Jungkook: yapmasaydın keşke. Onu sinirlendimemeliydin.
Kafamı kaldırdım ve jungkook'a baktım.
"Neden kimse bana inanmıyor"
Jungkook: nasıl yani
"Korumanın jimine anlattığı herşey yalan. Hastaneye giderken Jackson yolumuzu kesti."
Jungkook: Jackson mı
Şaşırmıştı
"Tanıyormusun"
Jungkook: tanıyıp tanımdağımı boşver.
"Jackson geldi ve beni zorla bir depoya götürdü. Jackson bunu yaparken o inandığının koruma hiç bir şey yapmadan beni götürmelerine izin verdi"
Şaşkınca bana bakıyordu
"Suçsuz olduğum halde beni suçlamanız hoş değil. İğrenç bi duruma düşürüyor"
Jungkook: söylediklerin şaşırttı ama doğru söyleyip söylemediğini nerden bilicem
Sırıttım
"Bi an senin farklı olduğunu düşündüm. İnsan gibi ne olduğunu dinleyince... Ama yanılmışım"
Derin nefes aldım
"Lütfen odadan çıkarmısın uyuyacağım"
Jungkook hiç bir şey demeden odadan çıktı.
Yatağa uzandım ve göz yaşlarımın tekrardan akmasına izin verdim.
Ben bu değildim. Ben güçlü bir kızdım annemin savaşcısıydım babamın prensesi değil. Güçlü bir kız yenik düşmez ama kendimi çaresiz hissediyordum.
Düşüncelerim aklıma kemirirken göz kapaklarım yorgunluğun etkisinden güçlükle kapandı.
Sabah
Gözlerimi yavaşca araladım. Başım ağrıyordu hemde fazlasıyla. Zorlu günlerdi bunlar ve sanırım önümdeki Günler daha da zorlu olucak.
Yataktan kalktım ve odadaki duşa girdim sıçak bir duş beni rahatlatacaktı
* Duştan çıktım ve dolaptaki kıyafetleri giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yapacak hiç bir şey yoktu. Kapı açıldı ve içeri 40-45 yaşlarında nir kadın girdi.
Seo-li: merhaba güzel kız ben seo-li jimin bey seni çağırıyor.
"Geliyorum"
İt herif annesi yaşındaki kadına bey dedirttiriyor.
Ayağa kalktım ve aşağı indim. Salak koruma jimin jungkook ve namjoon oturuyordu.
Jimin bana baktı ifadesizce ardından gözleriyle yanındaki boşluğı işaret etti. Gittim ve oturdum.
Hiç kimse konuşmuyordu ortam sessizde fakat bu sessizliği ben bozdum
"Beni neden çağırdığını sorabilirmiyim"
Namjoon: ben de ne zaman konuşacaklar diyodum.
Jimin: dün gece jungkook'a bir şeyler anlatmışsın.
Jungkook'a baktım. O da bama baktı ve geri önüne döndü.
Jimin: bana bakk
Sert sesine karşılık bakışlarımı jimine çevirdim.
Jimin: bu olayın doğru olup olmadığını bilmiyorum. Ama öğrenicem. Bana neden anlatmadın da gidip jungkook'a anlattın
Sırıttım
"Adam akıllı durup dinleseydin, yanına koruma diye aldığın salak korumanın sözüne inanmasaydın beni odalara kapatmasaydın ya da çalıştığım hastaneyi basmasaydın oturur insan gibi başımdan geçen olayları anlatırdım. Anlatmış işte jungkook."
Kolumu sıvadım ve serum izini gösterdim.
"Sen gelip beni hastaneden çıkardın ya. Ben daha yeni uyanmıştım Ben o itin elinde saatlerce soğukta baygın kaldım. Sadece yarım saat ya yarım saat geç gitseydim hastaneye şuan karşında azarlayabileceğin bir kız olmıycaktı"
Jimin bakışlarını korumaya çevirdi.
Jimin konuşacakken ben de korumaya baktım ve önce ben konuştum
"Anlatsana beni nasıl verdiğini onlara. Söyle kendi ailem için seni kullandım de"
Hiç bir şey söyliyemedi
"Susarsın böyle çünkü adamın diye dolaşan pezevenkin tekisin sen"
Seo-li içeri girdi
Seo-li: bong-cha hanım geldi jimin bey.
Jimin anında kalkıp jungkookla yer değiştirdi. Jungkook kolunu omzuma attı.