*SOUFFLE*

958 43 1
                                    

Eve geldiğimizde o başka odada, ben başka odada yatmıştık. Sürekli kesik kesik uyuduğum için sabah saat sekizde kalktım. Valentino'nun kapısını aralayıp baktığımda yüz üstü yatmış uyuyordu.

Aşağa inip mutfaktan kahve almaya karar verdim. Kahve oldum olası beni hep sakinleştirmiştir. Salonda kahvemi içerken yine o kurşunun kafamın yanın  geçip duvara saplanması gelmişti.

''Günaydın.''

Valentino'nun sesini duymamla merdivenlere baktım.

''Günaydın.''

Siyah gömleğini ve takım elbisesini giymişti.

''Benim iş yerine gitmem lazım. İstersen sende işinden izin alırsın yeni ev bakana kadar burda kalırsın.''

''Bugün antrenmana gitmeyi düşünmüyorum.''

Kafasını 'tamam' anlamında sallayıp evden çıktı. Derin bir nefes alıp verdim. Dirseklerimi dizlerime yasladım ve gözlerimi kapadım.

Herşey çok hızlı gelişiyordu. Ben bunların arasında nasıl yaşiyacağım? Bu insanlar herşeyi, ölümü göze alarak yapıyor. Kahveyi alıp mutfağa ilerledim ve lavaboya döktüm. Telefonumdan Hayat'ı aradım ve rahatsızlanıp gelemiyeceğimi söyledim.

Kapının çalmasıyla oraya doğru ilerledim. Bahçede yaklaşık 20 adam vardı. Ters giden birşey olsaydı silah sesleri olurdu ama silah sesi falan yoktu. Kapının deloğinden baktığımda esmer, yirmili yaşlarında bir kadın gördüm. Kapıyı biraz tereddüt ederek açmıştım.

''Buyrun? Siz kimsiniz?''

''Işık Kahraman Doğan ben. Valentino'nun arkadaşının karısıyım ben.''
(Kelebek etkisini okuyan varsa aranızda karakteri bilir 😉)

Kapıyı biraz daha araladım ve içeri buyur ettim. Işık gülümsiyerek içeri girdi. Beraber salona gidip L koltuğa oturduk.

''İçecek birşey istermisin?''

''Hayır sağol. Ben seninle birşey konuşmak için geldim. Valentino dün Yağız ve bana yaşadıklarını anlattı.''

''Ama şuan iyiyim. Merak edilecek birşey yok.''

''Bak benim babamda, kocamda hatta arkadaşlarımda bu yolda olduğu için senin yaşadığın korkuyu anlıyabiliyorum.''

Ona uzun uzunbaktım ve dayanamayıp aklımdaki soruyu sordum.

''Nasıl bunca zaman dayandın? Ben dün ölüyordum. Kafamın yanından kurşun geçti. Ya Valentino'ya birşey olursa?''

Gözlerim yine dolmuştu. Bana yaklaşıp ellerimi tuttu.

''Birşekilde zamanla alışıyorsun. Valentino bu işin içinde çocukluğundan beri var. Onun yaşındakiler oyuncak arabalarla oynarken, onun ailesi ona silah kullanmayı öğretiyordu. Bu hayatı o istemedi Peri.''

Başımı ''anlıyorum'' anlamında salladım ama aslında anlamıyordum.

''Onu gerçekten seviyorum Işık. Ona zarar gelmesini istemiyorum. Diğerlerine sertken bana karşı tam tersi.''

''Seni o kadar iyi anlıyorumki aynı türden bendede var.''

İkimizde kahkahamızı tutamamıştık. Yalan yoktu Valentino'yu seviyordum. Işık artık benim arkadaşım olmuştu.

''Benim artık gitmem gerekiyor. Sana telefon numaramı vereyim, birşey olur ya da konuşmak istersin arar haberleşiriz.''

Telefonumu numarasını girmesi için ona uzattım.

BENİM OLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin