2 Hafta Sonra:
Okuluma Sugawara ile yürürken elimdeki telefon çaldı. Telefona bakınca Yağmur'un aradığını gördüm.
"Noldu sabah sabah?"
Uykum olduğu için çok sinirliydim. Neyse ki o benim bu durumlarımı biliyordu. Yağmur ile çocukluktan beri arkadaştık. Benim Japonya'ya taşınacağımı duyduğundan beri o da buraya gelmek istiyordu. Ailesi zengin olduğu için maddi bir sıkıntıları yoktu ve ailesi de buraya gelmesine izin verirlerdi ama erkek arkadaşı Türkiye'de olduğu için gelemiyordu. Yağmur'un ağlarken gelen sesini duyunca şaşırdım.
"O-o beni aldatmış."
Sinirle nasıl oldugunu sordum. Sesimi aniden yükseltince Sugawara bana noldu dercesine baktı ve ben de durumu bir iki cümleyle anlattım.
"O pislik beni kavgalı olduğum kızla aldatmış."
Okula gidene kadar onu teselli edip onunla konuştuk. Birden aklıma bir geldi.
"Neden Japonya'ya gelmiyorsun? Hem kafani dağıtırsın hem de dilin gelişir."
"Evet neden olmasın. Zaten planlıyordum."
Vedalaşarak telefonu kapadık. Sevinc dolu gözlerle Sugawara'nın soran gözleriyle karşılaşınca son kısmı anlattım . O ise;
"Gerçekten buraya mı gelecek?"
"Evet gerçekten o kadar mutluyum ki. Ah umarım hemen gelir."
Okula vardığımızda beni sınıfıma bırakmak istedi ve ben de kabul ettim. Sınıfa girince bana bakan gözlerle karşılaştım. Hafifce gülümseyip boş bir yer bulmak için gözlerimi gezindirdim. Bir kız el sallayarak;
"Hey yanım boş oturmak ister misin?" dedi.
Ona doğru yürümeye başladım. Yanına oturduğumda kendini tanıttı:
"Selam. Ben Yoshida Nui. Bana lütfen ilk ismimle hitap et."
"Tanıştığıma memnun oldum Nui-kun. Ben Lavinya."
Ders başlayana kadar sohbet ettik. Öğretmenin gelmesiyle derslerimiz başladı.
Öğle teneffüsü nihayet geldiğinde Nui ile dışarı çıktık. Bahçede voleybol oynayan ekibimi gördüm, yanlarına gittik.
"Merhaba Lavinya. Nasılsın?"
"Ah iyiyim. Yanımda Nui'yi de getirdim. Size katılabilir miyiz?"
Gülerek kabul edince biz de yanlarına geçtik. Nui'nin voleybola ilgisi olduğunu oynadığı zaman anladım. Gerçekten şahane oynuyordu. Bir süre sonra yorulunca banka oturup onları izlemeye başladım.
Kiyoko'nun yanıma oturmasıyla gözlerimi onlardan ayırdım.
"Merhaba Lavinya. Eğer müsaitsen 1. sınıflara klüp başvuru formlarını dağıtabilir misin? Malesef benim yetiştirmem gereken bir ödevim çıktı."
Kabul ederek okula geri döndüm. 1. sınıfların koridoruna gelir gelmez sınıfları gezmeye başladım. Voleybol kulübüne katılmayı 4 çocuk kabul etmişti. Antreman saatleri söyleyip ayrıldım.
Kiyoko'nun yanında eşofman takımlarımla bekliyordum. Isınma hareketlerini yaparlarken onları izliyorduk. Çok sıkılmıştım.
Dışardan bir ses duyunca sesin geldiği yere gittim. İki çocuk tartışıyordu. Voleybol takımının yeni üyeleriydi. Tartışmaları sanki daha önce olmuş olaylar hakkındaydı. Geçmişte tanışıyorlarmış gibi duruyorlardı. Beni farketmeyip devam edince sinirlendim. Onları engellemek amacıyla aralarına girdim.
"Neler oluyor burada?"
Suçlu ve şaşırmış gözleriyle bana bakıyorlardı. Birden birbirlerini suçlamaya başladılar. Zaten sinirli olan beni daha da kızdırmayı başarmışlardı. Ama son noktayı spor salonuna girmek için harketlenince koydular.
"İkiniz de olduğunuz yerde kalın. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Önceden tanıştığınız çok belli ve anlaşamadığınız da ama bu kavga etmek için bir sebep değil. Üstelik senpai'nizi bile umursamadınız."
"Özür dileriz. Lütfen affedin."
"Cezayı hak ettiniz. Voleybol bir takım oyunudur. Eğer şimdi anlaşamıyorsanız sahada nasıl anlaşacaksınız! Sizin gibi yeni katılan iki üyeyle maç yapacaksınız. Eğer anlaşamazsanız kaybedersiniz. Eğerkaybederseniz takıma gireceksiniz ama farklı pozisyonlarda. Ne sen pasör ne de sen as olacaksın. Çarşamba gününe kadar zamanınız var."
"H-hayır ben pasör dışında bir pozisyonda oynayamam. Üstelik hepsi onun suçuydu."
"Hala bana onu suçlayıp bana karşı çıkıyorsun. Hemen kaybolmazsanız bu sahaya bir daha yaklaşamazsınız bile."
İkisi de ne kadar ciddi olduğumu anlayınca önlerine dönüp yürümeye başladılar. Ben de sinirle arkamı dönünce bana bakan kalabalığı gördüm. İçten bir gülümsemeyle Daichi'ye döndüm;
"Daichi-san özür dilerim sizin yerinize karar verdim. Ama ikisinin başka türlü anlaşabileceklerini düşünmüyorum."
"Bence bu mükemmel bir fikirdi. Lütfen özür dileme. Böylece birbirlerine uyum sağlarlar."
Adlarının Tsukishima ve Yamaguchi olduğunu öğrendiğim ikiliye de durumu kısaca anladım ve maç yapmalarını rica ettim ayrıca eğer mümkünse onlarla uğraşmalarını da istedim. Bu şekilde birbirlerini savunabilecekler mi onu da görmüş olacaktık.
Uzun bir günden sonra nihayet eve dönüyordum. Sugawara ile yürürken yorgunluğuma rağmen gülümsüyordum.
Selamlar. Üzgünüm uzun süredir bölüm atamadım. Umarım beğenmişsinizdir. Yarın da bölüm atacağım. Sizden istediğim yorum ve oy yapmanız. (Eğer isterseniz takip de edebilirsiniz :) Böylelikle daha fazla etkileşim alabiliriz. Lütfen kendinize iyi bakın ve eğer mesaj atmak isterseniz çekinmeyin sizi her zaman dinlerim. Sizi çok seviyorum. Destekleriniz için teşekkür ederiim. :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARASUNO X READER
FanficGerçek hikayeye bağımlı kalmayarak bazı maçları ve bazı olayları da değiştireceğim. Mesela yenilgi alınan bir maçı galibiyete çevirebilirim ya da yeni hazırlık kampları koyabilirim. Karakterlerin kişisel özelliklerine bağımlı kalmaya çalışacağım. Bu...