42.BÖLÜM

661 33 26
                                    

neydi bu şimdi ilahi adaletin oynadıgı bir oyunmuydu eger ilahi adaletin oynadıgı bir oyunsa hiç adaletli bir oyun degil çünkü oyunun sonunda hep acı çeken bendim oysa acı çekmek istemeyen mutlu olmak isteyen ben hep mutsuz oluyordum bu hiç adil degildi eger acı çekmesi gereken biri varsa bebegimin katili olan şerefsiz yigiti,beni taciz eden eski patronum mert,bana inanmayan dost görünümlü adiler,beni sevdigini sandıgım aşık oldugum şerefsiz Tekindi bunlardı acı çekmesi gerekenler bunlardı mutsuz olması gerekenler ama olmuyordu oyunun sonunda hep ben acı çekiyordum hep ben mutsuz oluyordum.
-girebilirmiyim
annem kapıyı yavaşça aralayıp yatakta kısacık bir bornozla saçları ıslak gözlerini tavana dikmiş olan kızına buruk bir tebesümle bakmaya başladı
-gel anne
annem yanıma gelip yatagın boş kalan kısmına benim gibi uzanıp gözlerini tavana dikti.
-ne düşünüyorsun bakalım?
muzipçe söyledi ama sesindeki acıda kendini bariz bir şekilde beli ediyordu aslında bir bakıma anneme hak veriyordum kızı gözünün önünde acı çekiyordu ama çalışmak bana iyi geliyordu sürekli çalışıp kafamı dagıtmak ona göre yanlıştı içime kapandıgımı düşünüyordu anne yüregi işte.
-hayatımı.
-anlatmak istermisin.
-herşeyi biliyorsun anne neyi anlatabilirim ki.
-düşüncelerini anlatabilirsin.
histerik bir kahkaha attım bu kahkama karşılık annem yan dönüp yüzüme baktı.
-bakma öyle daha delirmedim.
-iyi oldugunda pek söylenemez.
-iyimiyim bilmiyorum
derin bir nefes aldım keşke aldıgım bu nefes beni yok etseydide ruhumdaki bu acılarda onla beraber yok olsaydı.
-canım çok yanıyor naparsam yapiyim geçmiyor keşke diyorum bu ruhumdaki acılar yerine bedenimde derin yaralar açılsa işte o zaman geçte olsa bu acılarım diner ve kabuk tutar o kabukta zamanla geçer ama ruhumda olunca ne kabuk baglıyor nede acılarım diniyor, geçicek diyorsunuz bekliyorum ama geçmiyor hiçbirşey geçmiyor ve ben hiçbirşeyi unutamıyorum. hayatımda Büyük bir yangın oldu anne bende o yangınla beraber küle döndüm kendime hep diyorum küllerinden yeniden dogucaksın Açelya ama sonra birşey oluyor ve hatırlıyorum ki o küller çoktan rüzgarla beraber yok olmuş geriye sadece is kokusu kalmış tıpkı benim bedenimin bu dünyada kalması gibi birşey bu.
annem eliyle yanagımdan akan yaşları silince fark etmiştim agaldıgımı.
-sana ne desemde içindeki acıyı asla dindiremem kızım sana sadece şunu söyleyebilirim hiç brişey geçmiyor zamanla seni hisizlige sürüklüyor bu acılar ve bende senin hisisleşmeni istemiyorum.
-bende bu acılar çekmek istemiyordum ama istedigim olmadı anne.
-ben buna asla izin vermiyecegim senin hisisiz bir kadın olmana asla izin vermem zamanla alışıcaksın zorda olsa alışıcaksın sonra tüm güzel duyguları yaşıyacaksın mutlu olucaksın.
annemin umut dolu konuşması çok güzel birşey ama atladıgı bir şey varki ben çoktan hisis bir kadın oldum zaten.
-belkide geç kaldık anne.
-hiçbirşeye geç kalmadık ve sen artık düşünmüyorsun ve kalkıp giyiniyorsun herkes bizi bekliyor.
-uyumak istiyorum.
-uyumak yok güzelim.
-anne lütfen çok yorgunum.
-istersen abini çagıriyim.
-yapmasın dimi.
abim aşırı derecede çok konuşuyordu ve beni bunaltıp istedigini yapmaya zorluyordu
-dene ve gör.
-anne .
-10 dakkan var canım yoksa abin buraya gelicek.
annem kötü kadın gülüşlerinden atmaya çalışsada beceremedigi ortadaydı.
-iyi giyinip geliyorum.
annem zafer kazanmış bir edayla odadan çıktıgında bende agzı açık olan valizimden siyah bir tayt ve siyah bir tişört çıkarıp giyindim,saçlarımı herzamanki gibi açık bırakmak yerine bu sefer ıslak olmalarını aldırmadan tepeden sımsıkı bir at kuyrugu yaptım cep telefonumu alıp istemeye istemeye aşagıya inmeye başladım eger tekinler burada olmasaydı belki bu kadar isteksiz olmazdım ama onlar orada diye inmek hiç istemiyordum ama hem abimle ugraşmak istemedigimden hemde onlara inat olur gibi indim çünkü benim hiç bir suçum yok hem sıradan bir akşam yemegi yiyip odama çıkıcam
-sonunda ya açlıktan öldük burada.
abimin yalandan olan kızgınlıgına gülmeden edemedim çünkü böyle yapınca hem komik hemde tatlı oluyordu.
-yeseydiniz ya abi.
abimin yanına tam Tekinin karşısına oturdugumda yardımcıda servise başlamıştı.
-annem izin vermedi ki başlamamıza.
-oglum çocukmusun sen.
tekini abimle konuşma tarzından anlaşıldıgı üzere aralarında bir samimiyet vardı.
