Hello Canlarım.
Nasılsınız?
Bu arada oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.
Medya- Dörtlümüzün gazete sayfasındaki fotoğrafı
İyi okumalar.
Evrim Ayar
"Evrim bu nasıl bir sorumsuzluk?"
Babamın yüksek sesiyle irkildim ama bunu belli etmemeye çalıştım. Olanları hemen kısa özet geçeyim. Karakolda Savaşı görmemizle Serkay ve Burak bizi dinlemeden ve karakolda olduklarını unutmuş bir şekilde Savaşın yanına gidicekken Sude ve Poyraz tam zamanında gelip engel olmuşlardı. Savaşın bizi kurtarması gayet normaldi.Ama Serkay ve Burağı kurtarması insanın aklında soru işareti bırakıyordu. Berfin selam verecekken buna engel olup Savaşla aramıza biraz mesafe koymaya karar verdim. Berfinde bunu onaylamasıyla Savaşı görmezden gelip karakoldan çıktık. Ama eve geldiğimde babamın uzun bir nutuğuna maruz kalmıştım. Çok kızgındı ve bunun nedeni dün annemle konuşmamın ardından 8 defa arayıp benim ona cevap vermememdi. Sanki keyfimden cevap vermedim. Gözlerimi karşı kanepede oturan babama çevirip "Filmden sonra uyuya kalmışım baba!" diye açıklama yaparken babam gözlerini kısıp "Pek inandırıcı gelmiyor. Berfinde mi uyuya kaldı? O kadar aramama rağmen hiçbiriniz duymadınız mı?" diye sorarken cevap vermek yerine başımı sağa sola salladım. Babam ayağa kalkıp kapıya yürüdü ve çıkmadan önce bana dönüp işaret parmağını salladı.
"Emrivaki olayları sevmediğimi biliyorsun Evrim. Seni kısıtlayan bir baba olmadım, olmamda ama ne olursa olsun Bir şey yapmadan önce haberim olacak!Ha eğer haberim olmazsa külahları değişiriz ona göre!"
Babam böyleydi işte. Normalde pamuk gibi kalbi vardı ama oldu olası Emrivaki kelimesinden nefret ederdi Hele ki emrivaki yapılan olaylarda sinirlenmesi bir saman alevi gibi hızlıca gerçekleşiyordu. Babamın salondan ayrılıp evden çıktığını gösteren kapı sesiyle geriye yaslanıp derin nefes aldım.
"Babanı ilk kez sana karşı bu kadar sinirli gördüm!"
Annemin sesiyle ona hak verdim. Sinirlenmesi gayet normaldi çünkü babama hiç emrivaki yapacak bir olaya karışmamıştım. Ben böyle biri değildim ya. Karakola düşmüştüm. Takipçi sayısı binlerde olan Okulun saçma bir gazete sayfasının manşetinde geldiğimiz günden itibaren ben ve Berfin zirvede yerimizi koruyorduk. Ah Evrim Ah, Gidecek Lise mi kalmamıştı? Ayağa kalkıp çantamı alıp anneme baktım.
"Kızmakta haklı!" dedim ve annemi geride bırakıp salondan çıkıp merdivenlere yöneldim. Teker teker çıkarken olanlara ve babamın tepkisine canım feci şekilde sıkılmıştı. Telefonum çaldı. Arayana baktığımda Berfin olduğunu görünce Yeşil simgeyi sağa sürükleyip aramayı cevapladım.
"Efendim Berfin!"
"Sesin neden böyle üzgün çıkıyor? Baban çok mu tepki verdi?"
Az çok ne olduğunu anladığından dolayı sustum.Berfin "Suskunluğundan bunu anlıyorum!" derken odaya girip kapıyı kapattım. Çantamı yere bıraktım.
"Adam haklı Berfin. Bir haftadır kendimi tanıyamıyorum. Okulda olanlar yetmezken dün geceyi nezarethanede geçirdim!" dedim ve derin bir "Of!" çektim.
"Haklısın. Ama senin hesabını unuttum sanma. O fotoğrafın hesabını alıcam!"
Berfinin söylediğiyle yüzümü astım. Belki unutur demiştim ama gel gör ki unutmamış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SEN(Kolej Serisi 1)
ChickLit"Her şey bir oyundu Evrim Ayar!" Bakışlarım sahnenin ortasında elinde mikrofon ile duran Savaş'ı buldu. Anlamsız bakışlar eşliğinde ona bakarken Serkay elimi tutmasıyla ona baktım. Herkesin bakışları ben ve Savaş arasında gidip gelirken Savaş devam...