Adalet Tanrıçası || Wonder Woman

05 | Çatı Kavgası

Hatırlamak istemiyordu. Bir an önce oradan gitmesi gerektiğini söylediğinde Ethan'ın suratının dönüverdiği o hali hatırlamak istemiyordu. Hatırlamamak için koşarken gözlerini kapattı. Daha ilk seferde bunun olduğuna inanamıyordu. Gotham onu bir kez daha yüzüstü bırakmıştı.

Gördüğü ilk çıkmaz sokağa girdi. İki bina arasındaki dar yolun ıslak zeminine basıp suları iki yana sıçratarak koştu. Bir fare üzerine gelen Eleanor'dan korktu ve konteynerin altına kaçtı. Eleanor sokağın sonuna doğru yaklaştığı sırada bilekliklerini çarpıştırdı ve kollarından yayılan ışık tüm vücudunu sardı. Hızlı bir parıltı olup bittikten sonra Diana havalandı ve gökyüzüne yükselerek hedefine doğru yola koyuldu.

Binaların üzerinden uçarak geçti. Daisy'nin onunla paylaştığı konumu aklında tuttuğundan telefona bakmasına gerek yoktu ki istese de Diana formunda iken bakamazdı. Telefonu Eleanor formunda, cebinde kalmıştı.

Bir jetten daha hızlı ve bir jetten daha çevik hareketlerle hedef konuma hızla uçtu. Ay ışığı zırhından yansıyabilmek için peşinden gelse de Diana'ya yetişemedi.

Hedefe vardığını gören Diana, çatıda üç kişinin kapıştığını gördü ve doğrudan çatıya iniş yaptı. Herhangi bir şekilde yavaşlamadan, doğrudan doğruya Daisy olmayan o kişiye doğru iniş yaptı. Hedef aldığı kadın son anda kendini Diana'dan kurtardı.

İnişiyle beraber çatının zeminini çatlattı Diana. Daisy'nin neden yardım istediğini anlamış oldu böylelikle. O kadar hızla inmesine rağmen o kadın Diana'dan kaçabilmeyi başarmıştı.

Hemen geriye doğru uçtu Diana ve Daisy ile sarışın adamın yanına geldi. Daisy'e bakan Diana, "Bu kim," dedi ve sarışın adama çevirdi yüzünü.

"Steve Trevor," dedi Daisy.

Diana, yanındaki sarışın adama döndü. "Punisher olan mı?"

"Öyle anılmayı sevmiyorum," dedi sarışın adam.

"Peki o zaman," dedi Diana.

"Sen Wonder Woman olmalısın," dedi üçünün karşısında duran kızıl saçlı kadın. Bir gözünde göz bandı vardı; sırtında kılıç, belinde silahlar ve bıçaklar asılıydı. Neredeyse yürüyen bir cephanelik gibi görünüyordu kadın.

"Ta kendisi," dedi Diana. "Sen de..." dese de kadını tanımadığı için bir şey uyduramadı.

"Deathstroke," dedi Steve Trevor.

Kadın güldü. Ufak bir kafa sallaması ile saçlarını arkaya aldı. "Ben de o isimle çağrılmayı sevmiyorum. Sadece ölümü tercih ederim."

"O başkası tarafından alınmadı mı?" dedi Diana ve Daisy'e baktı.

Deathstroke isimli kadın cevap vermedi, belindeki tabancayı çekip Diana'ya ateş etti. Kurşunların geldiğini hisseden tanrıça, bilekliklerini kaldırdı ve üzerine gelen tüm kurşunları saptırdı. Deathstroke tüm şarjörünü Diana'nın üzerine yağdırdı ta ki bir noktada silahın kurşunları tükenene kadar. Diana o açıktan yararlanıp insan üstü hızıyla Deathstroke ile arasındaki mesafeyi sıfırladı. Direkt olarak sol yumruğunu kafayı hedefleyerek savurdu düşmanının üzerine.

Göz bantlı kadın yumruktan kaçtı ve Diana'nın zırhlı göğsüne yumruk atarak cevap verdi. Diana yumruğu hissetti ve bir metre geriye kaydı. O anda kadını etkileyen şey göğsüne yediği yumruktan ziyade bir anlığına yaşadığı şok duygusu oldu. Sıradan bir insan gibi dursa da göz bantlı kadının yumruğu çok güçlüydü, olmaması gerekecek kadar güçlü. Diana bunu beklememişti. Beklentilerini değiştirdi ve yeniden saldırdı.