-abicim açım Allah Allah.
abimin söylenmeleri bitmiycegini bildigim için çorbamdan bir kaşık aldım hayatımda ilkez bu kadar lezetli bir çorba içiyordum gerçekten çok güzel olmuş.
-elinize saglık çok güzel olmuş.
-afiyet olsun efendim.
kadın annem yaşlarında kısa boylu tonton biriydi normalde efendim demesini istemezdim ama karşımdakiler bunu farklı algılıycakları için yalnızken uyarırdım efendim demesin diye, hereks önündeki çorbayı içmeye başladıgında evin içinde sadece kaşık sesleri vardı başka hiçbir ses yoktu.
-bu çorbayı senden başka böyle güzel yapan yok ya.
abimin abartı dolu ifdelerine herkes gülerken gülmelerini kesen benim telefonumun sesi oldu .
-üzgünüm ama bunu açmak zorundayım.
Masadan kalmak için sandalyemi geriye doğru çektiğimde babamın söyledikleriyle oturmak zorunda kaldım.
-yemekteyiz sonra dönersin.
-işle ilgili ve çok önemli.
-şu an bu masa daha önemli.
Masadaki herkese tek tek bakıp babama döndüm
-hayır iş daha önemli.
-Açelya
Babam yüzündeki şaşkın ifadeyle sadece bana bakarken abimin ismimi seslenmesiyle ona döndüm.
-efendim
-ayıp degilmi abicim.
-hayır hem neden olsun ki tanımadıgım insanlar benim için hiç önemli degil iş daha önemli.
-ama...
abimin bahaneleri beni hiç ilgilendirmiyordu çünkü bu karşımdakiler gerçekten hiç umrumda degiler.
-aması falan umrumda degil abicim tanımadıgım insanlar için bu önemli işi kaybedemem.
daha fazla konuşmlarına izin vermeden telefonu açıp masadan kalktım.
-alo
-açelya hanım nasılsınız?
-iyiyim aslan bey siz nasılsınız?
-bende iyiyim sizle şu yemek işini konuşmak içim aradım.
-ben şu an ailemle beraber bir tatildeyim ama oray döner dönmez yiyebiliriz.
aslan beyle bir yandan konuşurken bir yandanda mutfaga gelmiştim.
-peki bu imzaları nasıl yapalım.
-şu an dedigim gibi tatildeyim ama mail yoluyla bir kaç dosyayı halederim önemli olanlarıda döndügümde halederim olurmu.
-tamamdır o zaman yemekte konuşuruz gereken şeyleri bir kaç dosyayı mail atarım size.
-tamamdır teşekür ederim.
-asıl ben teşekür ederim Açelya hanım sizle çalışmak  çok güzel.
-sizinle çalışmakta çok güzel iyi günler.
adam bazen gerkesiz konuşuyordu ve ben  konuşmayı kesene kadar asla kesmiyor.
-iyi tatiler
-teşekür ederim.
telefonu kapatıp arkamı döndügümde azrayı bir an görünce şaşırsamda beli etmeden yanından geçmeye çalıştım ama azra buna izin vermedi.
-biraz konuşalımı?
-hayır.
-lütfen Açelya sadece biraz.
-çekilirmisin şuradan.
-sadece 5 dakika bir dinle.
-ne söyliyceksen söyle.
azra heycanlı bir şekilde konuşmaya başladı.
- baka biliyorum sana biraz sert çıktım ama Tekin haklıydı Açelya dur lafımı kesme senin böyle birşey yapmıycagını emindim ama o an Tekine destek olmam gerekti ama hep biliyordum senin böyle birşey yapmadıgını yapmadıgına eminim.
-senin Tekinin arkadaşı degildin.
-biliyorum ama.
-ama ne azra siz hepiniz onun yanına geçtiniz ve ona inandınız.
-bak biliyorum haklısın ama bir şans versen dostlugumuza ben çok pişmanım özür dilerim.
histerik bir kahkaha atım
-dostlukmu ben ortada bir dostluk göreiyorum ama.
-açelya.....
elimi kaldırıp susmasını istedim elimdeki su dolu bardagı yere sertçe fırlatıgımda azra küçük bir çıglık atı onun çıglıgını umursamadan yerde paramparça olan bardagı elimi kesmesini aldırmadan avucuma alıp azraya bakdıgımda aglamaya başlamıştı bile.
-bak Azra bu bardak paramparça oldu dimi
kafasını olumlu anlamda saladı
-peki ben bundan şimdi özür dilesem ve pişman oldugumu söylesem bu bardak eskisi gibi olurmu ben bu bardaktan yeniden su içe bilirmiyim.
Azra sadece aglayarak yüzüme ve lime bakıp duruyordu
-Açelya.
annemler Azranın çıglıgından dolayı geliceklerini zaten tahmin etmiştim annemlere ve tekinlere bakmadan sadece Azraya bakıyordum  elimdeki cam parçalarını yere fırlatım.
-eger özür diledigimde birgün bu bardak düzelirse ben buradayım azra o zaman bende seni afederim.
bunun gibi imkansız birşeydi onu affetmem sadece onu degil Borayı,Tunayı,Melisi,Tekini hepsini artık afedemezdim ki.
Azra hıçkırarak aglamaya başladıgında onu umursamadan mutfaktan çıktıgımda annem,abim ve babamda peşimden geliyordu artık benim için annemler ve sarplar vardı artık Tekinler yoktu.......

CANDAN ÜMİDİ KESEBİLİRSİNİZ; AMA CAN DOSTLARIYLA İRTİBATI KESMEK GÜÇTÜR......

Okyanus gözlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin