Naomi: Abla lütfen dışarı çık..
Naomi: Abla, duyabiliyor musun?
Naomi: Cevap ver lütfen endişeleniyorum.
Mizuki: Beni yalnız bırak.
Naomi: Tamam sen nasıl istersen. İhtiyacın olduğunda burada olacağım bunu bil.
-Yaklaşık 1 ay geçmişti ve kendime yavaş yavaş geldiğim zamanlarda aklıma Haru'nun evine gitmek geldi. Ona ait herhangi bir eşyayı alabilirsem onu özlediğim zaman daha az özlem çekerim diye düşünmüştüm. O da olsa almamı isterdi.
-Evinin önüne geldiğim zaman cesaretimi topladım ve çantamdan ucunda benim fotoğrafım olan anahtarlığı çıkardım. Bu Haru yalnız yaşıyordu ve acil bir durum olursa ona gelip kapıda kalmayayım diye bu anahtarlığı bana o vermişti.
-Ellerim titreye titreye anahtarı deliğe soktum ve yavaşça çevirdim. Kapıyı açtığım anda burnuma çok kötü bir koku geldi. Büyük ihtimalle evi uzun süre temizlenmedi diye böyle kokuyordu.
-Yavaşça içeri girdim ve Haru'nun odasına yöneldim. Evinin onunla çektiğimiz resimlerle dolu olduğunu biliyordum ama tüm odasını bu resimlerle süsleyeceğini düşünmemiştim.
-Etrafa baktım ve alabileceğim birşey var mı diye herhangi bir eşya aradım. Haru'nun hep kullandığı parfümü buldum ve onu oldum, ayrıca bana vermek için hazırlandığı bir peluş ayı buldum. Üstünde ismim yazıyordu ve görünüşe göre veremeden gitti..
-Onu da aldım ve çıkmak için hazırlandım ama çıkmadan önce gözüme bir defter takıldı. Diğer defterlere göre oldukça yıpranmıştı ve bazı sayfaları defterin dışına çıkmıştı. Normalde olsa bakmazdım çünkü bu onun özel hayatı ve bundan rahatsız olurdum. Ama defterin sayfalarına tarihler atılmıştı. Takıldığım şey tarih atılması değil de haftasonlarının tarihlerinin atılmasıydı. Ona ulaşamadığım her haftasonu bu defter ile mi uğraşıyordu?
-Defteri aldım ve üstünde tozları sildim. Kapağını açtım ve yazanlara göz gezdirmeye başladım. Anladığım kadarıyla ilk birkaç sayfa listeydi, ne listesi olduklarını kontrol etmek için bakmaya devam ettim ve gördüğüm şeyler gözümden yaş gelmesine neden oldu. Dikkatimi çeken kırmızı ile yazılmış 2 başlık vardı.
-Mizuki'nin kalbini kazanma yolları-
-Mizuki'nin mutlu olması için onu üzmeyecek kişiler-
-İlk başlığı karalamıştı. Sanırım ben onu reddedince bundan vazgeçti ve.. bana beni mutlu edecek birini bulmaya mı çalıştı..? 2. başlıkta geçen isimlere ve resimlere göz gezdirdim ve ne yalan söyleyeyim birkaç tane yakışıklı vardı.
-Yüzümde hüzünle karışık bir gülümseme oluşmuştu ve deftere bakmaya devam ettim. Ama sayfaları çevirdikçe yüzümdeki o ifade kayboldu ve yerini korku ve dehşet aldı.
Sadece Bir başlık vardı.
"Mizuki'nin canını yakanlar.."
B-bu nedir böyle?! İlkokuldan benim bile hatırlamadığım bana zorbalık yapmış çocukların resimlerini görünce şok olmuştum. Gözümden yaşlar daha hızlı akmaya başlarken gördüklerimin gerçek olup olmadığını düşünüyordum, yoksa aklım bana oyun mu oynuyor?
-Sayfaları geçtikçe ağlamam daha çok hızlandı, hayatta beni 1 kere dahi olsa üzmüş insanların fotoğrafının burada olmasına mı, bazılarının üstünde kırmızı çarpı olmasına mı, yoksa sayfadaki anne ve babamın resminin üstünde olan kırmızı çarpılara mı ağlamalıydım?
-2 yıl önce-
-Bilinmeyen bir numaradan telefon almışım ve telefonu açmamla yere çöküp ağlamaya başlamam bir olmuştu.
?: Efendim çok özür dilerim ama anne ve babanızı kaybettik.
Mizuki: N-ne? Bu bir çeşit şakaysa hiç komik değil kesin şunu!
?: Gerçekten çok üzgünüm şaka olduğunu söylemek isterdim ama bu sabah 6 saatlerinde ikiside evlerinde ölü bulundu.
Mizuki: O-olamaz! Bu nasıl olur?!
?: Çifte intihar gibi duruyor efendim. Cinayet yada kaza olmasını sağlayacak herhangi bir delil bulamadık.
505 kelime
Haru'nun masum olduğunu kim söyledi? ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuza Kadar / Todoroki x Oc Fanfiction
FanfictionSadece bir kişinin, yıllarca geçmeyen terkedilme acısını ve yalnızlığı geçireceğini kim bilebilirdi ki?