0.1

918 61 59
                                    

Annemin sesiyle uyandım. Perdenin çekilmesiyle içeri dolan gün ışığı gözlerimin kapalı olmasına rağmen çok parlaktı. Annem nazikçe saçlarımı okşayıp uyanmamı söyledi. Homurdanarak yataktan kalktım. Annem kendisinin çekimlere gideceğini söyledi ve evde yiyecek olmadığı için markete gitmem gerektiğini de ilave etti.

Annem odamdan çıktığında uykumun açılması için yüzümü yıkamaya gittim. Soğuk su uykumu uzaklaştırılırken daha geleli bir gün geçmiş ve kendimi yabancı hissettiğim bu ülkede neler yaşayacağımı düşündüm. Annemle beraber aldığım dersler sayesinde akıcı şekilde Japonca konuşabiliyordum. Tek endişe etmeyeceğim sey iletişim kurmaktı. Sıcak olduğunu düşündüğüm için üstüme kısa ve ince bir şeyler geçirdim ama aklıma belki birisiyle arkadaş olurum düşüncesi gelince biraz daha iyi giyinmem gerektiğini farkettim. Normalde markete pijamayla giden benim bunu yapması ne kadar kulağa anormal gelse de daha düzgün şeyler giyindim. İnternette okuduğuma ve öğretmenlerimin söylediğine göre tatillerde öğrenciler genelde evde kalırlarmış bu yüzden aynı okula gittiğim bir kişi görme ve tanışma umudu içerisindeyim.

Eve dün taşınıp eşyaları yerleştirmiştik ve dışarıdan yemek söylemiştik. Haliyle evde hiç bir gıda malzemesi yoktu. Bu yüzden yanıma yüklü miktarda para aldım. Bir elimde telefonumdan en yakın marketi bulmaya çalışırken diğer yandan kapıyı kilitliyordum. Nihayet başarınca kulaklıklarımı kulağıma takarak yürümeye başladım.

Marketi bulduğum zaman derin bir nefes alıp alışverişe başladım. Arabaya yemek yapmaya yarayacak her şeyi atıyordum. Normalde bu çevrede küçük yerler varken büyük ve kapsamlı bir market bulmak beni çok sevindirmişti. Gördüğüm ve gerekli olduğuna karar verdiğim her şey kasadan geçmeye başladığında bu kadar şeyi nasıl taşıyacağım fikri sonunda aklıma gelmişti. Somurtmaya başladım. Kasiyer bana 13.600 yen tuttuğunu söyleyince parayı uzattım. Tam o sırada başından aşağıya bir ıslaklık hissettim. Ellerime akan köpükümsü sıvıyı görünce sinirle arkama döndüm.

O sırada bana korkuyla bakan iki erkek gördüm. Ellerinde ise kocaman bir kola şişesi vardı. Sessiz ama sert bir ses tonuyla konuşmaya başladım.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?"

Dememle daha da irkilmeye başlamış olan çocuklardan birisi daha kısa olanı gösterekek;

"Nishinoya yaptı gerçekten benim bir suçum yok!" diye bağırdı.

Adının Nishinoya olduğunu öğrendiğim çocuk ise bağırarak;

"Tanaka yaptı ben değilim!"

Zaten nasıl bu şeyleri taşıyacağımın stresinde olan ben iyice sinirlenmiştim. Benimle yaşıt gibi görünseler de aynı çocuk gibi davranıyorlardı. Bu sırada kasiyer bir mendil ile para üstümü uzattı. Nazikçe teşekkür ederek yüzümü silmeye çalıştım. Ne kadar sinirli olsam da kendimi sıkıyordum.

Bir süre boyunca birbirleriyle tartıştıktan sonra arada bir sessizlik oldu. O sırada ben hüzünle, dolu olan poşetlere bakıyordum.

"L-lütfen bizi affedin. Size poşetleri taşımanıza yardım etmemize izin verin"

Gelen sesle arkamı döndüm ve eğilen kişilere mutlu bir şekilde baktım. Sert bir sesle olur diye karşılık verdim. Büyük ve ağır poşetleri aramızda paylaştıktan sonra yürümeye başladık.

Ciddi ve sessiz şekilde yola baktıklarını görünce onlarla konuşmaya karar verdim.

"Kötü bir başlangıç yaptığımızı biliyorum ama buraya yeni taşındım ve kimseyi tanımıyorum. Adım Lavinya  Arkadaş olmaya ne dersiniz?"

