Real Face

2.5K 209 25
                                    

"Shawn indir artık beni!" diye bağırdım. Sırtına vurarak deli gibi bağırıyordum hava yeni aydınlanıyordu ve Shawn hiç üşenmeden intikam alıyordu.

"Kendin kaşındın." dedi omuz silkerek.

"O benim sözüm!" dedim kızarak. Tekrar omuz silkti.

"Artık benim sözüm." Sonra kendimi suyun içinde buldum. Saat 05:27, Shawn'ın başından aşağı bir kova su dökerek uyandırmıştım. "İntikam soğuk yenen bir mamadır, Anais Faith Carpenter." dedi büyük bir zevkle.

"O da benim sözüm!" dedim ve ayağından çekip onu da denize düşürdüm. "Ne demiştin, Shawty?" dedim gülerek ve kıyıya yüzdüm. Kendimi kumların üzerine attım. Shawn'da gelip kendini yanıma attı. "Dondum ben." dediğimde kafasını salladı ve ayağa kalktı. Elini uzatıp beni de kaldırınca kolunu omzuma attı. Hızla yürümeye başladık.

"İntikam işini keşke öğlene atsaydım." dedi.

"Pişman olacaksın demiştim." dedim. Kafasını salladı. "Ceza vakti." dedim ve kolunun altından çıktım. Sırtına atlayıp ayağımla bacağına hafifçe ilerlemesi için vurdum."

"Uf, Shawney." dedi ve ilerledi. Ben güldükçe o da gülüyordu en sonunda dayanamadım ve kulağının dibinde bağırdım. İkimizde yere düşmüştük. Shawn'ın üzerinden kalkıp kaldırıma oturdum. Deli gibi gülüyordum.

"Faith." dedi.

"Ne?"

"Bittin sen." Ayağa kalkmaya çalışırken ben de ayaklandım. Hemen depara bastım. Saçımdan tuttu.

"Shawn, bırak!" dedim. Beni çekip saçlarımı karıştırdı. "Uf ya. Donuyorum ben." dedim. Ama bırakmadı. En sonunda bırakınca sinirle yanından yürümeye başladım. Yanıma gelip" koluma girdi.

"Neler olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Demin olanlar fazla saçmaydı." dedi.

Güldüm. "Aynen. Affet beni."

"Sen de affet." dedi. Kafamı salladım. "Aaliyah'la beraber gibi hissediyorum birbirimize saçma şeyler yüzünden kızıp hemen saçma bir şekilde barışıyorduk." Bu dediğine güldüm. "Kardeşim gibisin." dedi. Hangi anlamda dediğini anlamadım. Aaliyah'a mı benziyordum? Beni kardeşi gibi mi görüyordu? Birinci şıkkı kabul ettim. İkinci şıkkı düşünmek bile istemiyordum. Neden bilmem ama, beni kardeşi olarak görmesini istemezdim. İstemiyordum da.

"Kardeş demişken Alvin ne yapıyor ki?" dedim merakla. Cidden merak etmiştim.

"Yanımda onun bahsini açmazsan sevinirim." dedi.

"Neden?"

"O çocuğu pek sevmedim." dedi. Onun fikriydi, saygı duyuyordum.

"Ben sevdim. Zaten önünde sonunda sevecektim. Kardeş sonuçta."

"Seversin tabii. Az görmedik biz üvey kardeş ilişkilerini." dedi sertçe.

"Ne o? Kıskandın mı sen beni?" dedim dalga geçerek. Gülmeye başladım. Ama öyle bir bakış attı ki öldürdü beni sandım bir an.

Sonra bir an bakışları yumuşadı. "Hayır canım, senin için diyorum ben." dedi. Sonra hiç konuşmadık. Eve girecekken durdurdu. "Bu arada," dedi. "Belki az buçukcuk kıskanmış olabilirim." dedi fısıldayarak. Yanımdan geçip gitti.

Kendi kendime güldüm ve fısıldadım. "Az buçukcuk." Beni en azından bu kadar bile kıskanması hoşuma gitmişti. Beni düşünmesi de hoşuma gitmişti. Bana değer veriyordu. Ve bu da hoşuma gitmişti...

***

"Faith senin neyin var aşık gibi geziyorsun evin içinde." diyerek kolumdan tuttu Aaron. O an Shawn'la göz göze geldik.

"Yok canım ne alaka. Ne aşkı? E, kaka o!" dedim bir anda.

"Anladım ben." dedi.

"Tanrı aşkına, ne anladın?'" dedim arkasından. Mutfaktan doğru cevap verdi. "Aşık olmuşsun sen." Sonra kafasını çıkarttı. "Ve ben de Aaron'sam o bahtı kara dostumu bulacağım." dedi. Alvin gülmeye başlayınca yanımda olduğu için kafasına bir tane geçirdim. Salona geçip kendimi Shawn'ın yanına attım. Kimsenin sabahtan haberi yoktu.

"Gel fotoğraf çekilelim." dedi ve kamerayı açtı. Dokuzlu çekilecektik. İlk fotoğrafta gülümsedik, ikincide alt dudağımızı sarkıttık. Benim yaptıklarımı yapıyordu. Üçüncüde gözlerimizi şaşı yaptık. Sonra kocaman sırıttık. Beşincide yanağını öptüm. Sonra arkasına saklandım falan filan. Baya saçma pozlar verdik sonra. Sonra telefonunu çekti ve bir şeyler yaptı. Ben de onun telefonuyla ilgilenmesinden yararlanıp acayip hareketler yapmaya başladım.

"Artık seni çözdüm, insanlar başka şeylerle ilgilenince acayip hareketler yapıyorsun. Sana baktıklarında utanıp saçlarınla yüzünü kapatıyorsun." dedi. Aynen öyleydi. Video açıp izletti. Ben acayip hareketler yaparken çekmiş çakal. Sonradan da yüzüme dik dik bakınca yüzümü kapatmıştım. Manyak bu ya. Yemim ederim, manyak.

"Aç olunca da çok sinirli olurum, Nash ben acıktım!"

"Bu benim sorunum mu?" dedi. Gözlerimi devirdim.

"Ben de geçen gün istediğin saati verecektim ama neyse." dedim.

Kafasını çıkarttı. "Sahi mi?" Ondan sayılı vardı ve tükenmişti. Bende de iki tane olduğunu görünce istemişti.

"Gel kahvaltı yapalım, gel ne olur. İstersen beni bile ye." dedi.

"Oha, Nash'i yola getiren ilk insan." dedi Shawn, Jacob ve Gilinsky aynı anda. Nash kaşlarını çattı. "Bir de Skylynn vardı." dedi Jacob. Ona gülümseyince Aaron, Shawn ve Alvin kaşlarını çattılar. Alvin ve Aaron neyse de, bu çocuk sahiden kıskanıyordu, ehe. Nash'i dünkü gibi sürükledim. Dün benim gerçek yüzüm kendini göstermeye başlamıştı, bugün de Shawn'ın. Her şey bir yerden başlardı. Bu da bir başlangıçtı. Ve her ne kadar kabullenmek istemesem de sanırım bu bizim başlangıcımızdı...

*

Oldu bittiye geldi ama olsun. Saçmaladım biraz sanki :/ Aman neyse ne, çokta tın çokta wi-fi kardeşim. Neyse Magcult, öpüyorum! :*** <3

Something Big | Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin