Bölüm 11: Soğuk, Yibo

627 99 31
                                    

(ÇN: Medyadaki şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz.)

Xiao Zhan ağır hissederek uyandığında kendini oturmaya zorlarken inledi. Uyumaması gerekiyordu. Yibo'ya daha fazla soru sorması gerekiyordu ama bunun yerine uyumuştu. O öpücük yüzündendi... Yibo onu uyutmuştu.

Xiao Zhan alnını ovuşturdu ve derin bir nefes aldı. Odaya göz gezdirdi ama Tanrıdan hiçbir iz yoktu. Odanın dışından da ses gelmiyordu. Ancak yatağın üzerinde gümüş bir parlaklık vardı.

Xiao Zhan'ın gözleri, Yibo'yu kendisine bağlaması gereken öküz kolyesine geldiğinde genişledi.

Bu... bu olamazdı. Yibo'nun onu çıkaramaması gerekiyordu. Olmamalıydı - neden? Neden buradaydı?

İnsan tereddütle kolyeyi eline aldı. Sahte değildi. Bu gerçekti. Bir şekilde, Yibo kolyeyi çıkarmayı başarmıştı.

Xiao Zhan'ın göğsünde bir korku hissi birikmeye başladı. "Yibo!" diye seslendi.

Ortaya çıkmamıştı.

Xiao Zhan yutkundu ve tekrar denedi. Belki de yeterince çabalamamıştı. "Yibo!"

Bekledi... ama yine de gelmedi.

Kalbi daha hızlı atmaya başladı. Görünmüyordu - neden görünmüyordu?

Muhteşem çevre bir girdapla kayboldu ve şimdi evin dışındaydı, Üstelik ev de gitmişti. Xiao Zhan mutluluktan çıldırıyordu ve Tanrının beline sarılmaktan kendini alıkoyamıyordu. Boyu o kadar kısaydı. "Çok teşekkür ederim, Gege!"

Tanrı başını okşadı ama sonra onu uzaklaştırdı. "Seni korumayacağım evlat."

"Ha?" Xiao Zhan'ın kalbi bu sözler karşısında durdu.

Hayır. Eskisi gibi değildi. Adı Yibo'ydu. Artık Yibo'nun kim olduğunu biliyordu. Aynı değildi. Xiao Zhan kolyeyi eline aldı ve yataktan kalktı. Yibo'ya bir şey olmuş olmalıydı.

Xiao Zhan düzgünce giyindi ve dışarı çıkmaya hazırlandı.

--

Birlikte gittikleri tüm yerlere koşuşturdu - ofise, restorana, göle, ilk tanıştıkları ara yola, hatta geri dönüp dönmediğini görmek için dairesine bile geri döndü.

O anda Xiao Zhan, Yibo'nun yanında yokken neler yaptığını bilmediğini fark etti.

"Yibo!" Umutsuzca bağırdı. Kaç kez çağırırsa çağırsın, asla görünmedi.

Bu olmamalıydı. Bir terslik vardı.

Xiao Zhan, kolye olmasa bile onu çağırabilmeliydi - bu onların sözleşmesinin bir parçasıydı. Kolye sadece Yibo'nun onu öldürmesini engellemek için oradaydı ancak yine de o ortaya çıkmıyor muydu?

"Yibo!" İnsan ağlıyordu. Bütün gün onu aramıştı ve şimdi alacakaranlık olmuştu. "Yibo, lütfen! Çık ortaya!" Çıkmayacağını bilmesine rağmen Tanrının ortaya çıkmasını bekleyerek etrafına baktı.

Park kendisi dışında bomboştu. Lamba direkleri, gecenin başladığını belirterek floresan ışıklarıyla yanıp sönüyordu ve Xiao Zhan, aşkını bulma çabalarında hâlâ sonuçsuzdu.

Yibo'nun nerede olduğunu bilmesi gereken tek bir kişi daha vardı.

"Haikuan, neredesin? Buraya gel."

Sessizlik. Xiao Zhan arkasından yumuşak bir adım duyana kadar yanıt gelmemişti. Döndü ve daha uzun boylu adamı, ona keyifsiz gözlerle bakarken buldu.

Forcing Me To Love You Isn't Fair Play | YiZhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin