Something Big | Shawn Mendes

Infamous

Gün boyunca Erica karısı, namı değer Bayan Sülük yanımızdaydı. Göndermek için illaha ki hakaret filan etmek gerekiyor. Yok yani, başka türlü yolu yok kurtulmanın. Şimdi de kaykay sürülen bir yere gelmiştik. Rampalar filan vardı, böyle. Gün boyu Shawn'ın yanından ayrılamamıştım. Şimdi de uslu uslu sahte sevgilimin yanına oturmuş sessizce kaykaycıları kesiyorum. Başka eğlenceli bir şey yok, ne yapayım? Matematik dersi bile daha eğlenceli derdim de neyse, çarpılma riskim var.

"Ee siz ne zamandır çıkıyorsunuz?" dedi bana, Erica.

"Bir hafta." dedim soğuk bur şekilde. Hiç sevmedim seni sarı kız, uzak dur benden. Ölüm riski!

"Oo, iyi iyi. Dikkat et de kapmasınlar, sevgilini. Gözleri kör edecek kadar yakışıklı baksana." Şimdi de Shawn, ha?

"Benim olana kimse elini süremez." dedim ve başımı Shawn'ın omzuna koydum. Onun da hoşuna gidiyor, ha. Fırsatçı seni.

Çocuklar da pek seviyor gibi görünmüyorlardı bu kızı, o yüzden hep bana yardım ettiler bu oyunda. Canları Cennet'e, canlarım onlar benim.

"Shawn'cığım hadi yine iyisin." dedi gülüp kafasını sallayarak. Shawn'cığım, Shawn'CIĞIM, CIĞIM, IĞIM, ĞIM, IM, M.

Hemen ayağa kalkıp saçını çektim. "Kızım bak seni yolarım, hadi birine yavşasan neyse de, yuh be kızım onikisi birden olmaz. Yürütemezsin. Adın çıkar. Sen git tuvalette bonzai filan iç tamam mı güzelim? Ağzına ederim senin, hadi ikile!" diye vurmaya devam ettim. Bu arada onikisi derken Mahogany'ye yavşamıyor, Alvin'e yavşıyor. Kız ağlayarak gitmeye başladı. "Tuvalete gidiyordur, tuvalete." dedim gülerek. Hepsi yüzüme boş boş bakıyorlardı.

"Birileri Shawn'ı çok seviyor, huh?" -huh? = ha?-

"Ne alaka canım, din kardeşiyiz yani ondan şey yaptım ben yani yoksa neden öyle şey yapıyım ki? Aa telefonum çalıyor. Bakıyım bir ben." dedim ve telefonumu çıkarttım. "Aa, bak sen şu işe çocuklar, benim acil gitmem gerek. Babaannem bir çocuktan hoşlanıyormuş, bunlar çıkmaya başlamışlar. Buluşmada ne giysem diyor. Hadi ben gidiyim." dedim hızla ve arkama döndüm.

"Babaannem biz doğmadan öldü ya, Faith." dedi Aaron.

"Hadi, ya! Yanlış numara o zaman. Tamam ama bak benim sivrisineğimin yemek zamanı geldi, gidiyim ben." dedim.

"O da geçen ay kaçtı, ya." dedi bu sefer.

"Hadi canım öyle mi olmuş, neyse o zaman aa, bak ben ölüyorum." dedim ve kendimi yere attım.

"Faith ölüyorum denince ölunmüyor, canım." dedi bu seferde.

"Bana ne oldu o zaman? Öldüm işte!" dedim hızla.

"Az buçukcuk rezil oldun sadece." dedi. Kafamı kaldırınca benim az önce tatlı tatlı kestiğim mübarekleri bana bakarken gördüm. En azından varlığımdan haberleri var.

"Hmm tamam o zaman, ben gidiyim." dedim. Nash'in koluna girip hızlı hızlı yürümeye başladım. Arkamdan Nash'i sürüklüyordum. Gülme seslerini duyunca hızlanmaya başladım ama işe yaramadı. Hemen arkamda yürüyorlardı zaten.

*

Matematik dersinden çıktım. Beynim allak bullak vallaha, o yüzden saçmaladım yani. Yoksa biliysinz bni.s Neyse ya benim beyni sulandı iyice. Because "Trigonometri ağzıma etti." Bu da yazarınızdan özlü söz djfjdhdjskd. Sizi Seviyorum Gençler <3 :****

Bu arada 1K şerefine sütümü havaya kaldırıyorum. "Şerefe Magcult, şerefe!"