*UBRİACO*

823 36 0
                                    

Saat yediydi ve Valentino hala gelmemişti. Antrenmana gidip gelmiştim ama hala yoktu. Elena'yı aradım ama o da nerede olduğunu bilmiyordu.

Elena'dan Bertrando'nun numarasını almış arıyordum şimdi. Üçüncü çalışta açtı.

''Kimsin?''

''Bertrando benim. Peri.''

''Peri? Başına gelenleri duydum. Iyisindir umarım.''

''Onh bunu boşver şimdi. Valentino nerde, biliyormusun?''

Uzun bir sessizlik oldu. İki ihtimal vardı. Ya yanındaydı ya da benim bilmemem gereken bir yerdeydi.

''Şey Peri bunu bana sormasan.''

Kesinlikle yanındaydı. Nerdeydi bunlar?

''Bertrando lütfen söyle. Aramadığım yer kalmadı.''

''Ne oldu Peri?''

Onun sesini duyunca rahatlamıştım.

''Valentino kaç saat oldu, o kadar merak ettimki seni.''

''İşlerim var. Merak etme. Uçaktayım, İtalya'ya dönüyorum.''

Ne demişti şimdi bu? Beni terkmi ediyordu?

''Ben burda kafayı yerken sen uçağamı biniyordun?''

Boğazıma bir yumru oturmuştu. Demek Bertrando bu yüzden söylemiyordu. Nasıl giderdi? Aklım almıyor.

''Orda işim çıktı. Yarın dönücam.''

''İyi, ne bok yersen ye Valentino! Ama şunu unutma, döndüğünde başka bir Peri olucak.''

Ne diyeceğini beklemeden yüzüne kapadım. Haber vermek aklına bile gelmemişti. Bertrando bile üzüleceğimi düşünüp söylememişken o bana haber bile vermemişti.

Şimdi gitsin oraya döndüğünde onu bin pişman edicektim. Evden çıktığımda korumalardan biri yanıma geldi.

''Nereye gidicekseniz bırakayım Peri hanım.''

''Arabanın anahtarını ver.''

Korumanın gözleri şaşkınca açılmıştı.

''Efendim?''

Yazık. Salak herhalde.

''Arabanın anahtarını ver.''

''Ama Bay Valenti-''

''Bay Valentinon umrumda değil.''

Koruma cebinden anahtarını çıkarıp verdi. Araba siyah renk bir Mercedes'e aitti. Hayatımda ilk defa bu kadar lüks bir araba sücektim. Ehliyetim vardı ama hiç arabam olmamıştı. Ben araca binip çalıştırdığımda koruma birini aramış konuşuyordu. Muhtemelen Valentinoydu. Aracı Güneş'in evine sürüyordum. Kapının zilini çalıp beklediğimde açan Dolunay oldu.

''Dolunay bir daha siyah pantalonumu alırsan seni gebertirim!''

Klasik Güneş ve Dolunay kavgası.

''O pantalonu ben sana almıştım!''

''Kes sesini gerizeka-''

Güneş kapıya gelip beni görünce duraksadı.

''Peri? Sen gelirken hep bana haber verirdin.''

Gözlerimi devirip içeri geçtim. Güneş arkamdan kapıyı kapatmıştı.

''Baban ve annen evdemi? Şimdi haber vermeden geldim ya ayıp olmasın. Müsait değillerdir belki.''

''Ya saçmalama. Hem evde değiller.''

BENİM OLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin