşları çatık bir şekilde bana bakan Ethan, "ee?" Diye mırıldandı.
"Benden bir şey istedi ve ben de kabul ettim."
"Ne gibi bir şey?" Dediğinde garson yanımıza meyve tabaklarıyla dönmüştü.
"Baloda onunla bir kere dans etmemi istedi." Diyerek sonunda ağzımdaki baklayı çıkardım. "Biz eskiden arkadaşken bu baloya birlikte gideceğimize dair söz vermiştik ve..."
"Siz barıştınız mı?" Diye sordu Ethan.
"Hayır, öyle bir şey değil. Benden bunu rica etti ve birlikte geçirdiğimiz onca yılın hatrına ben de kabul ettim. Fakat sen böyle bir şeye karşı çıkarsan, bunu yapmayacağımdan emin olabilirsin."