Twelve 💎

695 68 87
                                    

-Aklıma gelenler bir an için durmamı sağladı. Bu Elizabeth miydi yoksa değil miydi hiçbir fikrim yoktu. Onu uzun zaman önce kaybetmiştim ve bulma umudum da yoktu.

-Belki gidip konuşmayı deneyebilirdim ama ne diyeceğimi bilmiyordum.

Yoko: Dünyadan Mizuki'ye orada mısın?

Mizuki: Ha?

Naomi: Bir saattir seninle konuşuyoruz aklın nerede senin?

Mizuki: Aklım gayet yerinde seni duvar parçalarıyla boğmamı istemiyorsan sus Nao.

Naomi: Sanki birşey dedim be.

Mizuki: Siz 5 dakika oyalanın hemen geleceğim.

Yoko: Tamam, burda olacağız.

-Cesaretimi toplayıp Elizabeth'in yanına yürümeye başladım. Ne diyeceğimi tam olarak karar verememiştim ama orada karar verecektim.

-Elimi yavaşça sırtına koydum ama sanırım bu onu korkutmuştu o yüzden hızlıca arkasını dönüp bana ne olduğuna anlam verememiş bir ifadeyle bakmaya başladı.

Mizuki: Ehm, şey korkutmak istemedim özür dilerim.

Elizabeth: Sorun değil. Yardımcı olabilir miyim?

Mizuki: Şey.. Sen Elizabeth Yamamoto musun..?

Elizabeth: Adımı nereden biliyorsun?

-Yani gerçekten Elizabeth mi? Küçükken en yakın arkadaşım olan Elizabeth..?

Elizabeth: H-hey noluyor neden ağlıyorsun?!

Mizuki: Sana verdiğim bilekliği çıkartmadığını görmek çok güzel.

Elizabeth: ...

Elizabeth: M-Mizuki?

Mizuki: Unutmamışsın beni..

Elizabeth: Gerçekten sen misin yoksa bir başka hayal mi görüyorum?

Mizuki: Hayal olan bu kadar salak durur muydu sence? :']

Elizabeth: *Sarılıyor* SENİ NASIL UNUTABİLİRİM? APTAL! NEREYE GİTTİN?!

Mizuki: Özür dilerim özür dilerim..! Daha önce seni bulmaya çalıştım ama orada değildin!

Elizabeth: Şuan bu önemli değil zamanı geldiği zaman anlatacağım..

[Dertleşme ve uzun bir konuşmadan sonra çünkü üşeniyorum]

Yoko: Unutulduk :')

Naomi: Abla Yoko'yu üzmenin hesabını sonra verirsin biz şimdi kafeteryaya iniyoruz.

Mizuki: Tamam, Yoko konuşacağız seninle unutulmadın merak etme!

Yoko: Tamam gediğin zaman ağzına sıçarım artık.

Mizuki: Vazgeçtim hiç gelmeyeceği-

Yoko: MİZUKİ!

Mizuki: Tamam be! Geliyorum yarım saate!

Elizabeth: Kanka elini yüzünü yıka istersen ağlamaktan kıpkırmızı oldun!

Mizuki: Mutluluk gözyaşları bunlar!

Elizabeth: Ciddiyim! Git elini yüzünü yıka.

Mizuki: Tamam, beni burada bekle hemen geleceğim.

-Koşuyordum, şansa bak gene birine çarptın bu kadar sakar olduğumu bilseydim bu okula hiç başvurmazdım zaten!

Todoroki: Düşmeyi çok seviyorsun sanırım? Yada yakışıklı erkek gördüğün zaman kendini üstüne mi atıyorsun? :D

Mizuki: Ne diyorsun be?! Seni eritip külaha koyup vişneli & sütlü dondurma diye satarım.

Todoroki: Çok kırıldım. :'[ *Elini uzatır*

Mizuki: Gerek yok kendim kalkabilirim.

Todoroki: Yüzün kıpkırmızı. Sen hep ağlıyor musun böyle?

Mizuki: Gerçekten seninle uğraşamam çık önümden be!  Hep ağlıyormuşum..

Todoroki: Kötü birşey demedim!

370 kelime ❤️

Yeni bölüm seneye gelir artık KWJKQLWLQJWLWJ

Sonsuza Kadar / Todoroki x Oc FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin