24 | Adalet Tanrıçası

75 5 5
                                    

Themyscira şehrindeki kadınlar için güneş doğmuş ve gün başlamıştı. Geçmiş diğer günleri gibi sakin ve huzurlu bir gün olacağını sanıyorlardı. Erkeklerin medeniyetinden uzakta ve izole yaşadıkları için o ana kadar vakitleri hep huzurla geçmişti. Olimpiyatlar oynanmış, şenlikler yapılmış ama çatışma, savaş ya da anlaşmazlık benzeri hiçbir şey yaşanmamıştı.

Amazon kadınlar kendilerini yine öyle bir güne hazırlamış olarak evlerinden çıkıyordu ki evinin kapısından dışarıya çıkan kadınlar kendilerine doğru bir ışığın yaklaştığını fark etti.

Önce bunu bir roket olarak yorumladılar. Erkekler onları fark etmiş ve bir roket mi yollamıştı?

Hayır bir roket değildi. Bir meteor olduğunu düşündüler.

Bir meteor için fazla hızlıydı.

Işık, Themyscira'ya yaklaştı ve adanın ortasına, kentin merkezine çakıldı.

Toprağın üzerine sert bir iniş yaptı Eleanor. İndiği yerin etrafına toprak parçaları saçıldı. Ayaklarındaki toprağı temizledikten sonra etrafa baktı. Yemyeşil ağaçlar, rengarenk çiçekler ve yumuşak toprak ilk dikkatini çeken şeyler oldu.

Ona bakan suratlara döndü. Kadının, diğer kadının ve öteki kadının suratına baktı. Diana'nın ona gösterdiği vizyonda gördüğü yere fazlasıyla benziyordu. Yüzlerce yıl geçmesine rağmen Amazonlar yuvalarında bir değişiklik yapmamış olmalıydı.

Kadınların bakışları garipseyiciydi. Eleanor nedenini biliyordu. Sürgün edilen kadının zırhıyla adanın ortasına gökten tam anlamıyla düşmüş ve adadaki herkesin dikkatini çekmişti.

"Bana onu getirin!" dedi Eleanor gürleyen bir sesle. "Diana'yı bilekliğe hapseden kadın nerede?"

"Sen..." dedi Amazonlardan bir kadın.

"Ben Alekos'un kanından Eleanor Star, Diana'nın hapsedildiği bilekliklerin mirasçısıyım."

Diana isminin zikredilmesi Amazonların yüz ifadelerinin değişmesine neden oldu. Eleanor bundan hoşlanmadı. Diana'nın ismi bir küfür değildi. Her ne kadar Diana'ya karşı olmasa da Amazonlara karşı içinde tuttuğu ve adını koyamadığı bir negatif duygu vardı. Herhangi bir elem duygu olabilirdi, bilmiyordu.

"Demek sen geldin," dedi çatallı bir kadın sesi.

Eleanor arkasına döndü ve kuzey tarafına giden Arnavut kaldırımlı yolun ortasında duran yaşlı bir kadın gördü.

Bu oydu, Diana'ya verilen kararı açıklayan, mahkemede diğer amazonların tepesinde duran kadındı.

Kadın ağır adımlarla, elindeki bastondan güç alarak Eleanor'a doğru yürüdü. "Diana," dedi aynı yürüyüşü gibi ağır olan konuşmasıyla ve çatallı sesiyle. "Diana hapsedileli nerdeyse iki bin yıl oldu. Ve ancak şimdi, şimdi mi amacına ulaştı?

Eleanor sağ yumruğunu sıktı. "Diana'nın bir yanlışı yok," dedi Eleanor. "Amacına ulaşamadıysa, onu yanlış amaçlar için kullanmak isteyen taşıyıcılar yüzündendi."

"Ben," dedi yaşlı kadın. "Diana'nın geç kaldığını söylemedim ki. Aksine, tahminimden beş yüz yıl önce geldin. Gel, beni takip et. Buraya uçana kadar yorulmuşsundur."

Eleanor yaşlı kadına doğru yürüdü ve kadının yanına varmasıyla ikisi beraber yaşlı kadının geldiği yöne doğru yürüdü. Kadının ağır adımlarına ayak uyduran Eleanor, hala ona hastalıklıymış gibi bakan amazon kadınlarına dikkat etmemek için gözlerini yerdeki Arnavut kaldırımlarına odakladı.

---

Kadın, onu adanın denizi gören ve yüksekte kalan bir yere getirdi. Yan devrilmiş bir odun ve yeni söndürülmüş bir ateş dışında çevrede hiçbir şey yoktu. İlerisi deniz gerisi ise ormanlıktı. Yerler çimen tepesi ise gökyüzüydü.

Adalet Tanrıçası || Wonder WomanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin