21

903 55 60
                                    




Media: Rüzgar


Kafamı kapıya çevirdiğimde onlara bakarken Rüzgar'la göz göze gelince ona karşı karmaşık duygular hissetmiştim. O gün onun evindeyken beni bırakıp gitmeme izin verdiği için büyük bir öfke, kendim hiçbir şey söylemeden evden çıkıp gittiğim için pişmanlık, uzun bir süre onu göremediğim ve ona yakın olamadığım için büyük bir özlem ama en önemlisi şu an nasıl olduğu önemsiz bir şekilde buraya gelip beni Aras'tan kurtardığı için inanılmaz bir minnettarlık ve ona doğru bir çekilme hissediyordum. En önemlisi de şu an gözlerimiz birleşmiş, birbirimize bakarken şu an burada Aras'la ne yaptığımı ve neden onunla olduğumu sorguluyordum. Anlamsız bir şekilde Rüzgar'a ihanet ediyormuş gibi hissetmiş ve kendimden tiksinmiştim. Sanki Rüzgar, sürekli başka kadınlarla birlikte olmuyormuş da sadece ikimiz birbirimize aitmişiz gibi... Çok saçmaydı ama her ne kadar ikimizin de hayatında başkaları olsa da sürekli bir şekilde birbirimize çekiliyorduk. Ya da en azından ben kendi adıma böyle hissediyordum. Onun bana çekilme ya da benimle olmayı isteme gibi bir düşüncesi ya da planı yoktu muhtemelen...

-Ulan eşek sıpası, sen burada mıydın? Ne işin var lan burada? Haber de vermiyorsun.

Aras'ın babası konuştuğunda Aras, kafasını aşağı doğru düşürerek mahzun bir tavırla bir şey söylemeden bir süre öylece bekledi.

-Baba, ben nereden bileyim sizin buraya geleceğinizi? Hem siz ne arıyorsunuz burada?

-Sana hesap mı vereceğim lan ne aradığımı? Rüzgar Abi'nle biraz takılmaya geldik, kızlar var arabada, deyip göz kırptığında içimde bir anda bir şeylerin parçalanıp kırıldığını hissetmiştim.

-Baba, biz kız arkadaşımla yeni yıla girmek için buraya gelmiştik.

-Haa, dışarıdan gelirken sesler duyduk zaten, tahmin etmiştim senin burada olduğunu. Neyse, önemli değil, tanışırız kız arkadaşınla da, dediğinde ufak bir kahkaha atıp Aras'ın omzuna hafifçe vurdu.

Rüzgar ve Aras'ın babası içeri geçmeden Aras'ın babası dışarıya bir işaret yaptıktan sonra içeri geçtiler. Aras'ın babası yanıma yaklaşırken onu inceleme fırsatı bulduğumda hafif kırlaşmış saçları ve kirli sakalları arasından göze çarpan kehribar rengi gözleriyle gözlerim buluştu. Üzerinde siyah bir takım elbise, beyaz gömlek, kırmızı bir kravat vardı ve hafif toplu, bir seksen boylarında bir adamdı, neredeyse Rüzgar'la aynı boyda duruyorlardı.

-Ben Sinan Devrim Harmanlı, pek hoş bir karşılaşma olmadı sanırım, kusuruma bakma kızım.

-Ben Buğu, Buğu Saygıner, önemli değil iyi ki geldiniz, yani memnun oldum tanıştığıma, deyip hızlıca konuştuğumda Rüzgar, kaşlarını çatmış, gözleriyle baştan aşağı beni inceliyordu.

Aras, o sırada üfleyip püfleyerek yanımıza geldiğinde aynı anda kapıda da iki tane manken gibi kadın belirince dördümüz de kapı tarafına başımızı çevirdik.

-Biz geldiiik, diye bağırırlarken ikisi de birbirlerine sarılıp cilveleşerek topuklu ayakkabılarının topuklarını yere vura vura yanımıza koşarak yaklaştılar.

Sarışın, mavi gözlü ve uzun bacaklı olan kadın, Devrim Bey'in koluna girdiğinde esmer ve bir altmış beş boylarındaki kadın da bir anda Rüzgar'ın koluna girmişti. Kadına bakmamla bir yerlerden tanıdık geldiğini hissetmem bir olmuştu. Kadın uzun, beline kadar gelen kahverengi saçları, saç rengiyle uyumlu gözleri, çıkık elmacık kemikleri ve belirgin yüz hatlarıyla oldukça seksi görünüyordu. Vücut tipinin kum saati olduğunu fark ettiğim kadının hafif balık etli bir vücudu vardı. Kadının seksi yüz hatlarını ve vücudunu incelerken Aras'ın araya girmesiyle kadını nereden hatırladığımı o an anlamıştım.

BABY //Johnny DeppHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin