Deadshot çatıdan çatıya atlayarak kaçıyor ve aynı zamanda onlara doğru ateş ediyordu. Jane gelen kurşunlardan taklalar ve parendeler gibi akrobatik hareketlerle kaçıyordu. Diana, kızın hareketlerinde Daisy'i gördü.
Beraber takılan Jane ve Daisy'i hayal etti bir anlığına. Bir zamanlar öyleydi, Eleanor'ın onların yanında olmadığı zamanlarda...
İkilinin üzerinden geçti Diana ve Deadshot'ın yanına hemen vardı. Kadının ona bir şey yapamayacağını umarak hemen önüne indi ve yolunu kesmiş oldu.
Uzak doğulu olan ve bir gözü bantlı kadın, Diana'ya baktı. Belinden yuvarlak bir cihaz çıkardı ve düğmesine basıp Diana'nın yüzüne fırlattı. Diana, neredeyse burnuna çarpacak olan cihazı eliyle yakaladı. Yanından kaçıp giden Deadshot'ı da yakalayacaktı ki elindeki cihaz açıldı.
Açıldığı gibi de bir ses dalgası yaymaya başladı.
Diana'nın vücudu ölümlü silahlarına karşı dayanıklıydı ama kulağı değildi. Beyninin içindeki çınlamalar, kadının dengesini bozdu. Çınlama o kadar rahatsız ediciydi ki Diana'nın başı dönmeye başladı. Çatıdan atlayıp diğer binaya geçen Deadshot'ın peşinden gitmek istedi. Havalanıp, uçup kadını yakalamak istedi ama havalanır havalanmaz yere düştü.
Düşeceği yeri hesaplayamadığından iki binanın arasında kalan dar bir sokağa düşüp yere çakıldı.
Yere çakılan Diana, cihazdan uzaklaştığı için kafasını toparlamayı başarabildi. Jane'in karşı binaya atlayıp Deadshot'ın peşinden gittiğini gördü ama Steve'i göremedi. Tıpkı Diana gibi Steve de sesten etkilenmiş olmalıydı.
Diana kalkmaya çalıştı. Yanındaki duvara dayanıp kalktığı sırada tekrar yukarıya baktı. Jane'in geri geldiğini gördü.
Steve'in yanına dönüyor olmalıydı.
Diana hemen havalandı ve çatı seviyesine kadar yükselip etrafına baktı. Steve yerde yatıyordu ve Jane yanındaydı. Diğer tarafta ise Deadshot kaçıyordu. Diana, Jane ile Steve'in yanına gelip yere indi.
Steve vurulmuştu ve yarası ölümcül görünüyordu.
"Ne oldu Marie?" dedi Diana.
Jane, geriye bakıp kafasını yukarıya kaldırdı. "Diana, Deadshot'ın peşini bırakma."
"Ama Steve..."
"Onunla ben ilgilenirim, sen git."
Kafasını eğerek kabul ettiğini belirtti Diana ve Jane'in kızıl kaskına bir kez daha bakıp havalandı. Deadshot'ın gittiği yöne doğru hızla uçarak kadını yakalamayı umuyordu. Eğer gizli bir yere araç saklamadıysa ya da görünmezlik teknolojisi yoksa Diana onu bulabilmeyi umuyordu.
Biraz ileride Deadshot'ı ve kadının yanında başka birini daha gördü. Hemen yanlarına uçtu. Bulundukları çatıya indi Diana. Deadshot yakalanmıştı. Birisi demir çubukları büküyor ve kadının vücudu etrafına sarıyordu.
Adamın arkası dönük olduğu için Diana göremedi. Yürüyerek yaklaştı. Beyaz pelerinli, kırmızı kostümlü bir adamdı. Vücudu Superman gibi yapılı görünüyordu.
"Hey," dedi Diana.
Deadshot'ı bağlamayı bıraktı adam ve kadına döndü.
Diana adamın suratını görünce, okulda Billy'e dokunduğunda gözünün önünde beliren görüyü getirdi aklına. Görüsünde, beyaz yıldırımların arasında gördüğü adam karşısında duruyordu.
"Wonder Woman!" dedi adam heyecanla.
Diana'nın kafasındaki taşlar yerine oturdu. Adamın kim olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adalet Tanrıçası || Wonder Woman
FanfictionEleanor Star; on yedi yaşında olan ve ailesinin kaybının ardından Bruce Wayne tarafından sahiplenildiği için hayatı bambaşka bir noktaya gelen görünüşte sıradan bir lise talebesiydi. Neyse ki (ya da ne yazık ki) bir lise talebesi kadar sıradan değil...