Verecekleri cevapları düşünmeye fırsat bile olmadan ikisi de ciddiyetlerini bozup heyecanla kendilerini tanıttılar.

"Sen yabancısın değil mi? Hangi ülkeden geldin? Neden geldin?" diye soruları sıralamaya başladılar.

Bu koca ülkede sonunda arkadaşlarım olmasının verdiği mutlulukla kısaca durumu özetledim. Onlar şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.

"Ne Türkiye mi? Orayı duymuştum yemekleri çok lezzetliymiş ama hiç yiyemedim" dedi Nishinoya.

Ona mutlulukla bakıp isterseniz size yemek yapabilirim dedim.

"Ne gerçekten mi?"

"Sen yemek yapabiliyor musun?"

Gibi sorularla karşı karşıya kalsam da başımı salladım. Yaklaşık 20 dakika sonra evime gelmiştik.

Rahatça kapıya gidip açtım ve içeri girdim onlar ise dışarıda bekliyorlardı. Onlara içeri girmeleri gerektiğini söyledikten sonra elimdeki poşetlerle mutfağa yürüdüm. Hızlıca yere bıraktıktan sonra fısıltıları duydum.

"İlk defa bir kızın evine giriyoruz ne yapmalıyız?"

"Sonunda cennetteyim."

"Sence o hangi okuldadır. Belki aynı okuldayızdır."

"Onu menajerimiz yapmalıyız."

"Kiyoko-San ile beraber mi? Düşünemiyorum bile."

Daha fazla uzatmadan yanlarına gülerek gelip;

"Sağ taraftaki mutfağa poşetleri bırakabilirsiniz. Sol tarafta Lavabo var ve burası da salon. Lütfen evinizde hissedin. Islak olan kıyafetlerimi çıkartıp hemen geleceğim." dedim.

Onlar son cümlemle biraz kızardılar. Tam odama gidecekken Tanaka bir soru sordu.

"Lavinya-San acaba hangi okulda okuyorsunuz?"

"Karasuno Lisesi'ne gidiyorum. Siz?"

"Biz de Karasuno Lisesi'ndeyiz ve 2. yılız."

"Ne tesadüf ben de öyleyim."

Nishinoya heycanla bir şeyler fısıldadı. Ben de merakla bekledim.

"Şey siz yeni taşıdığınız için arkadaşlarınızın olmadığını söylemiştiniz. Eğer isterseniz bizim arkadaşlarımızla tanışabilirsiniz. Biz okulun voleybol takımındayız ve onlarla bugün buluşmayı planlıyorduk..."

Sözünü heyecanla kesip kabul ettim. Gözleri parlayan ikili bana bakıp hızlıca;

"O zaman ben onlara sizin de geleceğinizi söyleyeyim."

"Olur. Nerede buluşmayı planlıyoruz?"

"Parkta buluşacaktık."

"Niye onları evime davet etmiyorsun rahatça eğleniriz.

"Ta-tabii ki ama sizin için sorun olmaz mı sonuçta tanımadığıniz insanlar evinize gelecek."

"Hiç sorun değil sonuçta aynı okuldayız. Neyse siz onlara haber verin ben de o sırada üstümü temizleyeyim hemen. Lütfen evinizde hissedin."

Heyecanla odama çıkıp anneme olanları anlatan kısa bir mesaj yazdım. Üstümü değiştirecekken saçlarımın yapış yapış olduğunu fark edip hızlıca duş almaya karar verdim. Jimnastiğin bana kattığı en iyi özelliklerden birisi hızlıca düş almaktı.

Üstüme rahat şeyler geçirip saçımı kuruladığımda sadece 10 dakika geçtiğini fark edip gülümsedim. Aşağıya inip onların yanına geçtim. Zaten yolda iyice kaynaştığımız için onlardan çekinmiyordum. Konuşurken mutfağa geçip malzemeleri yerleştirmeye başladım. Her şeyi bitirdiğim sırada kapı çaldı.

"Sanırım arkadaşlarınız geldi." diyerek kapıya doğru yürümeye başladım ve kapıyı açtığımda kalabalık bir grubun bana baktığını gördüm.





İlk bölümle karşınızdayım. Çok hızlı bir başlangıç olduğunu biliyorum ama olaylar daha yavaş gelişmeye başlayacak. Bana oylayarak ve yorum yaparak destek olursanız çok mutlu olurum. Lütfen beklemede kalın. Seviliyorsunuz. :3

KARASUNO X READERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin