😇Keyifli Okumalar😇
Siktir! Ne yapacağım ben şimdi? Bunu Valentino'ya söylediğimde tepkisi nasıl olucak? Peki Peri, sakin ol. Alt tarafı üç tane hamilelik testi yaptın ve üçüde çift çizgi çıktı.
Derin bir nefes alıp verdim. Hamileyim. Şaka gibi. Gözlerim doldu ve ağlamamak için kendimi zor tuttum. Anne olacağım ben. Allah'ım sana şükürler olsun.
Kapıya vurulmasıyla sağ yanağımda ki tek damla yaşı sildim. Valentino sonuç için bekliyordu.
''Peri sonuç ne?''
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. O kadar tatlı duruyordu ki.
''Ne oldu? Hamile değilmisin? Olsun, illaki bir gün bizimde çocuğumuz olur. Belki olsay-"
''Valentino. Sakin ol. Ben sana hamile değilim demedim ki. Hamileyim.''
Arkama sakladığım üç sonucu ona uzattım. Kahkaha atmaya başladı. Hatta sanırım bir ara nefes almayı bile unutmuş olabilir.
''Ben baba olacağım!''
Bana sarılıp, havaya kaldırdı. Kahkahalarımız odada yankılanıyordu. Geri çekildikten sonra koşarak aşağa inip salonun ortasında, herkesin tam karşısında dur.
Bende arkasından gelmiştim. Bertrando ve amcaları hariç herkes burdaydı. Herkes şaşkın şaşkın bize bakarken Valentino bağırdı.
''Baba oluyorum!''
''Ne?!''
Neslihan hanım mutluluğun ve şaşkınlığın etkisiyle ayağa fırlamıştı, Elena koşarak bana gelip sarıldı, Bertrando'nun karısı gülümserken, Valentino'nun yengesi anlamayan gözlerle bize baktı.
E tabi kadının Türkçesi yoktu. Valentino yanına gidip İtalyanca söyledi. Kadın hemen ayaklanıp bana sarıldı. Geri çekildiğinde Neslihan hanım elimi tuttu.
''Biz senin her daim yanındayız Peri. Sakın unutma. İnan bana beni çok mutlu ettiniz. ''
Mutluluk göz yaşlarıyla bana sarıldı. Gözüm mutfaktan bahçeye hızlı adımlarla ilerleyen hizmetçi kıza takıldı. Telefonda biriyle hararetli hararetli konuşuyordu. Neslihan hanım geri çekilince gözümü kızdan ayırdım.
18.40
Akşam yemeği saati gelmişti. Fabio hariç herkes burdaydı. Gülüyorduk, sohbet ediyorduk.
''Ee çoçuklar bebeğin kontrolü için ne zaman hastehaneye gidiyorsunuz?''
Hizmetçi kız yemekleri dağıtmaya başlamıştı. Neslihan hanımın sorusuna Valentino cevap verdi.
''İki gün sonrası için randevu aldık anne.''
Hizmetçi kız önüme çorbayı koyarken ''Afiyet olsun.'' demeyi ihmal etmemişti. Bu kızı bir türlü sevememiştim.
''Ne kadar erken o kadar iyi.''
''Cinsiyetinin ne olmasını istiyorsunuz?''
Bertrando'nun sorusuyla bakışlarım ona döndü. Elena çatalının altındaki peçeteyi top yapıp Bertrando'ya fırlattı.
''Bu nasıl soru abi? Tabii ki sağlıklı olması yeterli.''
''Sorun değil. Valentino'da seninle aynı şeyi söyledi Elena ama içimden bir ses erkek diyor.''
''Saat kaçta gidiceksiniz? Ona göre korumaları ayarlayayım.''
''Saat 11 de randevumuz. Korumaya gerek yok amca. İlk kontrole yalnız gitmek istiyoruz.''
Çorbamdan içmeye başlamıştım. İlk defa Mercudo'nun Türkçe konuştuğunu duyuyordum.
Aksanı yoğundu. ''t'' harfi ''d'' gibi çıkıyordu.
''Bende gelmek istiyordum. Hangi hastehane?''
Elena'nın yüzü düşmüştü. Benim için fark etmezdi ama Valentino ilk kontrole yalnız gitmekte kararlıydı.
''Özel S........ Hastahanesi. İstersen gelebilirsin.''
Elena'nın yüzünde güller açmıştı. Gülümsemişti. Bende ona karşılık vermiştim. Elena çok tatlı bir hala olucaktı.
''Sakın geleyim deme Elena. İlk kontrole yalnız gideceğiz.''
''Of tamam ya.''
23.15
Yaklaşık on dakika önce herkesten izin isteyip odaya çıkmıştım. Valentino telefon görüşmesi yaptığı için biraz sonra geleceğini söyleyip bahçeye çıkmıştı.
Güneş'i arayıp ona hamile olduğumu söylediğimde kocaman bir çığlık atmıştı.
Yaklaşık 10 dakikalık konuşmamızın ardından üstümü değiştirmek için ayağa kalktım. Badimi çıkardığımda içeri Valentino girdi. Ondan bakışlarımı çekip eşofman altımıda çıkardım. Arkama gelip sağ omzumu öptü. Kafamı göğsüne yani geriye yasladım. Ellerini karnımın üstünde, ellerimi ellerinin üstünde birleştirdim. Boy aynasından kendimize baktık.
''Ailemiz büyüyor.''
Sesini duymamla gülümsedim.
''Yarın anne ve babamın mezarına gitmek istiyorum.''
Yüzü kasılmıştı. Bir sorun vardı. Her zaman olduğu gibi.
''Yine ne oldu Valentino? Bir sorun var belli.''
''Bir süre hastahane kontrolü hariç evden çıkmaman en iyisi.''
''Ne demek bu şimdi?''
Kaşlarım çatılmıştı. Derin bir nefes alıp verdi.
''Corrado-''
''Tabii ki Corrado. Başka ne olucaktı?''
''Artık sadece seni değil bebeğimizide korumam gerekiyor.''
''Ailemin mezarına gidemiyorum Valentino! Boşversene.''
Bunu düşündüğüme inanamıyorum ama Corrado pisliği umarım çabucam geberir. Onun yüzünden hayatımı normal bir şekilde yaşayamıyordum.
''Benide anla. Siz benim ailemsiniz. Size zarar gelmesini istemiyorum.'' Sağ elini kilodumun içine soktu. Kafamı daha çok omzuna bastırmıştım. Boynuma öpücüklerini kondururken konuştu. ''Biraz rahatla.'' Geri geri yatağa doğru yürümeye başlamıştı.
Derin bir nefes aldım. Beni yatağa yatırdığında üstündeki t-shirtü çıkarıyordu. Biraz geriye kayıp kafamı yastığa koydum. Dudaklarımızı birleştirdiğinde öpmelerine karşılık verdim.
Sütyen kopçamı açmıştı. Omuzlarımdan indirip sütyeni yere attı...
Bölüm sonu...
Bir sonraki bölümde olucaklar...
''Onu Dolunay aldı.''
Sanırım ağliyacağım. Dolu gözlerle ona baktım.
''Bunlar çok tatlı. Keşke zahmet etmeseydiniz.''
''Zahmetmi? Benim cimri babam öyle bir heyecanla aldıki sanki o baba olucak. Ayrıca annem şimdiden yelek örmeye başladı.''
°•°•°•°☆°•°•°•°
''İ-ingilizce bir şekilde bana İtalyan olduklarını ve başlarındaki adamın Corrado Meteo olduğunu söylüyorlar.''
Elena bir bana bir telefona bakıyordu.
''Ne istiyorlar senden?''
''Senin piste gelmeni. Peri sa-sakın gelme.''
Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur. Ben büyük bir keyifle yazdım.💖 Yıldız sayıları artmış, hepinize çok teşekkür ederim. Özelliklede tüm ilginiz için.🌺👼🏼💫
❄❄❄❄❄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM OL
RomanceBabasının ölümünden sonra ailesinin başına geçen Valentino hayatını sadece başarıya ve işe adamıştır. Yeni otelinin açılışı ve bazı işleri için ailesiyle Türkiye'ye gelen Valentino,otelin açılış günü için Bursa'ya gider ve girişteki kocaman buz pist...